Bölüm 9

1.3K 173 209
                                    

Yoongi'nin Anlatımı:

İnsanoğlu bazen bazı şeylerin başına gelebileceğini önceden hissedebilirdi. Bilmiyorum, yıllar geçtikçe içimdeki bu duygu büyüyüp durmuştu. Başıma geleceğini biliyordum, bir gün ailemle sınanacağımın farkındaydım.

Ailem benim kanayan yaramdı, benim de onlar için öyle olduğuma emindim. Hiç bir zaman normal aile ilişkilerimiz olamamıştı bizim, önemli günlerde veya tatillerde diğer üyeler gibi onları ziyarete gitmezdim. Jin Hyung gibi annemle saatlerce konuşup günümün nasıl geçtiğini anlatmazdım. Ben hiç bir zaman onlar gibi olamamıştım, bu olmak istemediğimden değildi elbette, istesem de olamamıştım.

İçime kapanık bir çocuktum ben, sıradan çocuklar gibi doğmamıştım. Asla kolayca bir yere adapte olamazdım, çabucak arkadaş edinemezdim. Her daim ardına saklandığım görünmez duvarlarım vardı benim, bu duvarların ardına da kimseyi sokmazdım.

Bazen aileme de hak verirdim. Böyle bir çocuğu anlamak, ona ebeveynlik etmekte zordu tabi ki. O zamanlar onları bu kadar anlamasam da şu anda endişelerini daha iyi anlayabiliyordum.

Kendi sorunlarımı kolayca anlatabilen bir yapım olmadığı için ümitsizce çevremdekilerin beni anlamasını beklerdim, onlar anlamadıkça da daha asabi bir karaktere bürünürdüm, bu da aramızdaki uçurumları daha da derinleştirirdi. Kendimi ifade edemedikçe etrafımdakiler de benden uzaklaşmıştı.

Kimse yanımda durmamıştı.

"Sanık Min Yoongi, ailene göstermiş olduğun türlü saygısızlıklardan dolayı bu cehennemde yargılanıyorsun. Sana biçilen ceza şu anda üzerine bastığın binlerce suçlu insan gibi, bu çölde bir kum tanesi olarak dağılmaktır."

Nereden gelmiş olduğunu anlayamadığım tok ses bir anda tüm tüylerimi diken diken etmişti. Ayaklarımın altındaki binlerce kum tanesinin cezalı insanlardan oluştuğu gerçeği tüm vücudumun kasılmasına sebep olmuştu.

Belki de koskoca çöle karışan bir avuç kum tanesi de ben olacaktım?

Bunu hak etmiş miydim? Bilmiyorum.



Flashback:

"Yoongi! Yine mi?"

Annemin klasik şikayetlerini sıralarken kullandığı ses tonu beynimde yankılanırken güne şimdiden yenilmiş başladığımı hissetmiştim.

"Bıktım artık şu şikayetlerden."

Ben de bıkmıştım, her gün elinde bir şikayet zarfıyla gelip bana bağırmandan, bir kez bile neden diye bana sormayıp hep şikayet edenlerden yana olmandan bıktım anne.

Yatağımdan çıkmak istemiyordum, yine dünyanın akışına kapılmak, zorbalık dolu bir güne başlamak istemiyordum işte. Bütün gün burada, kendi sığınağımda, herkesten soyutlanmış bir şekilde başımı deve kuşu gibi gömerek yaşamak en büyük hayalimdi. Böylelikle o lanet olası liseye gitmezdim ve her gün anneme farklı şikayetler gelmezdi.

"Sana diyorum Yoon!"

Olmuyordu işte, ben ne kadar görmezden gelsem de olmuyordu. Bir cevap bekleyen annem yatakta tepeme dikilmişken sorunlarımdan kaçmam yine imkansızdı.

"Diğer insanlarla konuşmuyorsun onu anladık, en azından bana bir cevap vermek zorundasın."

Bazen sessizliğim bile büyük bir sorun haline gelebiliyordu.

Çünkü annem için insanların şikayetleri oğlunun sorunlarından daha önemliydi, bunun bir kere daha farkına varmıştım.

"Ne dememi bekliyorsun? Sana binlerce kez orayı sevmediğimi, mutlu olmadığımı anlattım. Ne zaman benim mutluluğumu düşündünüz ki siz?"

Burn Seven Times For Love / Yoonmin  (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin