12. Bölüm

49 1 0
                                    


Özlem, hayatım boyunca kalbimin bir ucundan tutmuş hep yanı başımda nöbet beklemişti. Daha kalbim küçücükken annemi ve babamı alıp küçücük kalbimi bom boş bırakmışlardı.

Anneme ve babama hasret büyümüş okulda en arka sıranın görünmez duvarlarına sığınmıştım. Zamanı geldiğinde beni yine küçücük bir odaya hapsedip gökyüzüne hasret bırakmışlardı. Küçük penceremin pembe panjuruna yaslanmış altı yıl boyunca dışarıyı izlemiş mevsimler geçerken dışarı çıkma isteği ile dolup taşmıştım.

Rüzgara, toprağa, koşmaya ve en önemlisi çocukluğuma özlemle büyümüştüm. Yani hayatımın her anında özlem bir bedene bürünmüş hiç elimi bırakmadan benimle birlikte o da büyümüştü.

Şimdi aynanın karşısında saçlarımı taramaya çalışırken kalbimde hissettiğim özlem yanı başımda belirdi. Teyzemin saçlarımı nazikçe ve bir anne edasıyla taradığı anların hasretiyle kavruldum.

Haftalardır onlardan haber alamamıştım.

O zaman ne kadar şanslı olduğumu hissettim.

Bu dünyada her şeye hasret büyümüştüm ama sevgiye hiç hasret kalmamıştım. Teyzem ve amcam kalplerindeki sevgiden beni hiç mahrum bırakmamışlar ve beni kendi çocukları kadar çok sevmişlerdi.

Aynadaki aksime takıldım. Kızarmış gözlerim ve saatlerdir açmaya çalıştığım saçlarımın karmaşıklığında kaybolmuş gibiydim. Saçlarımı taramadan ve kurumadan yattığım için şimdi taramakta zorlanıyordum. Zaten belime kadar saçlarım normalde de zor taranıyordu.

Oflayarak bir nefes verdim ve teyzemin sevgisinin yokluğu bir kez daha kalbimi acıttı.

Aynanın karşısında çaresizce kendime bakarken odanın kapısı açıldı ve Ali içeri girdi. Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalktı ve ona döndüm. Duvardaki saate bir bakış attım. Ali'nin bu kadar erken geldiğini hatırlamıyordum.

Ali ise baştan aşağı beni süzdü. Onun dikkatli bakışları utanmama sebep olurken kızarmama engel olamadım. Hala sabah giydiğim pamuklu pijama takımı üstümdeydi.

Ali bana biraz daha yaklaştı ve sessizliği bozdu. "Nasıl oldun?"

"İyiyim..." dedim. "Herkes benimle çok güzel ilgilendi"

Kafasını salladı olumlu şekilde ve kaşe montunu çıkartıp dolaba astı. Ondan sonra ceketini çıkardı ve kravatını gevşetti. Üstündeki beyaz gömlek ve gri kumaş pantolonla kaldığında hala dikkatle ona baktığımı fark ettim.

Gözlerimi hızla ondan kaçırıp hızla önüme döndüm. Saçlarımı tarama işine geri döndüm ama sıkıntıyla yüzümü buruşturdum. O kadar birbirine karışmıştı ki tarayamıyordum. Tarağı saçımdan çekmek isterken saçıma takıldığında acıyla ufak bir ses çıkardım.

Tam tarağı tekrar çekecekken elimde bir el hissettim ve olduğum yerde dondum. Gözlerim aynadan Ali ile karşılaşınca kalbim hızlanıverdi.

Sessizce tarağı aldı elimden ve saçlarıma geçirdi. Elimi yavaşça önüme aldım uğradığım şaşkınlıkla Ali'ye bakmaya başladım.

"Ben... Ben yapardım." Dedim titrek bir sesle.

"Zorlanıyorsun, saçların çok uzun." Dedi Ali dikkatle saçlarımı çözmeye çalışırken. "Ben yaparım."

Sessizliğin ortasına kalbimin atışları düşüverdi. Yine tanımadığım bir his içimde garip duygular harmanlarken nefesimi tutmadan edemedim.

RAPUNZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin