Jackson Ne gerek vardı ayrı masalara
Millet zaten bizi sevgili biliyor
Jaebeom Sadece sus
Yüzüne bakamazdım ben, utanıyorum |
Jackson Tam arkamdasın biliyorsun değil mi?
Fısıldayarak bile konuşabilirdik
Bir dakika garsona ne yaptın da kocaman gülümsemeye başladı
JAEBEOM SEVGİLİN ARKANDA SENİN KENDİNE GEL ADAM
Jaebeom -_-
Jackson ÖHÖM
Jaebeom Hayvan mısın?
Jackson Yooo
Neyse, asıl konuya gelelim
Jaebeom Gelelim bakalım
Jackson O gün her şeyi duydum
Ne kadar kötü bir şey olsa da gizli gizli dinlemek
Doğrusu kötü mü iyi umurumda değil
Bende seni seviyorum
Jaebeom Keşke sevmeseydin
Jackson Ne?
Jaebeom Lanet olsun
Neden beni seviyorsun ki?
Başkasını sevemedin mi?
Onca insanın arasından neden ben?
Hala anlamıyorsun değil mi?
KENDİNİ DÜŞÜNMEYİ KES JACKSON
Bir hayalin içinde değiliz, burası gerçek dünya
İnsanlar konuşur, insanlar eleştirir
Bana deselerdi bir demezdim ama üyeler
Üyelere ne olacak? Onların canının yanmasını istemiyorum
Jackson Ağlama
Ağladığını duyabiliyorum
Jaebeom Ne aplanası brn aplamıyprum
Jackson Arkamdasın
Yanına gelmeme izin ver
_______________
Jackson yavaşça ayağa kalkarken arka masa da oturan bedenin önünden diz çöktü. Maskeyi çenesine indirip inci tanelerini baş parmağı ile sildi. "Üzgünüm bebeğim." diye mırıldanırken yüzü yaşlarla ıslanmış bedenin bu halini bile sevimli buldu.
Doğrusu Jaebeom, kendisi için her zaman sevimliydi, güzel-yakışıklıydı.
Dizleri üzerinden kalkarak hala sessizce ağlayan Jaebeom'un kafasını karnının üzerine çekti. Jaebeom kollarını Jackson'ın beline sararken yüzünü kaslı vücuda bastırdı. Jackson Jaebeom'un saçlarını okşarken özürlerini sıralıyordu.
Bazılarını kendilerine iğrenerek bakarken bazıları ise minik bir tebessümle bakıyordu. Jaebeom'un yüzünü elleri arasına alıp akan gözyaşlarını silmiş ve kızarmış burnuna hafif dokunmuştu. "Özür dilerim. Hadi kalk." diye konuşurken sesi fısıldıyormuş gibi çıkıyordu.
Jaebeom maskesini yüzüne çekerken eşyalarını aldı ama elindeki çantayı Jackson alarak elinden tutup onu dışarıya çıkardı. Birkaç adımdan sonra etraflarını fotoğraf makineleriyle muhabirler sardı. Jackson, Jaebeom'u onlardan korumaya çalışırken arabasına vardı.
Arabasının kapısını açarak Jaebeom'u içeri soktu. Çantayı da kucağına bırakırken hemen arabanın etrafından dolaşıp sürücü koltuğuna oturdu. Kapıları kilitleyip sürmeye başladı. Sürerken ikisi de maskelerini çıkarıp ceplerine soktular. Sessizce ilerlemeye devam ediyorlardı.
"Bir süre uzak kalalım."
"Ne?"
Jackson arabayı ani bir frenle durdururken Jaebeom öne savrulmuştu. Direksiyonda ki ellerinde damarlar belirirken Jaebeom ürkmeden edemedi. "Ne demek bir süre uzak kalalım? Lim Jaebeom!" Jaebeom onun sinirli halinden tırsmıyor değildi aslında. Ne kadar eğlenceli ve nazik gibi gözükse de tersi gerçekten pisti. "S-Sadece üyeler için." Kekelediğine lanet ederek yüzünü eğerken Jackson sıklaşan soluklarını dinlemeye başladı.
"Özür dilerim."
"Lim Jaebeom. İn arabadan."
Jaebeom bir şey demeden hemen arabadan inip kapıyı kapattı. Jackson kapı kapanız kapanmaz fırladı. Dikiz aynasından arkada bıraktığı bedene baktıktan sonra sola döndü ve arabayı durdurdu. Tabi ki de onu böyle bırakıp gitmeyecekti ama ona yanlış bir şey demekten o kadar korkmuştu ki, tek çareyi arabadan indirmek olduğunu görmüştü.
Jaebeom'un maskesini takıp yolda yürümeye başladığını gördü. Telefonunu çıkarıp birisi arayıp bir şeyler söyledikten sonra yere çömelip bacaklarına sardığı kollarıyla beklemeye başladığını gördü. Onu izlemeyi sürdürürken bir taksinin önünde durduğunu ve Jaebeom'un ayaklanıp taksiye bindiğini gördü.
Derin bir nefes alarak yurda doğru sürmek için direksiyonu kavrayıp sağa kırdı ve sürmeye başladı. Son günlerde yaşadıkları şeyler hiç kolay değildi ve olmamıştı da. Çok fazla yorgundu, uyumak istiyordu ama uyuduğu gibi bir şeyleri kaçırmaktan korkuyordu.
Jackson Wang kendini çıkmazda hissediyordu.
_________________
Ben bir bok yiyorum, şuan hikaye orijinalinden farklı ilerliyor. Ama güzel güzel ya, okumaya devam lütfen~~ Beni bırakmayın TT
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real & fake
FanfictionLim Jaebeom ve Wang Jackson'ın hakkında çıkan söylentilerin gerçekliği sorgulanıyordu.