17| öpücüğü bozan etkenler

4.4K 648 901
                                    

selam burjuvalarim watty camiasinin en guzide kitabi black swanin yeni bolumune hos geldiniz🤝

bu bolum hakkinda HİCBİR yorum yapmiyorum, okuyunca gorursunuz🚶‍♀️

sinav donemim resmen beni sikip atti, bu yuzden geciktim de, hic aktif olamadim. isin kotu yani bir hafta sonra yine bu sacma salak telasin icine dusecegim bu yuzden daha erken calismaya baslayacagim. kısacası 2 hafta daha offline'im umarim beni beklersiniz😫

yorum sayisini dusurmeyelim pamuk eller klavyelere. BAKİN PROJELERİMİ YAPMAK YERİNE YB ATTİM ALİRİM BİR YORUMUNUZU. sayi dusuk olursa nah yb gorursunuz ha ona gore🤺🤺

hepinizi seviyorum, iyi okumalar!

•••

"Nereye gidiyoruz tam olarak?" diye sordum Jungkook'u takip ederken. Birkaç saniye öncesinde oturduğumuz masadan kalkmış, kızlarla vedalaştıktan sonra Jungkook'un yönlendirmesiyle de geniş kütüphanede ilerlemeye başlamıştık. Tabana doğru ulaşan rafların arasında ilerlerken önümdeki bedeni takip ediyor, bu sırada da etrafı meraklı gözlerle inceliyordum.

"Seni, kütüphanenin bana ait olan kısmıyla tanıştırmaya gidiyoruz." dedi bir anda. Bunu demesiyle kaşlarım havalandı fakat bir şey demedim. Onun yerine sessizce onu takip etmeye devam ettim. Birkaç saniye daha öylece yürüdük ve rafların arasında dolaştık. Fakat duvarla bitişik olan bir rafın önüne gelince Jungkook tarafından durduruldum, o kısaca etrafına baktı. Ardından da duvarla bitişik olan rafın içinden bir kitap seçti ve onu hafifçe kendine çekti. Bu sırada tam filmlerde olan türden gizli bir geçiş ortaya çıktı ve raf yerinden çıkıp hafifçe öne doğru geldi. Bunun kamufle edilmiş bir sürgülü kapı olduğunu anladığım sırada Jungkook kapıyı kenara çekti ve önce beni karanlık odaya soktu, ardından da kendisi girdi. Kapı da arkamızdan kapanmış oldu.

"İşte burası benim malikanem." dedi Jungkook. Hemen ardından da ellerini çırptı ve bu hareketini algılayan ışıklar anında yanıverdi. Ya da, mumlar mı demeliydim? Evet doğru, odada hiçbir aydınlatma sistemi yoktu hoş kokulu mumlar hariç. Ayrıca söylemeliyim ki gerçekten çok iyi bir dizayna sahipti. Dört duvar da boylu boyunca raflardan oluşuyordu ve içi kitap doluydu. Nasıl yaptığını anlamayacağım bir şekilde içinde ufsk hir şömine bile vardı. Şömine yanma riskini düşürmesi için kapalıydı ve önğnde de iki tane puf koltuk vardı. İki koltuğun ortasında da ufak bir sehpa vardı. Ona döndüm gülerek. "Sen, burayı nasıl yaptın söylesene?"

"Kütüphaneyi gezerken burayı buldum. Birisi kütüphanenin inşa aşamasındayken gizlice burayı yapmış, ama içeride kimse yoktu ve oldukça bakımsızdı. Ben de bu fırsatı değerlendirme kararı aldım. Ne yani güzel olmamış mı?"

"Hayır çok güzel olmuş, çok beğendim." dedim ona arkamı döndüğüm sırada. Sağ tarafımdaki raftan duvara ilerlerken de "Artık burada misafir edeceğin biri oldu, bana bir şeyler ısmarlarsın değil mi?" dedim omzum üzerinden bir bakış attığımda. Jungkook da gülmüş, arkamdan geçerek puf koltuklardan birine oturmuştu rahat bir tavırla. "Bu benim için bir onurdur, prensim." Hitabıyla sırıttım ve arkamı dönüp, ağır adımlarla karşısındaki pufa oturdum. Şömine gerçekten de bu küçük sığınağı sıcacık yapıyordu ve kütüphanenin dış tarafından bakıldığı zaman, odanın sıcaklığı dışarıya yansımıyordu bile. Eğer Jungkook beni buraya getirmeseydi muhtemelen burada gizli bir oda olduğunu asla anlamazdım.

"Eee, ne yapacağız?" diye sordum bacak bacak üstüne attıktan sonra. Bakışlarım ona döndüğünde kaşlarını havaya kaldırmış, yüzünde arsız diyebileceğim türden bir sırıtış oluşmuştu. "Bilmem, evcilik oynarız belki?" dediğinde kendimi engelleyemeden kıkırdadım. Bu sayede onu da güldürmüş oldum. "Ciddileş Jungkook, ne yapacağız?"

BLACK SWAN | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin