14| patlama

5.3K 769 1.4K
                                    

selamlar burjuvalarim watty camiasinin en guzide kitabi black swanin yeni bolumune hos geldiniz 🤝

black swan icin giris cumlesi buldum sonunda her bolume "selam arkadaslar" diye girmek hic benim tarzım degil, e sonsuza kadar bombaci araplar gibi ALLAHUAQBAAAAR diye girecek halim de yoktu bence bu giris tam black swana yakisir bir giris oldu✌

bolum icinde size COK GUZEL BİR spoiler biraktim. endiselenmenizi gerektiren bir spoiler mi yoksa cok soft bir spoiler mi buna siz karar verirsiniz ;)

aylardir dilimden dusmeyen, her yerde bahsettigim ficim mechanicsi saldim ama pek ilgi cekmedi gercekten cok uzuldum, cunku uzerinde dusundugum ve birden fazla farkli fic konusu olabilecek olayi birlestirdigim bir kitap mechanics yani gercekten basit ve sıkıcı degil ama begenilmedi sanirim gercekten o konuda cok mutsuzum, umarim gider bir sans verirsiniz cok degerli benim icin🥺

ha bu arada bu bolum 4k kadar oldu o yuzden EGER YORUM YAPMAZSANİZ BOLUM YAZMAM ONA GORE BİLİYOSUNUZ ZATEN KAPLUMBAGA GİBİ YAZİYORUM ANCA SENEYE FALAN GORURSUNUZ YANİ O YUZDEN BOLCA YORUM😡😡😡😡😡

her neyse daha fazla uzatmanin manasi yok asagi kaydirin cabuk💃🕺

hepinizi seviyorum, iyi okumalar!

•••

"Evet, nereden başlıyoruz gezmeye?"

Önden ilerlerken sordum bu soruyu. Jimin'in yanından ayrılalı çok olmamıştı, koridor boyunca ilerlemiştim sadece. Bu sırada da Jungkook'un beni takip eden adım seslerini ve anlayamadığım şeyler mırıldanışını duyuyordum. Koridorun köşesini döndüğümde kulüp kanadına çıkan dar koridora ulaştığımı fark etmiş ve hızlı adımlarımı bir anda durdurup topuklarım üzerinde dönerek Jungkook'a bakmaya çalışmıştım, tabii çalışmıştım diyorum çünkü ben onun duracağını sansam da o yerdeki bakışlarıyla o kadar dalgındı ki durduğumu bile fark etmeyip direkt olarak bana çarpmıştı.

"Hey! Uyan artık, az daha eziyordun beni." dedim ellerimle geniş omuzlarına tutunup onu kendimden uzaklaştırırken. O ise yaptığını fark etmemiş gibi irkilmiş ve geri çekilmişti. Hemen ardından yüzünü bir gülüş kapladı. "Üzgünüm bebeğim, dalmışım da." Bu dediği yüzümü buruşturmama ve ona arkamı dönüp dar koridorda ilerlemeye başlarken "Hay senin bebeğine..." diye mırıldanmama sebep oldu. Peşimden gelirken kıkır kıkır gülüyordu. "Ne? Bebeğim değil misin?"

"Bu bana sorabileceğin en saçma ve gereksiz soru olabilir. Cevabını biliyorsan soru sormanın bir anlamı yok."

"Doğru haklısın, bebeğim olduğunu zaten biliyorum."

"Jungkook!" diye bağırdım ona dönerek. "Bana yavşamayacağına dair bir söz vermiştin!" başımı kaldırıp ona baktım kaşlarımı çatarak. Bana söz vereli sadece bir ders olmuştu, bu kadar çabuk döneklik yapacağını hiç düşünmemiştim. "Of Taehyung! Hiç sıkılmıyor musun şu nazlı hallerinden?" diyerek mızmızlandığında dudaklarımı büzdüm ve "Evet sıkıldım. O yüzden buna bir son vermelisin bence." dedim sessizce.

"Hayır, bence sen beni reddetmeyi bırakmalısın. Güzel olduğun ve hoşuma gittiğin için beni suçlayamazsın. Seni yemem Taehyung bu kadar korkma benden. Seninle flört etmeye çalışıyorum, romantik şeyler yapıyorum, iltifatlar ediyorum ve senin tüm bunlara verdiğin tek tepki beni terslemek ve kaçmak oluyor. İşin doğrusu bana bir şans vermediğin için sana kızasım geliyor ama naz yaparken bile çok güzel olduğun için öfkemi söndürüyorsun işte." tek nefeste söylediği cümlelerinden sonra derin bir nefes alıp soluklandığını gördüm fakat onun aksine ben nefes almayı bile unutmuştum sanki. Ani iltifatlarını arka arkaya sıralayışı heyecanlanmama ve yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu, kendimi müzeye konmuş bir balmumu heykeli gibi hissediyordum resmen. Pekala, sadece kısa süreli bir iltifat sağanağından geçtiğimi ve sonucunda atlattığımı, fakat onun gülümsemesi yüzünde çiçek misali açtığında bu fikrimden anında vazgeçmiştim.

BLACK SWAN | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin