Okuldan çıkmış öylece yürüyorduk. Tüm gün isyan edip duran Min Yoongi Jimin onun elini tutmuş sallaya sallaya yürürken gıkını çıkarmamıştı.
"Peki şimdi ne yapacağız?"
"Bilmem."
"Seok Jin hyung?"
Seok Jin de bir fikri olmadığını belirtir bir şekilde omuz silkti Jimin Yoongi'ye döndü ve tam ona sormak için ağzını açtığında Yoongi'nin yüzünü gördükten sonra vazgeçti. Yoongi her an uyuyacakmış gibi duruyordu.
"Bence-"
"Sakın uyumalıyız deme Min Yoongi!"
"Aman be. Bence kafeye gidelim diyecektim."
"Yah Yoongi. Kız diye söylemedim yorgun olunca hep öyle diyorsun."
"Kızmadım ki."
"Tanrım! Pekala. O zaman kafeye gidelim."
Jimin Yoongi'nin uyuşuk tavırlarına aldırmadan tekrar elini sallamaya başladı. İkisine güldüm. Seok Jin bana baktı, neye güldüğümü anlamıştı. O da gülümsedi. Birlikte şirin bir kafeye gidip oturduk. Kısa süre sonra yanımıza garson geldi.
"Ne istersiniz?"
Jimin Yoongi'ye baktı. Uyarır bir biçimde işaret parmağını salladıktan sonra garsona döndü.
"Biz iki tane portakal suyu alalım."
Tabii ya. Jimin Yoongi'ye sürekli kahve içtiği için kızıyordu ve adım gibi emindim ki ona kahve içmeyi yasaklamıştı. Bunu nasıl anlamadım ki ben? Garson defterine bir şeyler çiziktirdi.
"Peki. Siz ne alırsınız?"
Seok Jin'e döndüm.
"Ne istersin Seok?"
Omuz silkti. Yani bir nevi, sen karar ver dedi.
"Ah peki."
Garsona döndüm.
"Bir tane vanilyalı milkshake ve bir tane latte."
"Tamam. Siparişleriniz kısa sürede gelecektir."
Garson yanımızdan ayrılırken Seok Jin de bacaklarını sallamaya başladı. Yoongi oflaya poflaya bir şeyler mırıldanıyordu.
"Of Jimin. Neredeyse bir hafta oldu. Ben kaç yıldır kahve içiyorum. Öldüm mü sanki?"
"Sus bakayım Min Yoongi! Bütün gece uyanık kalmak için o zıkkımı içiyorsun! Görüyorum hep ben gözlerinin altı mosmor! Artık sağlıklı besleneceksin! Americano mu espresso mu ne içiyorsan yasak sana!"
"Ama sen de içiyorsun!"
"Bana ne? Ben uyanık kalmak için içmiyorum ki. Hem bak ikimize de portakal suyu söyledim bu sefer. Sağlıklı olalım diye."
Yoongi masanın üstünde duran peçetelikten bir tane peçete aldı ve yırtmaya başladı.
"Aman iyi be. Sağlıklı olalım."
"Yoongi, tıpkı Chimmy'ye benziyorsun."
Kıkırdadı.
"Bu çok tatlı."
Yoongi'nin kaşları çatıldı.
"Chimmy senin eski kedin değil mi?"
"Evet. Sen de aynı kedi gibisin."
"Bir it olmadığımız kalmıştı."
Jimin Yoongi'nin omzuna vurdu.
"İt diye köpeklere söylenir bir kere!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Silent Voice
Fanfiction"Eğer seni bırakırsam sesin kesilir ama eğer beni bırakırsan nefesim kesilir. Sen sesin olmadan yaşayamazsın, ben nefesim olmadan. Hayat bize bunu yapmaz, ikimizden birini sağ bırakmaz..." Bırakmamalıydı... ▪︎▪︎▪︎ ♤Tueurdream ○17/01/2020 ● - •Angst...