10. Bölüm

42 2 0
                                    

Işıklar kapalıydı. Bulutların arkasına saklanmış olan ay pencereyi aşıp odayı aydınlatamıyordu. Rüzgarın uğultulu sesi arada pencereyi sarssa da odada benim düşüncelerimin koşuşturma sesinden başka bir şey yoktu.

Bugün bu odaya intikamımın arasına sıkıştırılmış birkaç cümle getirmiştim ve içimdeki bu yabancı duygunun varlığından rahatsız olduğum için saklanacak bir köşe arıyordum.

Sanki aydınlığa çıksam duygularımın gölgesi düşecekti yanı başıma ve ben bu yabancı duyguların bir gün nefretimin gölgesini geçecek diye korkuyordum.

Ali'nin dedikleri aklımda dönüp dururken onun da masum olduğunu not ettim bir köşeye ama Enisa'nın gülümsemesi düşüncelerin arasında doğuverdi. Kendime kızmadan edemedim. Ali'nin söylediği birkaç cümleye ne sığdırmaya çalışıyordum ki.

Hatta kendime bir ara acıdım.

Nasıl muhtaçtım küçük bir sevgiye ki basit kelimeler bile beni bu kadar etkileyebiliyordu.

Daha fazla saçmalamamalıydım.

Kapının çalınma sesi beni düşüncelerimden kurtarırken yaslandığım yatak başlığından doğruldum. Kapı aralanıp holün ışığı odaya girdiğinde Ayça'yı zar zor seçebildim.

"Nevra..." dedi yandaki düğmeye basarken.

Oda birden aydınlanınca gözlerimi kıstım.

"Ayça..."

Ayça garip bakışlarını bana dikti. "Ne yapıyorsun karanlıkta?"

Omuz silkerken yatağın kenarından ayaklarımı sarkıttım. "Hiç, uyumaya çalıştım ama olmadı." Diye geçiştirdim.

Gelip yanıma oturdu ve tereddütlü bir şekilde bana baktı. "Ne yaptınız Ali ile?"

"Hiç..." dedim yine. "Kitapçıya gittik."

Ayça kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla ama sonra gülümsedi. "Kitapçıya mı gittiniz?"

Kafamı salladım olumlu şekilde. "Hatta adamın birini dövdü."

"Ne!" Ayça gözlerini açarak elini ağzına götürdü. "Nasıl? Ne zaman oldu bunlar?"

Onun bu meraklı hali komiğime giderken gülümsedim ama yorgun hissediyordum. Üstümde hatta biraz da kırgınlık vardı. Kolumu kaldırmak zor geliyordu.

"Anlatsana..." dedi merakla kolumu çekiştirirken.

"Ya adamın biriyle kitapçıda çarpıştık. Kitaplar elimden düşünce almak için eğildim. Adamda benim aldığım kitapta almış. İşte yanlışlıkla onun kitabını da almışım." Dedim bakışlarımı elime indirirken.

"Eeee..." dedi Ayça sabırsızda.

"İşte adamla biraz konuştuk. Pardon falan dedim ben. Oda galiba bana biraz asılmış olabilir."

"Nee..." dedi Ayça daha da şaşkınca. "Sonra noldu?"

"İşte Ali'yi sakinleştirmek için gidelim dedim. Kitapların parasını ödemiş tam gidiyorduk. Ali durdu, geri döndü sonra adama bir tane kafa attı." Dedim yanaklarım kızarırken.

Ayça şaşkın bir şekilde bana baktı bir süre ama sonra yüzündeki ifade heyecana dönüştü.

"Ben sana dedim. Ali senden hoşlanıyor işte. Kıskanmış..."

İçimdeki coşkuya inat kaşlarımı çatıp homurdandım. "Saçmalama Ayça. Onun yaptığı öküzlük. Hem bana ne diye karışıyor. Bak o Enisa ile istediği zaman buluşup görüşüyor. Ben bir şey demiyorum."

RAPUNZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin