selamlar. keyifler nasıl iyisinizdir umarım.
dördüncü bölümle karşınızdayım yine dolu dolu bir bölüm oldu. okudukça insanın okuması gelen türden. övdüm kendimi bir az sanırım. 😃
bölümle de bazı gerçeklerle karşılaşıcaksınız. emrenin neden psikolojik destek aldığını mesela. ve bir kaç şey daha. ben ağzımdan bir şey kaçırmadan siz en iyisi hemen okumaya başlayın.
yorum ve beğenileri unutmayın sakın. sizlerin düşünceleri benim için çok önemli. bir de destek olun ki şu güzel hikayemize herkes sahip çıksın. unutmayın onlar sizlere emanet.
hadi şimdi geçin bakim okumaya.
keyifli. bol kahkaha diyemesem de yinede güleceğiniz satırlarda görüşmek üzere. iyi okumalar.
Hangimasal
Her masalın kendine ait bir kahramanı vardır elifin masalının da kahramanı belliydi sadece bir uğraş gerektiriyordu sonrası kucak dolusu mutluluk olucaktı o kadar çok emindi buna herkes kendi zaferini yaşar ve o yolda ne kadar çok emek sarf ettiğini ondan başkası bilemez ve o duygu ona o kadar çok doyumsuz gelir ki bunun hissini belki de hiçbir zaman yaşıyamayacağıdır. Sen seçersin bu yolları kendine canını acıtacağını bildiğin halde sonunda mutluluk varsa yürümeye razı kalırsın bazı zaferlerinde başı çile ile başlar insan kaçtıkça cebelleşiyor hayatla sakın sanma kaçtım kurtuldum diye yeni başlıyor.
Hangi masal kendi kahramanını seçer hangi başrole sen çık derdi devam edebilir mi onsuz bir yolculuğa gidebilir mi gönlünü götürdüğü yere gidermiydi bazı anlar olur ki gıkını çıkaracak takatin kalmaz taş olur yerinde çakılı kalırsın. gül olur dikenleriyle can yakarsın.
O konuşmanın ardından çok uzun zaman geçmişti beş gün o günler arasında elifle emre karşı karşıya gelse de hal hatır sormaktan başka bir şey konuşmuyordu zaten işleri yoğunluğundan sohbet edecek vakti kalmıyordu her zaman ki gibi sema boş vaktinde elifin yanına gelmişti o gün olanların hepsini bir bir anlatmıştı semada her ne kadar arkadaşını sevse de emrenin tarafındaydı biliyordu elifin onu ilk gördüğü zamanlarda beri sevdiğini. Ona karşı bir şeyler beslediğini o yüzden sürekli elife takılıp düşüncelerini değiştirmek istiyordu inada bilmesini istemiyordu.
''fazla naz aşık usandırır elifim bunu boşa söylememişler''
boncuk gözlerini elifin vurgulu gözlerine sabitlemiş hipnoz eder gibi bakıyordu. semanın bu sözlerine karşı her ne kadar innallah etse de hoşuna gidiyordu bu konu. ''semaa beni sevmiyor'' elif buna adı kadar emindi. Sonuçta tavrıda düşüncelerini destekliyordu. Emre yakışıklı biri herkes etrafında dört dönüyor kader bile. Böyle biri masum sevebilirmi böyle biri sevdasına dibine kadar sahip çıkabilirmi elife göre asla. Sadece gönül eylenmesi olarak görüyor kendini emrenin gözünde.
''kendisi bana resmen herkes arkamdan dolaşıyor benim için ölüp bitiyor sende aşık olacaksın diyor''
kızgınlıkla sözlerini dile getiriyordu. O gün çok sinirlenmişti emrenin ukala tavrına. Elinde olsa bir kaşık suda boğardı. Sabretse sevdanın sularında boğacaktı. Parmağını havaya kaldırdı ilk okul çocuklarının sınıfın ortasında heyecanla elini kaldırması gibiydi. Gözlerini kocaman açtı. '' çok önemli bir şeyi atlamış'' sema gözlerini ne dercesine elife daha bir baktı.
'' ben o bildiklerine benzemem onlar her dakika makyajlarını tazelerken benim kafamı kaldıracak vaktim olmuyor neyin aşkı aşk bana yaramaz zaten kalbime hiç olmaz''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lethe- TAMAMLANDI
Roman pour AdolescentsSevmek günahkar gönüllerin harcı değil. Siz hiç kendi feryadlarınızın sesinden sağır oldunuz mu. Vicdanınıza ebediyen bir körlüğe mahkum kesildiniz mi? Bir küçük çocuğun uçurtmasına kendi mahkum hayallerinizi astınız mı? Geçmişin kırgınlığıyla büyü...