Bazı hikayelerin sonunda yarım kalırdınız. Geride bırakmış veya bırakılmış olursunuz. Acı verebilirdi ama bazen bırakıp giden içinde gitmek kolay olmayabilirdi.
Sarışın kız önündeki soru kitapçığının kenarını karalamaya devam etti. Kız kardeşim dediği, gelecek planları yaptığı kızın bu sınava giremediğini hatırladıkça daha da bastırıyordu kalemi. Tek bir isteği vardı, sınavı bitirmek ve hastaneye gitmek. Kafasını kaldırıp sınıftaki saate baktı, gözetmen öğretmen dikkatle onu inceliyordu. Umursamadı artık bir hayali yoktu.
Kafasını masaya koydu ve gözünün önünden anılarını geçirmeye başladı. Herkes Seven'in Açelya'yı yalnız bırakmasına üzülüyordu ama Asena ve Alev'de yalnız kalmışlardı.
Seven'i hatırlayınca gözlerinden yaşların dökülmesine izin verdi. Yavaşça kapadı gözlerini, çocukluklarını düşündü. Şimdi solup giden bir hayatı düşündü.
Bilinci kapanırken engel olmadı, keşke uyuduğunda ebediyen uyusaydı...
-
Esmer kadın elini sarışın kızın omzuna attı, sınav başladıktan 15 dakika sonra uyumuş ve bittiğinde de kalkmamıştı.
Kız kitapçığın üzerinden kafasını kaldırdığında kadın hızla kitapçığı aldı, zamanın dolduğu ile ilgili bir şeyler mırıldanıp diğer gözetmenin de olduğu öğretmenler masasına geçti. Kız kimliğini alıp masadan kalktı, sınıftan çıktı koridor tamamen boştu.
Merdivenleri hızlı hızlı inmeye başladı hastaneye bir an önce gitmeliydi. Okul bahçesine çıkmak için dış kapıdan bir adım atmışken sağından bir ses duymuştu.
-
"Asena!" Sağımdan gelen sesle oraya baktığımda Seda'yı görmeyi beklemiyordum. Olduğum yere çivilenmiştim. Burada olduğumu nereden biliyordu? "Asena." Silkinip kendime geldiğimde kaşlarımı çattım. "Seven, o nasıl?" Gözlerimi Seda'nın gözlerinin içine sabitledim.
Seda... Ne desem, ne hissetsem, ne yapsam bilemediğim o insan. Seda'ya o kadar öfkeliydim ki ve o kadar minnettar. Seda benim düşmanımdı, kötü hislerimin vücut bulduğu kişiydi ama Seda beni canlı hissettiren tek şeydi. Kafamdaki tilkilerin kötülük yapmak istediği ancak saçlarımın konmak istediği omuza sahip o kişiydi.
"Seda." Sesim çatladı ve tüm cümlelerin boğazıma dizildi. Çok çaresizdim, acı dolu kalbimi taşımaya çalışıyordum. Kollarını iki yana açınca hızla kolları arasına girdim. Öfke mi demiştim, düşman mı demiştim bilmem ama her şey uçup gitmişti. Ağlamaktan ağrıyan gözlerimi umursamadan ağlamaya devam ettim. Ne kadar süre Seda'nın omzunda ağladım bilmiyorum ama sonunda göz yaşlarım yavaşladığında basamakların başına oturduk.
"Seven iyi değil. İyi olacak mı o bile belli değil. Annesi perişan halde, Açelya her gün hastanede Ayda hanıma destek oluyor. Babası arada uğruyor birkaç kez Açelya'ya satıştı ama engel olduk. Ayda hanım boşanma avukatı ile görüşüyor şu ara. Seven kendine gelince tertemiz bir sayfa açacakmış, varı yoğu kızıymış. Seda, doktorlar umutlu değil. Üç kez ameliyat oldu ve her gün başka bir şey çıkıyor. Doktorlar, hemşireler odadan çıkıp gitmeye korkuyor. Umut yok Seda, hiç yok." Kafamı omzuna koydum kitapçığın üstünden kat be kat daha rahattı. Biraz da orada uyumak istedim. Hatta belki ebedi uykuya orda dalmak istedim. "Seven'in çok güçlü bir kız olduğunu düşünürdüm. Küçükken de güçlüydü bu yüzden onunla arkadaş olduğum için şanslıyım derdim. Onun gibi olmak isterdim ama ben o güçlü kızın büyüyüp ölümü düşünen ve ölümü için gün sayan bir kadın oluşunu hiç fark etmedim." Elleri sarı saçlarımı buldu ve okşamaya başladı. Seda ne hissediyordu acaba? Üzgün müydü, kederli miydi? Eski kız arkadaşı diye mutsuz muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şaheser|g×g
Teen FictionO sanatçıların yaptığı şaheserlere hayrandı ve ben de annesiyle babasının yatakta yaptığı şahesere... ⚠İki kadının aşkını konu almaktadır lütfen bunu bilerek okumaya başlayınız.