KABUS

26 11 17
                                    

Bilmiyorum nerdeyim.
Hangi şehrin,
Hangi bahçesindeyim?

Bir kadın beliriyor karşımda,
Eliyle gösteriyor sağ tarafımı.
İçi boş bir tabut...
İrkilirken bedenim,
Senin adın yazıyor burada,
O halde sen gireceksin bu tabuta, diyor kadın.
Korku kaplarken her yanımı,
Bir anda kayboluyor kadının varlığı.

Ölecek miyim diyorum kendi kendime.
Bu tabuta girince ölecek miyim?
Bitecek mi herşey?
Hadi öldüm diyelim,
İşlediğim günahların,
Nasıl vereceğim hesabını?

Şahitlik edecek elim,
Kolum,
Dilim.
Belki şimşek hızıyla geçeceğim sırat köprüsünden,
Belki de ilk adımda düşeceğim,
Alacağım nasibimi cehennemden.

Bu nasıl korkudur ya Rabb!
Sana kavuşmak isteyen bu can,
Niye ürkek bir güvercin gibi?
Çetin olacak hesap diyorlar.
Korkusu;
Ya günahlarım sevaplarımdan fazlaysa,
Ben ne yaparım şimdi?

Korkuyla aralanırken gözlerim,
Göğsüme şiddetli darbeler indirir kalbim.
Dökülürken dilimden tövbe Estağfurullah,
Sen günahlarımı affet,
Sırat köprüsünden şimşek hızıyla geçmeyi nasip et,
Yeryüzünün ve yedi kat göğün sahibi Allah.

Not:14 şubat günü sabah ezanından sonra gördüğüm kabusun şiire çevrilmiş halidir.

YÜREĞİMDEKİ NOTALAR 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin