Yaşananlar...

64 10 56
                                    

"Biz Seok Jin'le küçüklükten beri arkadaşız. Açıkcası onu annesinden bile daha çok tanıyorum. Gerçi siz bile onu annesinden daha fazla tanıyor olabilirsiniz. Seok Jin'in ailesi öyle şefkat dolu mutlu bir aile değil efendim. Babası içki bağımlısı. Annesiyse babasından parası için faydalanan bir kadın."

Onlar hakkında saygısızca konuşmak istemiyordum ama beni saygısızlaştıran gerçeklerdi.

"Onlara karşı saygısızca konuştuğumu düşünebilirsiniz. Ama olaya duygularımı dahi katmadım. Seok Jin ablasından sonra ailesinin ikinci çocuğu ve açıkcası ailesi onu pek istemiyormuş. Zaten babası çalışmayı seven bir adam değil bu yüzden çocukları yüzünden ekstra çalışması onu çılgına çeviriyormuş."

Ben konuştukça yüzünde derin bir merak beliriyordu. Yine de tam kestiremiyordum. Dinlemesinin nedeni Seok Jin'i aşağılamak için yeni sebepler bulmak için miydi yoksa gerçekten istediği için miydi?

"Ona küçükken şiddet uygulamamış ama çoğu zaman kızmış, sert bir şekilde. Bu nedenle Seok Jin ablasına sığınmaktan başka çıkış yolu bulamamış ve emin olun Seok Jin ablasına adeta aşıktı. Seok Jin küçükken çok narin bir çocukmuş. Öyle zayıfmış ki kırıcı bir imada söylenmiş bir övgü bile kalbini kırabilirmiş. Ve tabii küçük olması da onu iyice zayıf yapıyormuş."

Niyetim Seok Jin'i aşağılamak ya da acındırmak değildi. Ama biraz daha anlatasaydım Profesör Eva böyle düşünecekti.

"Bir gece babası ablasını içki almaya göndermiş. Bunu sık sık yaparmış. Sanırsam işine geldiği için Annesi laf etmez ablasıysa daha çok sinirlenip Seok Jin'e de zarar verir diye itiraz edemezmiş. Ablası Seok Jin'e o yokken bir şey yapmalarından da çok korkarmış, çok sık yapmasa da babası sarhoş olduğu için o gece Seok Jin'i yanına almış. Seok Jin o zamanlar 3-4 yaşlarında olmasına rağmen evde kalmak yerine 10 yaşındaki ablasıyla gece yarısı dışarı çıkması daha güvenliymiş."

Profesör Eva sözüme hiç atlamıyor ya da karışmıyordu. En azından Seok Jin'in hayatına ufak da olsa bir saygısı vardı. Ya da sadece rol yapıyordu.

"Ablası arabalardan korkarmış bu yüzden caddelerden değil de tenha ara sokaklardan gidermiş. Dönüş yolunda sokak serserilerine rastlamışlar. Şu ara sokaklarda uyuşturucu satan tiplere. O gün hiç acımadan 4 yaşındaki bir çocuğun gözü önünde ablasına tecavüz etmişler. Ve üstüne Seok Jin'e de tecavüz etmeye kalkışmışlar bunun üzerine ablası önce adamın kafasında içki şişesini kırmış daha sonra ise şişe kırığını adamın kalbine saplayarak onu öldürmüş."

Sesim titremeye başlamıştı. Seok Jin'in ve ablasının bu olayın bahsi geçtiğinde korku dolan gözleri gelmişti aklıma. Ve bir kez daha kalbimin sıkıştığını hissetmiştim. Profesör Eva'nın yüzünde garip bir ifade belirdi acır gibiydi ve biraz da pişman gibi. Olmalıydı, Seok Jin'in hayatına ettiği saygısızlık için pişman olmalıydı...

"Sonra olay yerine polisler gelmiş. Ablası korku halinde olayı anlattıktan sonra bulunan bir iki şahitle olaya inanmışlar. Ablasını kendini savunduğu için ve öldürdüğü kişinin de uyuşturucu kaçakçısı bir seri katil olduğu için suçlu bulmamışlar. Aslında polisler Seok Jin'den de olayı duymak istemişler ama Seok Jin onlara tek kelime etmemiş. Tek yaptığı titremek olmuş."

O korkunç geceyi aklından bir bir geçirirken tek yaptığı titremek olmuş...

"O günden sonra ikisini de psikologlara götürmüşler. Türlü doktorlara baktırmışlar. Tonlarca ilaç yazdırmışlar ama o gün Seok Jin'in konuştuğu son gün olmuş. Doktorlar bunun gibi tramvaların böyle sonuçlar doğurabileceğini söylemişler. Dahası o günden sonra Seok Jin en basit şeye korkar olmuş. Elden gelen tek çare onu bir hastaneye yatırmakmış. Bir nevi özel eğitim ve "özel" ilgi verilen bir deliler hastanesi. Yani sizin ait olduğunu düşündüğünüz yer."

Your Silent VoiceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin