#Bölüm 35#

8.7K 622 118
                                    

Multi; Elif

Bölüm Şarkısı; Nilipek - Gözleri Aşka Gülen

Sonradan Eklenen Not: Görünmez okuyucularıma fazlasıyla kırıldığımı belirtmeliyim. Çünkü okuyorsunuz ama yorum yapmıyor, oy vermiyorsunuz. Burada verdiğim emeği de düşünün lütfen, iyi okumalar.

~•~•~•~•~

"Ya, Can! Elif işte, komşum olan. Ne olacak sanki o da gelse?"

Küçük bir çocuk gibi omuzlarını silkti. "İstemiyorum bana ne ya! Ben ayıcıklı pijamalarımı giyip seninle dedikodu yapmak istiyorum. Gelmesin o!"

Gözlerimi devirip Can'ı kolundan çekerek kaldırdım. "Daha önceden söz vermiştim. Unutmuşum işte, kırıyor musun beni?" Kolunu kendine çekerek kafasını çevirdi. "Konuşma benimle Su."

"Ya neyin kıskançlığını yapıyorsun Can'ım? Gelir bir iki saat oturup gider. Beni üzmene değer mi?" dedim ve pes ederek yanına oturdum. "Hem seni ayıcıklı pijaman yüzünden yargılayacak birisi değil. Yargılarsa da cevabını alır."

Alttan alttan bana bakıp gülümsemeye başladı. "Vallah mı?"

"He, vallah."

Yerinden kalktı ve mutfağa doğru yürürken bana bağırdı. "Atlas'ı da çağır o zaman!"

Çok kıymetli kıçımı yerinden kaldırıp mutfağa koştum. "Elif'i istemiyordun, Atlas'ı kendin çağırıyorsun. Bir nedeni var mı?"

"Atlas'ı seviyorum. Elif'i tanımıyorum. Yeterli bi' neden mi?"

Kafamı sallayarak Can'ın doğramaya başladığı salatalıklardan birini ağzıma attım. Daha sonra telefonumu elime alarak Atlas'a yazdım.

Su: Sevgiliiimm

Su: Can bugün bizde kalıyor ya hani

Su: İşin yoksa sende gelsene yanımıza

Atlas'ım: Bebeğim ufak tefek işlerim var

Atlas'ım: Onları halledip geleyim olur mu?

Su: Olur tabii ki

Su: Yeter ki gel:)))))

Atlas'ım: Ev boş, bu fırsat kaçmaz;)

Su: Ağzına acı biber sürerim konuşamazsın

Su: Sus

Atlas'ım: Yaptıklarımın sonucu acı biber olacaksa razıyım

Su: İyice azıttın vururum seni

Atlas'ım: Tamam tamam

Atlas'ım: Bir saate ordayım

Atlas'ım: Kendine dikkat et gül güzelim

Su: Sen de kendine dikkat et canımın içi

"Kafanı telefondan kaldırıp bana yardım etmezsen salatayı üstüne dökerim."

Ellerimi, teslim oluyorum, dermiş gibi kaldırdım ve telefonu tezgaha bıraktım. Haki renkli kazağımın kollarını kıvırarak tavukları çıkardım ve derilerini soymaya başladım. Haşlayacağım için derisini sevmiyordum. Kızartma olsaydı, asla soymazdım. Tadı çok güzel oluyordu. Tavukları suya koydum ve masaya oturup kafamı koluma yaslayarak gözlerimi dinlendirdim.

"Kanka, yarım saattir kaynıyor bu tavuk. Dokununca da dağılıyor. Olmuş mudur?"

Kafamı sallayarak onu onayladım. Çalan kapı ile ayağa kalktım ve "Ben açarım!" diye bağırdım.

A.E.S.T.|Yarı Texting (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin