Twenty two

1.1K 78 40
                                    








Lütfen bol  bol satır arası yorum aşklarımm
Öptüm 💋

İyi okumalar :)











Tom'un ağzından;

Pantolonumun fermuarını çekip oturduğum klozet kapağının üzerinden kalktım ve yerde, dizleri üzerinde oturan kıza baktım. Barda içki içerken gözleri üzerimde dolanan bu kızı gözüme kestirmiş ve tuvalete gelip kabinlerden birine girdikten sonra bana ağız işi vermesine izin vermiştim. Başını kaldırıp bana sırıtarak baktığında diliyle dudaklarını gözlerimin içerisine bakarak uzunca yalamıştı. Bu hareketine gözlerimi devirdim ve onun yerden kalkışını izlemeye devam ettim.
Ellerini omuzlarıma koyup hala daha sırıtıyorken,
" Nasıldım? " dedi bana. Adı bile bilemediğim kıza,
" Fena değildin. " deyip kabinin kapısını açacaktım ki elimi tutup bunu engelledi.

" Yeniden görüşelim. " dedi bana. Elimi tutan eline baktım, sonra bakışlarımı yüzüne çıkarttım. Bana gülümseyip elini pantolonumun arka cebine attığında telefonumu almıştı. Telefonun ekranını açmış telefonu şifreyi açmam için bana verecekti ki, ekranda gördüğü fotoğrafla dona kalmış ve kaşlarını çatmıştı. Şaşkınca, " Kız arkadaşın mı var? " dediğinde telefonu elinden hızla almış ve ekrandaki Anna'nın fotoğrafına bakmıştım.
Yutkundum, Anna'yı telefonumun ekranına koymam bile saçmaydı. Üstelik, o benim değilken.
" Kız arkadaşını mı aldatıyorsun. " dediğinde bana, telefonumu kilitleyip hızla arka cebime geri koymuş ve karşımdaki kıza bakmıştım. " O benim kız arkadaşım değil. " dediğimde sinirle arkamı dönüp kabinin kapısını açmış ve çıkmıştım.

Uzun koridordan geçiyorken kırmızı ışıklandırmanın gözümü sikmesiyle dudaklarım arasından küfürler savurdum. Yüksek ses başımın daha fazla ağrımasını sağladığında tek istediğimin bir an önce eve gidip uyumak olduğunu biliyordum. Tam o sırada, koridorun açık kapısından çıkacaktım ki bir bedenin bedenime hızla çarpmasıyla küfretmiştim. " Sikeyim, dikkat etsene! " Karşımdaki beden de benimle aynı anda konuşmuş, " Dikkat etsene! " demişti. Tam o esnada ikimizde şaşkınca birbirimize bakmıştık çünkü çarpıştığım kişi Anna'ydı. Onu görmemin vermiş olduğu huzur bir an da vücuduma dolmaya başladığında yutkunmuştum. Onun bakışları ise beni süzmüş ve, " Bu kadar fazla dağıtmanın sebebi ne? Şu haline bir bak. " demişti.

Güldüm ona, çok asiydi. Omzumu koridorun kapısına yasladım ve ona bakmaya devam ettim.
" Beni boşversene, asıl senin burada ne işin var?
Sen artık sevgilisi olan birisin Anna, Harry'nin buraya geldiğinden haberi var mı? " dediğimde gözlerini devirmişti. Sırıttım bu tepkisine, ardından kollarını göğsünde birleştirdi. " Buraya eğlenmeye gelmedim Tom, sadece paraya ihtiyacım olduğu zamanlar arada bu barda şarkı söylemeye geliyorum. " dediğinde kaşlarımı çatmıştım.
Sonra o dudakları arasından tıslamış ve, " Agh, sana neden hesap veriyorsam. " demiş ve gidecekti ki hızla kolundan tutmuştum. " Şarkı söylediğini bilmiyordum. " dediğimde, kolumu tutan elime bakmış ve kolunu hızla çekmişti. " Çünkü bu seni ilgilendirmez. " dediğinde dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

Bozulduğumu belli etmemeye çalışarak, " Evet beni ilgilendirmez, ama biraz daha kalıp seni dinleyeceğim. " dediğimde kaşlarını çatmıştı.
" Nedenmiş o? " dediğinde omuz silkerek sırıtmış ve,
" Çünkü paşa gönlüm öyle istiyor. " demiştim. O burnundan soluyorken ben hala sırıtıp ona bakıyorken yanağından makas alarak yanından ayrılmıştım. Ama onun öfkeyle soluk soluğa arkamdan, " Göt beyinli. " dediğini duymuştum.


Dakikalar sonra Anna barın sahnesine çıktığında siyah taburenin üzerine oturmuş ve gitarının ipini boynundan geçirmişti. Tam onu karışıdan netçe görebileceğim bir masaya oturmuştum. Onunla kısa bir anlığına yüze yüze geldiğimizde bana sanki dünyanın en sinir bozucu insanıymışım gibi baksada ben ona gülümsemiştim. Sonra o çalmaya başladı. Gözlerini yumdu, her yer karanlık olduğunda sadece sahnede yukarısından vuran ışık gösteriyordu onu. Söylemeye başladığında ve sesi kulaklarıma dolduğunda kalbimin gittikçe yükselen atışını engelleyemedim ve ben masadaki içkiyi alıp hızla kafama dikerek içtim.



