Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü ben muhteşemim!
Medya: BTS - Tomorrow
Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!
•••
''Seokjin.'' Hoseok 60 numaralı odaya girdiği anda, oda arkadaşı Seokjin'i yatağın üstünde oturup kitap okurken bulmuştu. Seokjin bakışlarını ona çevirdiği anda gülümsemiş ve ''Gel, Hoseok. Bir sorun mu var?'' diye mırıldanmıştı. Hoseok dudaklarını yaladı ve kapıyı kapattı. Ardından birbirine, arasında boşluk kalacak kadar mesafe olan kapalı elleriyle birlikte yatakta Seokjin'in karşısına oturdu bağdaş kurarak. Seokjin ona sorgulayan gözlerle baktığı sırada Hoseok ''Bazı bilgiler aldım.'' dedi.
''Ne gibi bilgiler?'' diye sorduğunda Hoseok ''Ego'ya kabul edilen iki kişiyi buldum.'' dedi. Seokjin ise büyüyen gözleriyle birlikte elindeki kitabı havaya fırlattı. Kitap ardında kırmızı bir buhar bırakarak yok olduğunda Seokjin Hoseok'a biraz daha yaklaştı. ''Nasıl buldun?'' Hoseok sırıttı ve avucunu açtı. İçindeki küçük karıncaya şaşkınlıkla bakan Seokjin'e aldırmadan mırıldandı. ''Hala bir muhbir olduğumu unutuyorsun sevgili Seokjin.''
Seokjin ortağı Hoseok'a döndü ve güldü. ''Hala alışamadım biliyor musun? Küçük bir karıncayla muhabbet etmen pek akıl karı değil ne yazık ki.'' Hoseok oyuncu bir tavırla dudak büzdü. ''Ah, küçük dostum hakkında böyle konuşma. Muhabbeti insanı sarıyor gerçekten.'' bir süre ikisi de birbirine ciddi bir ifadeyle baktı. Ardından sanki planlıymışçasına aynı anda kahkaha attılar.
''Neyse ne. Kimmiş bakalım bu çaylaklar?'' Hoseok eğilip elindeki karıncayı yere bıraktı. Ardından derin bir nefes aldı. ''Çaylak olduklarını sanmıyorum Seokjin.'' Seokjin kaşlarını çattı. ''Ne demek istiyorsun?'' Hoseok omuz silkti. ''Değişik tipler. Dersteyken birinin gözlerinin maviye dönüştüğüne dair söylemler duydum. Biliyorsun ki bu kolay kolay herhangi bir büyücünün başına gelmez. Yani anlayacağın,'' Seokjin'e yaklaştı. ''İşimize yarayabilirler.''
Seokjin Hoseok'un dediğiyle beraber sırıttı. ''Dersler hala boş mu?'' Hoseok başını salladı. ''Okulun işleyişini biliyorsun. Elbette boş.'' Seokjin yataktan kalktı. ''Güzel. O zaman gidip şu küçük afacanları bulalım.'' ardından Hoseok'a ukala bir sırıtışla baktı. ''Bakarsın şu eski sevgilinle karşılaşırız ha?'' Hoseok yataktan kalkarken göz devirdi. ''Yoongi eski sevgilim diye bahsedebileceğim son insan. Nefret ediyorum ondan. İlişkimizi boka çevirdi, lanet herif.''
Seokjin kafasını iki yana salladı. ''Hadi şunları bulalım.'' dedi ve böylece ikili odalarından çıkmış oldu.
•••
''Namjoon, şu okula yeni gelen çocuklar hakkında ne düşünüyorsun? Sence işimize yarayabilirler mi?'' Yoongi odada oradan oraya gezerken yatağın üzerinde oturan arkadaşına baktı. Namjoon rahat bir tavırla elindeki elmayı yiyordu. ''Soruma cevap vermeyecek misin yani?'' Namjoon ona baktı ve ağzındaki lokmayı yuttu. ''Bence yarayabilirler. İçlerinden biri sınıfta göz rengini değiştirip mavi yapmış. Hiçbir büyücü bunu yapamadı şu ana kadar. Jungkook budalası hariç. Onun yapamadığı bir sikim yok zaten.''
Yoongi Namjoon'un karşısındaki duvara yaslanıp kollarını birbirine bağlarken ''Sen bunu nereden öğrendin?'' diye sordu. Namjoon ise omuz silkti. ''Bilirsin,'' ardından elindeki elmayı havaya fırlattı. Yoongi'nin gözleri havadaki elmayı takip ederken, Namjoon parmağını şıklattı ve elma bir anda çürüdü. Ardından Namjoon onu yakaladı ve Yoongi'ye gösterdi. ''Sadece ufak bir tehdit.'' ardından göz kırptı. Elmayı arkasındaki çöp kutusuna fırlatırken bakma gereği duymamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK SWAN | tk
FanfictionBu yedi varlığa sahip olacak yedi kudretli kişi, yok olmanın eşiğindeki Dünya'nın kaderini değiştirecek, Dünya'nın dengesini tamamen alt üst edecekti. Bazı efsanelere göre, bu yedi kişi insanlara karşı büyük bir savaşın ortasında birlikte hareket ed...