Beynim algılamayı kestiğinde Aras'ın bir eli ensemi kavramıştı. Şu anda fazlasıyla yakındık ve bunun sonu hiçte iyi görünmüyordu. Yüzü yüzüme yaklaşırken son anda onu durdurabilmiştim.
"Aras dur lütfen." Gözüme gözünü diktiğinde kırgın olduğunu gördüm ya da öyle görmek istedim bilmiyorum, sarhoştum.
"Artık beni sevmiyor musun Yağmur ?" Ne diyeceğimi bilmiyordum, seni hiç sevmedim diyebilecek cesaretim var mıydı ?
"Seni hiç sevmedi zaten." WTF ?? Bu ses. Yok ya benim iç sesimdir bu. Yakışıklının sesine de anma çok benziyormuş ha. Lan iç ses konuşsana başka zaman hiç susmazsın. Bir el Aras'tan beni çekip sürekler iç ses konuşmaya başladı.
"Gereğinden fazla içmeni istemiyorum, hatta içmeni istemiyorum. Benden başka kimsenin sana dokunmasını istemiyorum." İç sesim bana mı aşık ? Bir dakika ama bu o yakışıklı. Yakışıklı kolumu bırakıp arkasını dönüp ona yumruğu geçirdiğinde sarhoşluğumun etkisi tamamen kaybolmuştu.
"Yakışıklı dur." Reflekslerime sıçayım. Neden ona yakışıklı dedim ki. Şimdi yüzünde kocaman bir sırıtışla bana doğru geliyordu. Lanet olsun. Lanet.
"Yakışıklı olduğumu kabul etmene sevindim."
"Yakışıklı olduğunu kabul etmedim durman gerekiyordu. Durdurmak için sana seslenmek zorundaydım."
"Ve sende onca hitap sözcüğü arasından Yakışıklıyı seçtin öyle mi ? Gerçekten en iyisini yapmışsın. Hadi şimdi gidiyoruz."
"Ne saçmalıyorsun seninle gelmiyorum ben hiçbir yere." Şu anda kolumdan tutup döndürüp beni duvara ittirdi. Sırtım şu anda felaket durumda. Bir günde iki duvar çarpılması hiç iyi değil.
"Sana benimle geliyorsun dedim. Tabi Aras'la iyi bir gece geçirmek istemiyorsan." Ah her seferinde söyledikleriyle nasıl sinirimi bu kadar çabuk bozabiliyordu anlamış değilim.
"Aras'la iyi bir gece geçirmek istiyorum. Şimdi çekil önümden." Bunu gerçekten ben söylemiş olamazdım değil mi ? Fazla gururun nereye vurduğunu sanırım sabah anlayacağım.
"Sarhoşsun ve saçmalıyorsun Yağmur."
"En azından Aras'ı tanıyorum ve niyetini biliyorum. Peki sen, sen kimsin?" Bana daha da yakınlaşıp beni duvarla kendi arasında sıkıştırdı. Kulağıma eğildi ve "Ben " dedi.
"Ben Ba…" O sırada bir flaş patlama sesiyle durdu. İçinden birkaç küfür saydı. Kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.
"Acele et buradan gidiyoruz."
"Ben tanımadığım bir adamla hiçbir yere gitmem anladın mı beni ?" Durdu ve bana bakmaya başladı sonra güldü ne yaptığını anlamaya çalışırken beni birden kucağına alıp yürümeye başlamıştı.
"O zaman bu tanımadığın yakışıklı sizi kaçırmak zorunda kalır küçük hanım." Lan sapık mıydı yoksa bu ? Beni bir depoya götürüp.. Yok canım daha neler. Hem sapık olsa evinden o kadar kolay çıkamazdım.
"İndir lan beni, kimsin lan sen, bırak lan beni."
"Çok konuşma istersen yoksa seni yarı yolda keser bırakırım." Ciddi olamaz değil mi? Gülüyor ama ne yapacağı olmaz bu andavalın.
"İmdat bırak lan beni."
"Bırakıyorum, tamam tamam." Bir arabanın içine bindirip kapıyı kapattı. Yerine geçtikten sonra kapıyı kilitledi.
"Kapıyı niye kilitledin? İnmek istiyorum ben."
"Yol boyunca rahat durmayacağın için bir önlem, hadi şimdi biraz dinlen ve kemerini bağla uslu kız." Uslu kız mı ? Uslu kız ha ? Ben şimdi sana yapacağımı bilirim küçük bey.
"Takmıyorum lan kemer falan, hadi bakalım." Arkama yaslandım ve zafer edasıyla gülümsedim.
"Sen bilirsin " dedikten sonra gazı köklemesiyle yerimden fırladım. Hemen apar topar kemerimi bağladım.
"Senin niyetin beni öldürmek mi ? Yavaş git be." Araba yavaşlarken başım arkaya düşmüş gözlerim kapanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANKEN
ChickLit"Bir küçük hayal kırıklığı hikayesi" "Yeri gelmisken söylemeden geçemeyeceğim, sen çocuk sarılmaktan korkma."dedi ve gitti Kaan. O gün hoş geldi Yakışıklı.. Ve geri kalanlarla başı belada Yağmur'un. Yağmur kim mi ? Komedi ve karmaşıklığın sonunda k...