Beni özlemiyor gibi yapabilirsin
Beni umursamıyor gibi yapabilirsin
Tek yapmak istediğin beni öpmek
Oh, orada olmamam ne kötü



Gözlerimi yumdum, içtiğim içki değil de onun güzel sesi beynimi uyuşturuyordu. Derin nefesler alarak yumduğum gözlerimi açtım, gün geçtikçe kendimi daha fazla kaybediyordum. Karşımdaki bu kadına daha fazla tutuluyordum ve bunun olmaması gerekiyordu, biliyordum. Ama elden ne gelirdi ki? Tanrı şahidim olsun kalbime nasıl söz geçirebilirim hiçbir fikrim yoktu.



Beni özlemiyor gibi yapabilirsin
Beni umursamıyor gibi yapabilirsin
Tek yapmak istediğin beni öpmek
Oh, orada olmamam ne kötü
İstediğin ne?



" İstediğim sensin. " diye fısıldadım ve bardağımdaki içkinin son yudumunuda içtim.
Sonra ışıklar yandı, sahnedeki ışık karardı. Anna gitarını çıkartarak sahneden indi. Sonra beklemediğim bir şey oldu ve o benim oturduğum masama doğru gelmeye başladı. Masaya geldiğinde karşımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda arkasına yaslandı ve bana baktı.
" Sencede yeterince içmedin mi? Hadi artık evine git. " dediğinde tek kaşım havalandı. " Beni düşünüyorsun sen? " dediğimde sesim resmen umut dolu bir nidayla çıkmıştı, ben fark ettim ama o fark etmedi. Güldü ve bana, " San umursayacağım son kişisin Tom, sadece artık senin suratını görmek istemiyorum. Her yer de karşıma çıkıyorsun. " dediğinde zorla gülümsemeye çalıştım.

" Biraz daha içmeye ihtiyacım var. " dediğimde getirilen içkilerden içmeye devam ettim. Sonra masaya iki tane kız geldiğinde ikimizde başımızı kaldırmıştık. Kızların tanıdık olduğunu görmemle ağzımın içerisinden tısladım. " Tom, arkaya gelmek ister misin? Geçen sefer ikimizde seni çokça memnun etmiştik. " dediğinde kızlardan biri, sonra ikiside kahkaha atmıştı. Gözlerimi devirdim, sonra bakışlarım Anna'ya kaydığında masanın başında dikilen iki kıza kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu. " Hadi Tom, seni çok özledik. " dediklerinde kızlardan biri kucağıma oturmuştu.
" Tanrım. " diye mırıldandım sessizce, bir kez yapıştılar mı gitmiyorlardı.

" Sevdiğin gibi, siyah iç çamaşırı giydik. " diye fısıldadığında dudaklarımı öpmeye başlamıştı.
Omuzlardan tutup onu geriye çektiğim sırada Anna'nın ayaklandığını hissetmemle ona bakmıştım. Anna yanımıza yaklaştığında kızın kolundan tutup kucağımdan çekip kaldırmıştı.
" Gidin deliğinizi dolduracak başka bir adam bulun. " dediğinde bana dönmüştü. " Gerizekalı, kalk gidiyoruz. " dediğinde sinirli gibiydi. Kolumu tuttu ve ben hipnoz olmuş gibi ona ayak uydurarak kalktım. Şaşkındım, çünkü Anna'nın beni umursamayıp beni bu kızlarla bırakıp gideceğini düşünüyordum. Sonra o beni bileğimden tuttu ve biz barın çıkışına kadar birlikte yürüdük.

Bardan çıktığımızda tuttuğu bileğimi bırakmıştı, ben neden böyle bir şey yaptı diye düşünürken o bunu anlamış gibi hemen açıklama yapmaya başlamıştı. " Ne kadar senden haz etmesemde Harry'nin ikiz kardeşisin ve eminim Harry şuan evde oturup seni merak ediyordur. Bu yüzden ben Harry'nin üzülmesini istemiyorum, hadi şimdi eve git. " dediğinde barın önünde bekleyen taksilerden birinin kapısını açıp binmemi beklemişti. Burukça güldüm, ne bekliyordum ki? Ve ben tam binecekken ona dönmüş ve biz burun buruna gelmiştik. Gözlerim bana gökyüzünü anımsatan gözlerinde gezinmeye başladı. Kurumuş dudaklarımı yaladım ve derin bir nefes aldı. " Aptal. " diye fısıldadım yüzüne karşı. Gerçekten kör müydü? Göremiyor muydu? Harry onun gözünü o kadar kör etmişti ki, göremiyordu. Sonra taksiye bindim o ise şaşkın, afallamış bir şekilde kapımı örttü ve ben başımı cama yaslayarak buğulanan gözlerime lanet ederek ağlamamak için direndim ve taksi hareket ederek uzaklaştı.
















Gelecek bölüm görüşmek üzere! 💚

Girl with luv || harrystyles. - texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin