236 39 33
                                    

Küçük çantamı iki elim arasına alıp zarif bir poz verdiğimde flaşların aradından bir ses duydum.

"Bayan Yuqi lütfen bu tarafa bakın."

Magazinciler beni çekmeye başlamışlardı.

"Evet şu an Kore'deki en ünlü moda şirketlerinden olan Song Entertainment'ın kış koleksiyonunun galası için tüm ünlüler toplanmış bulunmakta. Az önce size BTS'in Taehyung'ını göstermiştik şimdi ise size Bay Song'un biricik kızı Song Yuqi'nin çekimlerinden görüntüler aktaracağız. Giydiği kısa, siyah ve taşlı elbisesi, topuz yapılmış turuncu saçları, küçük taşlı çantasını ve babasının bugün için kızına özel hazırladığı hepimizin bildiği o ayakkabıları görüyorsunuz. Babası onu çok seviyor olmalı..."

Sunucu hala konuşurken ben de tüm kameralara bakmaya çalışıyordum.

Ailem hakkında önce dediğim şeyleri yalanlıyorum millet. Biz fakir değildik -ki öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. Fazlasıyla zenginiz fakat ben kendi paramı kazanmayı tercih ediyorum. Babamın beni sevmesine gelirsek... Aslında evet tüm ailem beni çok sever hepsiyle iyiyiz. Çok konuşmuyoruz o kadar.

Kimseye onların kim olduğundan bahsetmedim çünkü o zaman  insanlar benimle para için arkadaş olmak isterlerdi, ben de bu yüzden yalan söyledim. Size bile...

"Teşekkür ederiz Bayan Yuqi."

Korumalardan birinin seslenmesi ile içeriye doğru yürümeye başladım.

İçeriden gelen güzel müziğin sesi beni rahatlatırken tanımadığım konukları selamlayarak tanıdıklarımın yanına gidiyordum yani babamın yanına.

"Tanrım! Ne kadar güzel olmuşsun tatlım!"

"Teşekkür ederim baba."

Ailem ile sohbet etmeye devam ederken galanın başlamak üzere olduğunu söylediler bu yüzden babam bize gitmemiz gereken yerleri söyledi fakat henüz hareketlenmedik çünkü daha yarım saatimiz vardı.

Babamın bir yere bakıp bir el işareti yaptığını gördüğümde başımı oraya çevirdim ve babam gibi gülümseyen bir adam gördüm.

Adam babamın aksine uzun, ince ve beyaz saçlıydı. Gözleri olması gerekenden daha yuvarlaktı ve yüzünde birkaç kırışık vardı. Samimi görünüyordu.

"Merhaba dostum. Seni ailemle tanıştırayım."

Babam adam ile selamlaştıktan sonra annem ile benim yanıma getirdi ve bir elini adamın bir omzuna attı.

"Hayatım sen  Chaeng Si-fu'yu tanıyorsun zaten... Yuqi sana bahsettiğim o çok yetenekli ahbabım Si-fu'dur. Kore Chanel'inin başkanı olduğundan bahsetmiştim. Dostum bu da kızım Yuqi. Oğlunla aynı yaşta.".

Adam bana babacan bir gülümseme sunduğunda bende gülümsedim ve biraz eğilerek saygı gösterdim.

" Oğlundan bahsetmişken... Eşim ile oğlumda buradalar."

"Ahh öyle mi? Onları da ağırlamayı çok isteriz."

Annem söze atıldığında ben de yavaşça başımla onu onayladım.

Adam uzaklarda bir yere eli ile işaret ettiğinde çok güzel giyinmiş bir kadın gördüm.

Annemin yaşlarında siyah, kısa ve dalgalı saçlı, benim gibi siyah giyinimli 70'leri hatırlatan bir tarza sahip, güzel bir kadındı.

Yüzümde istemsizce küçük bir gülümseme oluşurken oğlu ile yanımıza ulaşmışlardı. Henüz oğluna bakacak fırsat bulamamıştım çünkü kadın beni fazlasıyla etkilemişti. Cidden çok bilgili birine benziyordu.

"Bak Yuqi bu da Si-fu'nun bahsettiğim oğlu Yukhei."

Kan beynime sıçrarken gözlerim kocaman açılmıştı. Umarım o değildir!

Ne düşünüyorum ki?! Yukhei adını herkes kullanabiliriz sonuçta.

Hızla yüz ifademi toparladıktan sonra yanımdaki oğlana döndüm.

"Merhaba Yuqi."

Felony ぉ  °luqi° Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin