"Günaydın". Tamamen bir alışkanlıktan ibaret.Ne çok alışkanlığımız vardı öyle değil mi ? Bazı zamanlar sevmediğimiz şeylere bile alışkanlıktan katlanır olmuştuk. Meğer öyle değilmiş, alışkanlıklarda değişebilirmiş. Meğer bir gün hayatımıza biri girer de her şeyi mahvedermiş. Alışkanlıklarım tam da bir "günaydın" ile bozulmuştu. İnanın benim için gün daha aymamıştı bile. Üstelik hiçbir şeyin farkında olmayan küçük, asabi ve sinirli bir kızdım o sırada. Sonradan değiştim. Sevdikçe tanıdıkça daha da farklı ben olduğumu fark ettim. Her alışkanlık değişirmiş meğer. Biriyle tanışıyorsunuz ve hayatınız değişiyor.
Sonsuza dek.
Bir gün biri çıkar karşınıza size yağmuru bile sevdirirmiş.Başımı şöyle bir geriye doğru çevirip bakıyorum ve soruyorum kendime "Tam şu anda geçmişe dönsem aynı hatayı tekrardan yapar mıydım" diye. Dönüyorum ve cevap veriyorum kendime "Yapardım, üstelik bu kez bile bile, seve seve." Elimizde olmadan seçimler yaparız bazen. Bazen de tüm seçimler elimizdedir fakat ne yapacağımıza karar veremeyiz. Ben ilk yanlış seçimimi yanlış kişinin yanında uyanarak yapmıştım. İşte o ilk karşılaştığımız günün sabahı; kendime bile yabancı bir ses tonuyla "Günaydın"demiştim yanımda yatan adama.Oysa ki o an uyanamamıştım.
"Uykumu almış bir sabaha uyanmak için neler vermezdim ki"diye söylenip kalkmaya başlamıştım ki kolumdan tutup beni kendine çekmesiyle tekrar yatağa düştüm."Kalkma o halde" dedi. Bunu söylemek ne kadar da kolaydı. Ona kalsa her an her şeyi boş verebilirdi. Tüm sakinliğimi koruyarak bu günün önemi anlatan kısa bir konuşma yapmaya karar vermiştim ki, vazgeçtim. Yatağa oturdum tüm soğukkanlılığımla, başımı yanımda duran adama çevirerek sordum.
"Sahi biz neden birlikteyiz ?"
Bu sorunun cevabını gerçekten merak mı ediyordum yoksa o an aklıma geldiği için mi sormuştum bilemiyorum. Ama aldığım cevaptan sonra ne yapmak istediğime emindim artık. O evi terk etmem belirli saniyeler sürmüştü. Zaman diliminin içinde küçücük bir kırılma noktası, sonrası hissizlik.
"Ailelerimiz ve arkadaşlarımız birlikte olmamızı istediği için."
Bana böyle bir cevabı vermesini beklemiyordum. Birbirimize deli divane aşık değildik biliyorum fakat çok iyi anlaştığımızı herkes bilirdi. Yine de böyle bir cevabı beklemiyordum.
"O halde gidiyorum ben, hoşça kal."
"Akşam erken gel arkadaşlar gelecek birlikte hazırlık yaparız, haa eksik bir şey aklına gelirse ara alırım. Görüşürüz."
Ben mi terk etmeyi bilmiyordum yoksa benimle dalga mı geçiyordu anlamış değilim. Kimi zaman olduğu gibi bu günde anlamamıştı beni, buna da alışmıştım ve artık bundan da sıkılmaya başlamıştım. Akşamdan hazır olan kıyafetlerimi üstüme geçirmek sadece bir kaç dakikamı almıştı. Saçlarımı arkaya doğru taramış doğal dalgalı haline bırakmıştım. Oysa ki her gün onları yapmak için saatler öncesinden kalkardım. O gün bir şeyler olacağı belliydi.
Fakat aşık olacağımı hiç tahmin edemezdim.
Dolmuşta beklerken aklıma her derdime deva olan arkadaşım Nur'u aramak geldi. Gerçekten nurumdu o benim, her an hep yanımdaydı ve her sorunuma bir çözüm bulurdu.Çocukluğumda hayattan aldığım en güzel hediyeydi. Kimseye güvenmek gelmezken içimden yanıma oturup sanki beni anlarcasına "inan bana kimseye güvenme hata yaparsın" demişti. Arkadaşlığımız o gün başlamış bir daha da hiç bitmemişti. Düşündüm de sonra aramak saçma olurdu. Henüz ortada hiçbir sorun gözükmüyordu ve yok yere kimseyi telaşe vermeye gerek yoktu. Otobüs gelince ücreti ödeyip en arka koltuğa geçip oturdum. Sabah Kaan'a sorduğum soruyu bu kez tüm cesaretimi toplayarak kendime sordum. "Sahi ben Kaan'la neden birlikteydim ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANKEN
ChickLit"Bir küçük hayal kırıklığı hikayesi" "Yeri gelmisken söylemeden geçemeyeceğim, sen çocuk sarılmaktan korkma."dedi ve gitti Kaan. O gün hoş geldi Yakışıklı.. Ve geri kalanlarla başı belada Yağmur'un. Yağmur kim mi ? Komedi ve karmaşıklığın sonunda k...