Oturduğu yerden kalkıp bana doğru yürümeye başlarken her adım atışında vücudu daha da geriliyordu.
Sahneye çıkıp tam karşımda durdu. Ellerini piyanonun kenarlarına yerleştirip destek aldı.
"Kimsenin önünde şarkı söyleyemezdin." çakır gözleri, mavi gözlerimi esir almıştı.
"Sadece benim önümde rahatça şarkı söyleyebiliyordun." ellerimin bacaklarımın üstünde birleştirdim.
"Piyano çalmayı ben sana öğretmiştim, benimle vakit geçirmeyi o kadar çok seviyordun ki..." Peki ben neden hatırlamıyordum?
"Bana çok fazla düşkündün, ben ise seni her dakika koklar, öper, sarılırdım." acı çektiğini belli eden bir nefes aldı.
"On üç yaşına girdikten iki ay sonra..." titrek bir nefes aldım.
Gözlerinde ki acı bir anlığına kalbimi sızlattı.
"Seni benden aldılar." fısıltıdan farksız çıkıyordu sesi. Gözlerinin dolduğunu gördüğümde bakışlarımı kaçırdım.
"Aldılar seni benden!" haykırışı büyük salonu doldurduğunda gözlerimin önü buğulanmıştı.
"BEŞ SENEMİ SENSİZ GEÇİRDİM LAN BEN!" delirmiş gibi sağa sola yürümeye başladığında ellerini saçlarına daldırıp çekmeye başladı.
"O zamanlar güçlü değildim... Bulamadım seni hiçbir yerde." ensesini ovmaya başladığında gözümden düşen yaşlara engel olamadım.
"O orospu çocuğu aldı seni benden." gözlerini, mavi gözlerime kenetledi.
Üstüme doğru gelmeye başladığında geri çekilmedim.
"Her yeri aradım, didik didik her yeri aradım." yüzümü avuçladı.
"Hasret kaldım lan sana. Kokuna, sarılmana, çillerine, temiz kalbine, gülüşüne, enerjine, mutluluğuna, üzgünlüğüne, kızıl saçlarına, masmavi gözlerine, pembe yanaklarına, kırmızı dudaklarına, saf sevgine hasret kaldım." fısıltıdan farksız sesiyle şükür edercesine konuşuyordu.
"En çok neye hasret kaldım ben biliyor musun, Kızıl?" kızarmış gözleri içimi okuyor gibi bakıyordu.
"Senin kokuna hasret kaldım." burnumu çektim.
"Senden sonra böyle oldum ben..." kuruyan boğazımı ıslatmak için yutkundum.
"Sensiz kaldığım her gün kriz geçiriyordum ben." alnımı koklayarak öptü.
"Seni benden aldıkları zaman başladı bu sinirlerim." çakır gözlerine hiçbir şey söylemeden ifadesiz bir şekilde bakıyordum.
"Sadece seninle güldüm ben, sadece seni sevdim, sarıldım, öptüm, kokladım." acıyla inledi.
"Her gece uyumadan önce şarkı söylerdin, sarılarak uyurduk." etkilenmiş miydim? Galiba evet...
"Geçen sene buldum yerini, annenle konuştum. Seni bana getireceğine söz verdi, her zaman fotoğraflarını atardı bana." gerçekten bunu yapmış mıydı?
"Senin olmadığın her gün zehirdi bana. Nefes alamadım, nefesimi benden aldılar." çakır gözlerinden düşen dolu gözlerimle baktım.
"Uyumuyordum, gülmüyordum, nefesim günler geçtikçe daha da daralıyordu. Şimdi ne istersen yaparım, sadece bırakma beni." masum çıkan sesiyle içimde bir yerlerin sızladığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş'in Kızılı
ChickLitDüzenleniyor! "Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin sevgin, tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir." Gözlerinde ki sevgi parıltıları elimi ayağıma dolaştırıyordu. Çakır r...