1.9

468 34 3
                                    

Günler sonra çekimler sonunda bitmişti. Jackson Kore'ye döneli çok olmamıştı. Kendisi ise şuan Kore'ye dönmek için hazırlanıyordu. Çekimler bitmişti ama hemen yayınlanmayacaktı tabi. Hala editleme devam ettiği için belki de bir ay içinde yayınlanabilirdi. 

Dizinin yayınlanması sonrasında birkaç tören ve gala onu bekliyordu. Yine de asıl işi bitirmişlerdi. Kore'ye döneceği için çok heyecanlıydı. Üyelerini gerçekten çok özlemişti. Bavulunun fermuarını çekince yatağın üzerine aldı. Kapının önünde bekleyen menajerine bavulunu verirken içeriye girip diğer eşyalarını aldı.

Menajeri bavuluyla önden ceketini giymeye çalışırken arkasından geliyordu. Ceketini giymeyi başardığında siyah cüzdanını cebine soktu. Telefonunun ekranını açarak şarjına baktı. Pek yüksek olmasa bile idare ederdi. Hemen telefonu cebine atarak menajerin bindiği asansöre bindi.

Menajeri giriş katın düğmesine basınca asansör kapısı kapandı. Arkasına yaslanarak maskesini taktı. Çenesinin altına yerleştirdiği siyah maske ile kollarını birbirine bağladı. Ayağıyla hafif bir ritim tutarken menajeri yandan ona baktı. "Heyecanlı mısın? Üyelerini göreceğin için?" diye sordu. Jaebeom gülümseyerek kafasıyla onayladı.

Asansör durunca iki yana açılan kapı ile ilk menajer sonra Jaebeom indi. Önceden bütün parayı direk yatırdıkları için çıkışta ek bir işle uğraşmaya gerek kalmamış ve direk tuttukları taksi ile havaalanına gitmişlerdi. Uçağa binmeden arkadaşı Zhan ile konuşmuş sosyal medya da takılmıştı. 

Uçağa bindikten sonra telefonunu uçak moduna almıştı. Kemerini taktıktan sonra geriye yaslanırken yanına yerleşen menajeri hala birileriyle görüşüyordu. Hostesin onu uyarması ile görüşmeyi sonlandırmış ve telefonunu uçak moduna almıştı.

Uçak havalandığında Jaebeom boynunun altına yastık koyarak gözlerini kapadı. 


______ ____ ______


Havaalanının önünde etrafı fanlarla sarılmıştı. Fanlarının ona uzattığı küçük hediyelerin hepsini almaya çalışırken gerçekten zorlanıyordu. Menajeri sonunda onu bu durumdan kurtarırken şirketinin gönderdiği araca bindiler. Kabul ettiği hediyelerin hepsini boş koltuğun üzerine bırakırken geriye yaslandı.

Uçakta uyumuş olsa da yine de yorgundu. Telefonunu uçak modundan çıkardığında gelen aramalar bir bir önüne düştü. Bütün üyeler en az beş kez aramıştı ama Jackson, tanrım... Elliye yakın arama vardı. Mesajlardan bahsetmiyordu bile! Jackson'un numarasının üzerine tıkladığında telefonu kulağına yaklaştırdı. 

"Alo? Jaebeom?"

"Bu aramalarda nedir?"

"Kimsenin aramasına yanıt vermeyince endişelendim. Ne yapabilirdim ki?" üzgün sese karşı bir şey diyemedi Jaebeom. "Peki." diye mırıldandı. "Neredesin?" diye soran Jackson ile camdan dışarıya baktı. "Uçaktaydım, indim. Şimdi de arabadayız. Geliyorum." dedikten sonra önüne döndü. 

"Acıktın mı?"

"Diyetteyim."

"Ne zamandan beri?"

"Daha üç gün oldu Jackson. İyiyim, meyve salatası hazırlarsan mutlu olurum ama." 

Konuşmaları yarım saat sürmüştü. Menajeri geldiklerini söyleyince eşyaları ve hediyeleri ile arabadan indi. Yurda çıkarken menajeri de ona yardım ediyordu. Hediyelerin hepsini kucağına almış merdivenlerden çıkarken birkaç tanesini düşürmüştü. 

"Lanet." diyerek ilk menajerin geçmesi için yol açtı. Menajeri geçince düşen hediyeleri almak için çömeldi ama alamadı. Tam alacakken diğer hediyeleri de düşürmüş oldu. Omuzlarını düşürerek bütün hediyeleri toplamaya başladı. 

Dokunduğu hediye kutusuna başka bir elin konmasıyla başını kaldırdı. Gülerek elini hediyeden çekti. "Menajer mi söyledi?" diye sordu. "Aslında gelmeyecektim ama Jinyoung'un tehditi daha çok acımasızca gelince işte." Jaebeom kahkaha atarak yere oturduğunda Jackson'da güldü.

Onun kahkahasını özlemişti. 

Ne güzel bir melodi diye geçirdi içinden. Jackson'da Jaebeom gibi yere oturdu. Hediyeleri birlikte toplamaya başladılar. "Yorgun olmalısın, bana bırak." dedi Jackson. Jaebeom kafasını iki yana salladı. "Yorgun değilim. Zaten az bir şey var." diyerek kucağına aldığı hediyeler ile ayağa kalktı. Jackson'da geri kalan hediyeleri kucağına aldı.

Birlikte kapıdan girdiklerinde Yugyeom ve Bambam'in telefon başında oyun oynadıklarını, Jinyoung'un atıştırmalık hazırladığını, Mark'ın köpeği ile oynaşını, Youngjae'nin müzik dinlediğini gördü. Hediyeleri odasına bıraktıklarında salona geri döndüler.

"Lideriniz gelmiş bir merhaba bile yok, kınıyorum sizi."


_____ ___ _____

bu kedi lim jaebeom

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu kedi lim jaebeom

bu kedi lim jaebeom

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu da premses fare

Eyw eyw hadi bb 

real & fakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin