Tik Tak Tik Tak Tik Tak
- Duyuyor musun?
-Neyi?
-Akrebin yelkovanı sokma seslerini, yelkovanın çaresiz kaçışlarını ve bütün bunları gören sessiz feryatkarı.
-Ben ben anlamıyorum. Bütün bunlar ne anlama geliyor?
Bir anda bütün evi titretecek kadar büyük bir kahkaha attı. Asıl feryat onun kahkahasında gizliydi, asıl feryat oydu.
-Anlam. Dedi kahkahasını bastırarak. Ne anlamak istediğine ve neye anlam yükleyeceğine göre değişir. Yüzüne yerleştirdiği sinsi sırıtışıyla beynimde yankılanacak o cümleyi kurdu. "Sence neyi anlaman gerekiyor Emir?"
Her soruma öyle yanıtlar veriyordu ki yanıtın kendisi bir soruydu. O bu hayatta görüp görebileceğiniz en büyük laf cambazıydı. Onun ipinin üzerinde araf yoktu. Ya çakılırdın ya da başın dimdik karşıya geçerdin ve içimden bir ses bu gece fena halde çakılacağımı söylüyordu. Yine aynı ses kulaklarımı tırmaladı.
Tik Tak Tik Tak Tik Tak
Odanın içini göz ucuyla süzdüm. Burası bir çatı katıydı. Tavan camla kaplıydı ve bu o kadar güzel gözükebilirdi ki ayın önünü bulutlar kapatmasaydı. Ay bile bu gece olacaklara şahit olmak istemiyordu belli ki. Odanın ortasında çift kişilik yatağın örtüleri maviydi. Sağ tarafta büyük bir gardırop, onun biraz gerisinde üzerinde bilgisayar ve çalışma kitapları olan bir masası duruyordu. Tahta parkelerin üzerinde halı yoktu. Odanın bir duvarını boydan boya kaplayan kitaplık odaya ayrı bir hava katmıştı. Bu odayı en ilginç kılan yan ise sözlerle dolu olan duvarıydı. Her bir sözün altında yazıldığı tarih ve kime ait olduğu yazıyordu. Sözlerin yazılı olduğu duvarın ortasında kocaman bir tablo vardı. Büyük bir uçurum ve uçuruma vuran siyah dalgaların olduğu bu tablo göz alıcıydı. Hiç bir şey anlatmadan çok şey anlatan cinsten bir tablo. Ve üzerinde kocaman harflerle yazan o sözler.
"BU PARÇA KALBİMDEN KOPANLARA DEĞİL, KARANLIKTAN KORKANLARA GELSİN."
O ADAM
Duvarlar griydi. Ne siyah ne beyaz, o da ne sıcaktı ne soğuk, ne karanlıktı ne de aydınlık. Ama odada öyle bir şey eksikti ki olması gereken o da bu gecenin ilk şokuydu. Çünkü bu odada bir tane bile saat yoktu.
Tik Tak Tik Tak Tik Tak
Yine bir kahkaha attı. Artık iyiden iyiye sinirim bozuluyordu. Ve bir an önce bitsin istiyordum bu saçmalık.
-Bir şey mi arıyorsun Emir? Mesela bir saat. İnsanla dalga mı geçiyordu bu. Evet evet tam anlamıyla dalga geçiyordu. Belki de sen görmeyi bilmiyorsun. Dedi. Ya da duymayı mı demeliyim. Sahi duyuyor musun?
Tam üzerine atılacağım sıra o sesi duydum ama bu ses o ses değildi. Bu bir ayak sesiydi, hayır hayır bir değil birden fazla ayak sesi. Bu evde bizden başka birileri daha vardı. Ayak seslerine duvara sertçe sürtünen bir metal sesi eşlik etti. Orda neler oluyordu acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA TUTSAK
Teen Fiction"Üç beden bir bedel mi?" "Üç beden bir bedel mi?" "Üç beden bir bedel mi?" Defalarca beynimde çınladı bu cümle. Bir hayat adandı bu cümleye. Bir çoçuk öldü ve bir adam doğdu. " İnsanın en çok korkması gereken şey bir gün korkularına dönüşmesidir...