4.BÖLÜM:KALBİMDE ZİFİR BİR YANGININ KORLARI

175 4 6
                                    

Seviyor...

Sevmiyor...

Seviyor... Sevmiyor... Seviyor... Sevmiyor...

"Sevmiyor çıktı ya! Sevmiyormuş ya, sevmiyor! Peki, o zaman beni sevmiyorsa kimi seviyor bu Ateş?" Kendi kendime söylenirken yan tarafıma bıraktığım resim altlığına tutturulmuş kâğıdı kendime doğru çektiğim bacaklarımın üzerine koydum. Bahar geldiği için fakültenin bahçesine çıkıp, öncelikle gördüğüm açan bütün papatyaları toplamış sonrada kendime dibinde yerleşeceğim bir ağaç bularak altına oturmuş ve gövdesine sırtımı yerleştirmiştim.

Aslında yeni açmış papatyaları Ateş'in bana olan sevgisini ölçmek için kullanmayacaktım lakin içimdeki bir dürtü onları "Seviyor, sevmiyor" yap deyince dayanamamış bütün papatyaları papatya falında kullanarak bütün kanatlarını yolmuştum, sonuç olarak papatyaların beşi sevmiyor çıkmıştı. Aklım sevmiyor çıkan papatyalarda kalmıştı bu yüzden de kucağımdaki kâğıda sinirlerimi aktararak kalemle sert bir şekilde darbeler atarken sanki sinirim geçmeyecek gibi hissediyordum. Hem ateş bir kere beni seviyordu yani ne demek başkasını sevmek ve beni sevmemek. Alt tarafı bir papatya falıydı dimi ama.

"Kendini kandırma Zeynep! Sen papatya falına çok inanırsın bir kere. Ama başka papatyam kalmadı ki ya. Gidip çevreye bir baksam mı acaba?"

Kendi kendime söylenirken yaslandığım ağacın arkasından elinde kocaman bir buket sarıpapatyalarla çıkan Ateş ile bedenim istemsizce irkilmişti. Beklemediğim bu hamle beni korkutmuştu, karşımda duran Ateş'in gözlerine oturduğum yerden bakıyorken yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Ateş"

"Bence bir de bunları denemelisin Zifir Yeşil'im. Garanti veriyorum bunlardan hep 'Seviyor' çıkacak."

"Ama sen... Sen nasıl denk getirdin ki Ateş. Yani ben tam sevmiyor çıktı diye tek bir papatyayı bulmak için tüm üniversiteyi talan edecekken, nasıl olur da elinde bir buket papatyayla gelebilirsin ki?"

Ateş içimi ısıtan yüzündeki gülümsemesiyle aramızdaki görünen tüm mesafeyi kat etmiş, elindeki buketi kucağıma çizdiğim resmin üzerine bırakarak yanıma oturmuş, kolunu boynumun altından geçirerek sırtımı gövdesine yaslamış ve kendisi de ağaca yaslanmıştı.

"Belki de bazı şeyleri hissedebiliyorumdur Zeynep." diyen Ateş derince bir nefesi göğüslemiş, saçlarımın arasına bir öpücük kondurmuştu. İçim sıcacık olmuştu, kesinlikle bu sıcaklık yaslandığım vücudundan gelmiyordu. Kocaman korlu elleriyle naifçe dokunduğu ruhumun sıcaklığıydı. Ateş'in yanındayken zaman dursun çevremizde kimse kalmasın sadece o ve ben olalım istiyordum. Sadece onun ruhuma dokunan sıcaklığı beni sarsın istiyordum. Yüzümde kocaman gülümseme oluşurken yanaklarımdan inen sıcacık gözyaşları gülümsememe bir tezatlık katıyordu.

Ateş iki yanımdan uzattığı elleriyle gözyaşlarımı sildi, ağladığımı nasıl anladığının şaşkınlığı içerisindeyken, kulağıma genzinden gelen kahkahası dolmuştu. "Biliyorum yüzünde oluşan gülümsemelerinin arasından nasıl gözyaşlarını görmeden anladığımın şaşkınlığı içerisindesin ama Zifir Yeşil'im daha önce dediğim ve hatta biraz önce de dediğim gibi bazı şeyleri görmeme gerek yok ki sadece hissediyorum." Dedi kulağıma ritmik bir şekilde dolan kahkahalarının kesilmesinin hemen ardından. Soluk bile almadan onu dinlemiştim. Sildiği gözyaşlarıma yenisi eklenmezken yüzümdeki gülümseme hiç silinmemişti. Hiç de silinmiyordu ki. Ateş ile olduğum her zaman diliminde bu yüzümdeki aptal âşık gülümsemesi oluyordu. Ateş çok güzel seviyordu aynı zamanda da seviliyordu.

Ne diyordu Cemal Süreya "Bazı adamlar, içitmeden sevemezdi... Kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında... Bazı adamlarsa, tüm geçmişi unutturur, parmak uçlarından öperdi..." diyordu işte Ateş, parmak uçlarımdan öpen adamlar arasındaydı. Ne kırardı ne dökerdi, ne de yangınlar bırakırdı arkasında, eğer bir gün benden giderse ve ben kırılırsam bu Ateş'in bana verdiği fiziksel acıdan ziyade bende bıraktığı, zamanında bana bahşettiği sevgisinden olurdu.

YANGIN MAVİSİ(ZİFİR-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin