Mektup''Gerçekler''

26 0 0
                                    

Salona doğru gelirken gözlerimden aşağı süzülen her damla mutluluktandı çünkü elimde tuttuğum bir ay sonra tekrar bana gelen bir nottu, Henry mi göndermişti tekrar merakla baktım ve notta yazan şuydu’’Henry’in evlendiğini duydum umarım mutlu olur Lucy. Bunun için üzgünüm bu benim sana son notum bir ricada bulunacağım son bir rica hatırlıyor musun seni bir okula göndermiştim o okulun iki sokak aşağısında bir ev var. Büyük bahçeli sarı bir ev o gitmeni istiyorum lütfen beni kırma orda bir not bulacaksın orda geçmişin var Lucy’’.

 Aniden böyle bir istek şaşırmıştım ve kalbim yerinden fırlayacak gibiydi neden bu son nottu,  ya da gitmeli miydim hem bu notları gönderen Henry değil miymiş? Beynimi bu sefer cevapsız soruları yüzenden çıldırmak üzereydim ama ben hayattaki her şeyimi kaybetmiştim o sarı bahçeli eve gidecektim. Artık havalar ısındığı için beyaz gömleğimi, siyah dar pantolonumu altına ise kırmızı babetlerimi giyip çıktım. O evi bulabilmem için uğraşmam gerek yoktu çünkü kafamda bir yerlerde orayı biliyordum zaten , bir taksiye atlayıp gittim evi tamda tahmin ettiğim yerde buldum hemen taksiden inip koşar adımlarla eve girdim sanki geleceğimi biliyormuş gibi kapı açıktı içeri girdiğim anda gözlerimin şahit olduğu görüntüye inanmadım evin duvarlarında benim resimlerim vardı her türlü halim lise zamanım, şimdiki halim, yolda yürürken, alışveriş yaparken hatta Henry ile konuşurken bana notlar gönderen bu kişi benim her anımda yanımda olan kişiymiş en ilginç resim ise bir notta okula gitmemi istemişti ben ise gitmiştim sonra sırada bir beyaz gardenya vardı elime aldığım andaki resmim bile vardı o zaman bu kişi yolda yanlışlıkla çarptığım o fotoğrafçı olmalıydı, salonun dizaynı normaldi içinde bir merdiven büyük genişçe koltuklar ve küçük bir masa gayet normaldi, masanın üzerinde bir zarf vardı heyecanlı kalbim titrek ellerimle zarfı aldım ve açtım içinde bir mektup vardı şu şekilde

            Sevgili Lucy;                                                                         21.06.2010

Şaşırmamış olman lazım çünkü sana hep not gönderen birinin,bir anda  karşına çıkması garip olurdu bu yüzden bir mektup yazmayı seçtim  en iyi yaptığım şey bu  aslında, ben senin her anında vardım ama sadece yanından geçip giden biri olarak bazen okulunda bir öğrenci,yoldaki herhangi biri,çarptığın belki.Ben senin hayatında bir figürandım sadece arkadan geçen sadece görüntüyü doldurmak için tutulan bir figüran. Neden bu tarz bir yol seçmiştim ki kendime bile soruyorum hep kim bilir sen ne haldeydin ‘’özür dilerim’’Lucy. Gözlerimi kapattığım zaman gözümün önüne gelen gülüşün, kulaklarımın duyduğu tek ses o güzel sesin ben seni hiç unutmadım, unutamadım.5 yıl nasıl geçti biliyor musun? ‘’Sen hafızanı kaybettiğinden beri, hayatını söndüren kazadan beri, aileni ölüme gönderen kazadan beri’’kısaca seni karanlık kuyuya atan kazadan beri aklımdasın bir an olsun çıkmadın, evet sen beni unutmuştun  artık arkanda bir ailen yoktu, benimde karşına çıkıp sana anlatacak cesaretim yoktu. O zamanlar küçük çocuklar gibi geceleri yalnız kalmaktan korkardım ama sen her şeyi kaybetmiştin senin  korkacak daha çok şeyin varken dimdik duran kızdı benim aşık olduğum kız. Okulda ilk tanıştığımızda arka sıranda oturuyordum cam kenarında, okulun bahçesinde beyaz gardenyalar vardı. Her zaman onların en çok sevdiğin çiçekler olduğunu söylerdin. Hadi kendini zorlarsan hatırlasın Lucy, sen en çok köprüde balık tutmak istemişsindir. Bana her zaman ‘’balık tutmayı merak etmişimdir’’derdin hatırladın mı şimdi? Sen bütün ilklerini benle yapmıştın. Kalabalık ortamları sevmezdin ama panayıra gidip orda eğlenmeyi çok istemiştin şehrimize panayır geldiği zaman gitmek için ailenden zar zor izin almıştın seni almaya geldiğimde kısa kırmızı elbisen, siyah uzun saçların beni çok etkilemişti  sana tekrar tekrar aşık olmuştum, peki o zarif sesin, gözümün önünden gitmeyen gülüşün .okuldan sonra her zaman gittiğimiz kahve dükkanı ortamı çok sıcaktı, kışın kar yağdığı zaman orda sıcak kahve içmenin keyfi vazgeçilmezdi. Sen hep kalın giyinirdin ben ise ince, atkını boynuma dolardın üşüyor olmasam bile atkındaki sıcaklık beni ısıtırdı. Benim hayatım senle güzeldi ,gözlerindeki parlaklıkla güzeldi ben seninleyken güzeldim. Beni unuttuğun zaman yanındaki kişi senin en güvendiğin insan peki iyi tanıyor musun onu Henry değil mi ismi sana nasıl söylesem o kişi senin HAFIZANI KAYBETMENE AİLENİN ÖLMESİNE NEDEN OLAN KİŞİ. Özür dilerim bunu sana söyleyip seni şaşırtmış olmalıyım sen olayı hatırlamadığın için sana anlatacağım. O gün okuldan sonra ailecek geziye gidiyordunuz ama Henry daha ufak olmasına rağmen babasından arabasını çalmış kullanmayı bilmediği halde arabaları solamaya çalışmış tam o sırada kaza olmuş kurtulanlar sen ve o. Ama o hep senin yanındaydı o  böyle birisi olamaz değil mi,  o böyle biri sana iyi davranmasının, her zaman yanında olmasının sebebi vicdan azabı çekmesi kendi acı çekmek yerine sana çektirdi sen ona güvenmiştin oysa değil mi şimdi ne olacak LUCY. sana açıklamam gereken son iki şey var.ilk olarak,Beyaz gardenyaların 2 anlamı ilk anlamı’’beni unutma’’ ikinci anlamı ise’’GERÇEK AŞKIMSIN’’.İkinci olarak da masanın çekmecesinde son bir hatıra var bu sefer beni unutma diye.

                                                                                               İLK AŞKIN

                                                                                                          LİON

                                                                                                    

                                                                                                           

GEÇMİŞE DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin