"Burası harika!" diyerek elindeki çantayı koltuğun üzerine atan Yugyeom, sürmeli cam kapıyı açarken havuzun önüne gelmişti. Hyunglarına havuzu heyecanla gösterirken Jinyoung eşyalarını yerleştirmek için merdivenlerden çıkıyordu.
Şirketleri kısa bir süreliğine tatile çıkabileceklerini söyleyerek burayı kiralamıştı. Tatilleri boyunca sadece eğlenmeyi düşünüyorlardı.
"Bizim için fazla büyük değil mi?" diye sordu Jackson. Bambam, Yugyeom'un yanına giderken Youngjae koltuklardan birine attı kendini. Jackson etrafa bakarken kimse sorusuna yanıt vermemişti. Mark, Jinyoung'un arkasından gidince Jackson'da bavulunu alıp merdivenlere ilerledi.
Kendi odasının önüne gelince kapıyı hemen açtı. Karşısında ki sadece pantolonuyla duran Jaebum ile şaşırmış ve onu baştan süzmüştü. Bütün vücudu donmuş beyni düşünmeyi bırakmıştı. Jaebum bulduğu yastığı Jackson'ın yüzüne fırlatarak birkaç geriye gitmesini sağladı. Odanın dışına çıkan Jackson ile kapıyı kapadı hemen.
"Demin gördüğün şeyi unut, unut, unut. Tanrım! Unutamıyorum!"
___
İzledikleri filmin ortalarında iken Bambam ve Yugyeom çoktan uyuya kalmışlardı. Jinyoung ve Mark ortak paylaştıkları patlamış mısırı yerken filmin sonunu merak ettikleri için uyumayı reddediyorlardı. Youngjae ise filmi izlemeyi kesmiş telefonundan oyun oynuyordu.
İzledikleri filmin en heyecanlı kısmında çalan telefon ile Jinyoung sinirle Jaebum'a döndü. Jaebum hemen telefonu açarak salondan ayrılırken Jackson düşünüyordu. Arkasından gitmeli miydi, gitmemeli miydi? Ayağa kalkarak arkasından gitti.
Merdivenlerden ikişerli çıkarak aralık kapıdan Jaebum'u izlemeye başladı. "Ne demek erteliyoruz? Bay Song! Youngjae bunun için çok heyecanlıydı!" diye karşı tarafa bağıran Jaebum, bir süre karşı tarafı dinledi. "ITZY mı? Bakın anlıyorum, çaylak grup ama Youngjae'de bende bunu uzun zamandır bekliyoruz." Karşı tarafı dinledikten sonra bütün gücüyle bağırdı Jaebum. "Bu adil değil! Alo, alo! Bay Song!"
Telefonu yatağa fırlatırken yere çömeldi. Sessizce ağlamaya başladı. Dudaklarından firar eden hıçkırıklar her saniye çoğalırken yüzü gözyaşlarıyla ıslanmış ve kızarmıştı. Saçlarını geriye tararken seslice ağlama başladı. Jackson daha fazla dayanamayarak içeriye girdi ve Jaebum'a arkasından sarıldı. Jaebum hemen ona dönerek kollarını ona bağladı.
Sarılacak birisine ihtiyacı vardı, hem de çok.
Çıkışlarından bu güne kaç yıl geçmişti, altı mı, yedi mi? Ama biliyordu ki yıllardır bu sektördeydi. Tek isteği üyelerinin daha iyi bir yerde olmasıydı. Youngjae'nin solo çıkış yapmasını çok istiyordu ama yapamamıştı, başaramamıştı. Şimdi gidip nasıl iptal olduğunu söyleyebilirdi ki?
Jaebum daha çok ağladı. Ağlamaktan yorgun düşene kadar ağladı ve sonunda Jackson'ın kollarında uyuya kaldı. Jackson uyuyan bedene sımsıkı sarılırken mırıldandı. "Ben her zaman yanındayım."
______________
Kaos? Berbat bir kaos. YENİDEN ÖZÜR DİLERİM, BERBAT BİR YAZARIM. ÜHÜHÜHÜHÜ AĞLAMAYA GİDİYORUM.
GÖRÜŞÜRÜZ!
Ergenliğimin zirvesini yaşıyorum arkadaşlar, affedin o yüzden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real & fake
FanfictionLim Jaebeom ve Wang Jackson'ın hakkında çıkan söylentilerin gerçekliği sorgulanıyordu.