Vural, adımlarını Beyzade Holding'e doğru kararlı bir şekilde atıyordu.
Holdingin girişi bir döner kapıya sahipti. Vural bu kapının önüne geldiğinde durup yanındaki sadık adamı olan Oğuz'a baktı."Oğuz, sen girme şirkete. Ben Burhan ve Emin'le girerim." Dedi Vural, yanındaki diğer adamlarını bakışlarıyla işaret ederek.
"Ama Vural Bey, Cenk'in sağı solu belli olmaz. Emin misiniz?"
"Eminim. Sen mahkemede tanıklık yapacaksın zaten. Görünmemen daha iyi."
"Peki efendim. Nasıl isterseniz." Dedi Oğuz ve biraz önce indiği arabaya doğru yöneldi.
Vural, şirketin kapısında içeri girip girişteki sekreterin de eşliğiyle toplantının yapılacağı kata gitmek için asansöre bindi.
Toplantı salonunun da bulunduğu yönetim katına geldiklerinde Vural etrafına bakınarak adamlarıyla birlikte salona doğru yürüdü. Giriş katın sade, beyaz ve gri tonlarının aksine yönetim katı daha renkli ve canlıydı.Toplantı salonuna ilk giren kendilerine eşlik eden sekreterdi. Arkasından giren Vural, salondaki oniki kişilik masada baş köşede oturan Cenk ile göz göze geldi.
"Görmeyeli hiç degişmemişsin Cenk." Diyerek sekreterin ona gösterdiği yere oturdu.
Başıyla Emre'yi de selamladıktan sonra soğuk bakışlarını hiç esirgemeyen Cenk'in sesiyle yüzünü ona çevirdi."İki yüzlü olmaktan iyidir hiç değişmemek Vural."
***
Deniz, kendisine atılan adrese geldiğinde karşısında tek katlı, etrafı beton çitlerle sarılı, beyaz boyalı ve küçük bir bahçesi olan şirin bir ev buldu. Eve bakarken umudunun ve hevesinin yerle bir olduğunu hissedebiliyordu çünkü bütçesinin böyle bir ev için uygun olmadığını çok iyi biliyordu.
Yıkılan umudunun ve hayal kırıklığının üzerine basa basa geri dönmeyi düşündü. Etrafına bakıp kendisini arayan adamı görmeyince vazgeçtiğini söylemek için eline telefonunu aldığında arkasından birinin seslenmesiyle hafif irkilerek döndü.
"Afedersiniz, Deniz Hanım'dı değil mi? Kusura bakmayın ürkütmek istemedim. Ben ev sahibi Ayhan." Dedi, elini uzatarak.
"Merhaba efendim. Şey aslında ben sanırım vaktinizi çalmasam iyi olacak. Çünkü bu ev benim için biraz..."
"Kriterlerinizi biliyorum Deniz Hanım. Dilerseniz evi gezdikten sonra bu konu hakkında konuşalım." Dedi Ayhan, evi işaret edip Deniz'in önden geçmesini sağlayarak.
Deniz, her ne kadar bu evin de olumlu bir sonuca bağlanmayacağını bilse de kabalık olmasın diye adamın teklifini başıyla onaylayıp bahçeden içeri girdi.
Yeşilliğini henüz kaybetmeyen bahçede uzun zamandır dokunulmayan topraktan bir kaç gece önce yağan yağmurun kokusu dolmuştu Deniz'in ciğerlerine. Henüz birkaç senedir ekildiği belli olan üç dört fidan, köklerini toprağa sevdirmiş olacak ki yaprakrakların büyük çoğunluğu sonbaharı es geçmiş gibi yeşil yeşil gülümsüyordu. Gözünün değdiği her noktaya iç geçirerek evin içine girdiğinde onu şaşırtan bir durumla daha karşılaştı.
Evin tamamen yeni sayılacak eşyalarla dayalı döşeli olması onu hem çok şaşırtmış hem de umut kırıntılarını artık tamamen süpürmüştü.
Ev, çekirdek bir ailenin gayet rahat yaşayabileceği büyüklükte, geniş bir salon, iki oda ve ferah bir mutfağa sahipti. İçindeki eşyalar birbiriyle uyumlu mürdüm ve gri tonların karışımıydı.
Deniz, evin her yerini gezip tekrar salona döndü. Salon en beğendiği yeri olmuştu evin. Çünkü salonun bahçeye bakan tarafında bahçeye açılan küçük bir kapısı vardı. Burayı görünce sürekli evde kalmak zorunda kalan dedesi gelmişti aklına. Eğer böyle bir evde oturuyor olsaydı en azından dedesini arada bir dışarıya çıkarma imkanı olabileceğini düşündü. Fakat bu düşüncelerinden acı bir şekilde sıyrılıp gerçek dünyaya geri döndüğünde yorgun gözleri ev sahibini buldu. Karşısındaki adamın samimi tebessümüne verebildiği tek karşılık acı bir gülümseme olmuştu. Gözleriyle bulunduğu ortamı bir süre daha süzdükten sonra aralandı dudakları.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI BENDE ''PAPATYA''
RomanceAdam papatyaları ilk kez sevdi. Kokladı. Kolladı. Çünkü kadın PAPATYA idi. Fakat bilememişti. Papatyalar diğer çiçeklerin aksine koparıldıktan sonra kokardı. Bunu çok sonra anlayacaktı... *** Kadınını her şeyden sakınan adamın, acıtan geçmişiyle ken...