*O an gerçekten ölmemiş olan bir bedenin yeniden doğabileceğine şahit olmuştum.
Bazen sadece hayatınızın rengini yitirirsiniz. Sebebi kaybettiğiniz biri olabilir. Bu kişi siz bile olabilirsiniz. Çünkü insan çoğu zaman kendini kaybeder. Boşluğa düşer.
Psikolojide bir terim vardır. Aleksimiti. Kişi kendi duygu durumunu tanımlayamaz ve nasıl bir halde olduğunun farkına varamaz. Veya güçlük çeker. Deli gibi içi buruktur, ama anlam veremez. Çok dibe inmek gerekir bazen. Oralarda bir yerde bir kırık vazo olabilir çünkü.
Ama çoğu zaman biz o kırık vazo için kendimizi suçlarız. Sanki eli çarpan suçluymuş gibi. Korkup sıçratan ve size o tepkiyi verdirten çoğu kişiyi affeder kendinizi suçlarsınız.
Yanlış. Çürürüz böyle. Yaşayamayız.
Elinizden biri kaydığında dehşete kapılırsınız. Muhtemelen kocaman bir kalbiniz vardır. O yüzden kimseye küçük alan vermezsiniz. "Kalbim seninle dolup taşıyor, biliyor musun?" "Sana ihtiyacım var." "Gitme.." Çoğu bunları duyduğunda gitti. Çünkü gerçek değillerdi. Hayal de değillerdi. Bir film figüranı gibiydiler. Asla baş role konmayacak tiplerdiler.
Hatalar... acılar... kayıplar... boşluklar... ve bir başına olmak. Bir başına olup onunla asıl bunu aşmak. Çünkü bazen gerçekten aşamayacağımızı düşünürüz. Geçmeyecek bu! Bittim.. tükendim.. yorgunum artık ben. Uyumak istiyorum...
Belki tanıdık geldi bu dediklerim. Ümidim tanıdık gelmemesinden yana. Ama bir gün olursa duyarsan bunu içten bir yerden, aldanma. Hepsi geçiyor. O kadar uzun sürmüyor. Bir gün gülüyorsun. Ama yine de biliyorum insan duyunca inanası gelmiyor geçeceğine.
Ömrüm boyunca kayıp bir yıldız gibi tanımlardım kendimi. Kafası karışık bir yıldız. Sevilmemiş, yüreğe sokulmamış, eksik bir yıldız. Ama hala sönmemiş. Tabi sönmediğimi anlayana kadar çok zaman geçti. Orası ayrı.
İçimde eksik kalan kişiyi bulduğumda öyle ferahladım ki. Hep olması gerekiyormuş gibiydi. Belki vardı ve sadece doğru anı bekliyordu. Ama sonuçta ona sarılamamıştım henüz. Daha kokusunu alamamıştım.
Birinin ne olursa olsun yanında olacağını bilmek ne büyük bir şans. Eğer Tanrı'ya inanıyorsanız, ki ben artık inanıyorum, onun hep sizin yanınızda olacağına olan inancınız paha biçilemezdir. Hiç bir zaman o ferahlama bir insan ya da bir varlık tarafından karşılanamaz.
Ama yine de birinin benim yanımdan asla ayrılmayacağına emin oldum. Daha doğrusu inandım. Öyle olsun ümidiyle doluyum. Bir gün giderse eğer, ona bir çift lafım olacak. "Gittiğin yer daha güzeldir umarım." Ve bu tüm gidenlere armağan olsun.
"Luhan?" Annemin dürtmesiyle uyandığımda hastanedeydim. Bir dakika ne?
"Anne?" Telaşla elini alnıma koydu.
"Ah yavrum.. o kadar uzun süredir uyuyordun ki artık ümidim tükenmek üzereydi. Şükürler olsun! Doktor çağıracağım." Koşarak odadan çıkan annemin arkasından bakarken tek düşündüğüm oraya nasıl geldiğimdi.
"Sehun.." Elimi başıma koyduğumda keskin bir acı hissettim. Üzerimde evden çıkarken giydiğim kıyafetler vardı. Ama kolumda mavi bir yazı vardı.
Bekle beni
"Neden?" Yine, neden?
Sonra kafamda bir ses duydum.
"Luhan vaktim az ve bu yaptığım doğru değil. Yani düşüncelerine girmek. Ama yanına doğru bir yoldan gelmek için zorlu bir yola girmem gerekiyor. Senden tek istediğim beni beklemen. O kolundaki dövme var olduğu sürece çabaladığımı bil. Geleceğim sevgilim. Korkma.."
Sadece o an her normal insan gibi anlam verememek ve bocalamak istemiştim. Sadece etrafıma bakınıp sevdiğim adamın ismini bağırmak isterdim. Ama gelin görün ki ne şaşırabildim ne de şoka girdim. Sadece ürperdim. Onsuz eksik olmak bana acı verdi.
O yokken idare ediyordum. Bu kadar ihtiyaç duymam çok saçma! Onsuz da ben varım.
"Varım.." Elim kolumdaki dövmeyi okşadı.
"O da var.." Annem ve doktorlar odaya doluşmuş bir şeyler diyorlardı. Benimse tek düşündüğüm Sehun'un zarar görmemesiydi.
"Uçurumun kenarında bulduk seni. Biri bir şey mi yaptı çocuğum? Neden bayıldın? Hala ne olduğunu bulamıyor kimse." Birkaç göz kaçıran doktor ve endişeli annem o an dünyama döndüğümü hissettirdi. Yalanla doğrunun bitişik olduğu, beyaz bir elin avuç içlerinin kararabildiği, aynı zamanda sevginin gözlere döküldüğü o değişik yerde derin bir nefes aldım.
O an gerçekten ölmemiş olan bir bedenin yeniden doğabileceğine şahit olmuştum.
Döndüm.
Uzun uğraşlar sonucu şu kız ayağa kalktı ve şimdi tüm gücüyle yazmaya devam edecek. Bu sefer gitmek yok. Sıkacağım bu dünyanın limonunu. Halledeceğiz yahu. Umarım geçiş bölümünü sevmişsinizdir. En kısa sürede görüşmek üzere Kar Taneleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞSERVİ - HunHan
FantasyÇırpındıkça batıyor, battıkça parlıyor, parladıkça ilgimi çekiyordu.