Bu bölüm tamamen düz yazı, lütfen bol bol satır arası yorum yapın aşklarımmm
sizi seviyorum 💚İyi okumalar :)
ANNA' NIN AĞZINDAN:
Harry tuttuğu elimi bırakıp iki eliyle katlanmış biletleri açıp koltuk numarasına bakıp, " İşte burası. " demişti gözlüklerini düzelterek. Ardından kenara kaymış ve ben cam kenarına geçip oturmuştum, o da ikimizin sırt çantasını yukarıdaki kısma koyduğunda yanıma oturmuş ve gülümsemişti. Bende ona gülümsediğimde başımı omzuna koymuştum. İki saatlik bir otobüs yolculuğu yapacaktık ve şimdiden onunla koca bir haftasonunu yalnız geçireceğim için çok fazla mutluydum. Onun da heyecanını arada kekeleyerek konuşmasından ve titreyen ellerinden kolayca anlayabiliyordum. Üstelik, kalbinin sesi çok yüksekti.
Harry saçlarımı öptüğünde gülümsemem büyümüştü, huzurla gözlerimi yumduğumda burnumu boynuna yaklaştırarak kokusunu içime çektim. " Daha önce bu kadar heyecanlandığımı hiç hatırlamıyorum, hatta lisede benim için çok fazla önemli olan üniversite sınavına girdiğimde bile bu kadar heyecanlanmamıştım. " dediğinde Harry, kıkırdamıştım. " Emin ol, bende. " dediğimde başımı kaldırmış ve gözlerine bakmıştım. " İkimizde birbirimize ilkler yaşatıyoruz. " diye fısıldadığımda o kirpiklerini kırpıştırmış ve ben dayanamayarak önce etrafıma bakmış ardından kimsenin bize bakmadığına emin olduğumda dudaklarına hızlı bir öpücük kondurmuştum. Gülümseyerek geriye çekildiğimde o gözlerini kocaman açarak bana bakıyorken, kızaran yanakları ile birlikte başını eğmişti.
Gülümsedim, yeniden başımı omzuna koyduğumda o bir kaç saniye sonra kolunu belime sarmış ve biraz daha kendine çekmişti beni. " Teşekkür ederim. " O aniden konuştuğunda ve söylediği şeyle kaşlarımı çattığımda başımı kaldırarak yüzüne bakmıştım. " Ne? " dediğimde o da başını eğmiş ve bana bakarak, " Teşekkür ederim, benimle olduğun için. " demişti. Şaşırdım, durduk yere neden böyle söylediğini anlamazken elimi yanağına götüre tutmuştum. " Ne diye teşekkür ediyorsun bebeğim, seninleyim ve daha önce hiç olmadığım kadar mutluyum. " dediğimde onun tebessüm eden yüzüyle karşılaşmıştım. Yanağını okşadım, ben de tebessüm ettim. " Bunun için artık daha fazla teşekkür etme, olur mu? " dediğimde bana başını sallamıştı.
Yüzünü inceliyorken ne kadar söylemesede sorunun ailesi ve hatta Tom olduğunu biliyordum. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve derin bir iç çekerek yanağını okşadım. " Benim kimseyi umursamadığımı biliyorsun değil mi? Bilmelisin Harry, benim umursadığım tek bir şey var ve o da sensin. " dediğimde, kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini gözlerimde gezdirmişti. Yüzümü yüzüne biraz daha yaklaştırdım, " Kimsenin mükemmel uyumumuzu bozmasına izin verme, olur mu? " diye fısıldadığımda onun iç çekiş ile birlikte alnını alnıma yaslaması bir olmuştu. Gözlerini yumduğunda, " İzin vermeyeceğim. " dedi bana.
" Kimsenin seni benden almasına izin vermeyeceğim. " diye fısıldadığında dolan gözlerimle birlikte onun güzel yüzüne baktım.
" Kimsenin seni benden almasına izin vermeyeceğim. " dedim bende.Sonra o bana sıkıca sarıldı, arkama yaslandım ve onun kafasını göğsüme yasladım. Saçlarını okşamaya başlıyorken aynı zaman da öpücükler konduruyordum. " Seni seviyorum. " dedim ona, onu o kadar çok seviyorum ki ölüm sonun içim gelseydi bile onun için canımı verirdim. Tüm her şeyden çok seviyordum onu, tek istediğim ise onunla bir ömür boyu mutlu olmaktı.
Hızla gözümden yaş aktığında boşta kalan elime hızla yaşı silmiş ve eğilerek yeniden öpmüştüm onun saçlarını. O da bana, " Seni seviyorum. " dediğinde, onun bu tek bir cümlesinin bile dünyalara benim için bedel olduğunu biliyordum.