BLACK SWAN | tk

21| clawthorne'ların sırları

selamlar burjuvalarim watty camiasinin en guzide kitabi black swanin yeni bolumune hos geldiniz 🤝

gecen bolum bayagi guzel tepkiler aldim o yuzden keyifliyim cok fazla yorum geldi🤑
keske oy sayıları da daha fazla olsa diorm bazen ama neyseki oylari yorumlardan daha az onemseyen bir yazarim o yuzden bu benim keyfimi kacirmadi ĞWGNAĞGMAÜGKWKTKÜA ama lutfen oy atin saka bi yana👍

her neyse, 21. bolumdeyiz. fici yariladik resmen gelisme kismina girmis olduk bundan sonrasi full black swan egitim sureci IMMM MASHALLAH👅

en sevindigim kisim ise ARTİK ASİK TAEKOOK YAZMAYA BASLADİM BU O KADAR RAHATLATİCİ Kİ ANLATAMAM SİZE yazmak okumaktan daha keyifliymis, hele asik jungkook yazmak... (yeni mini ficim fairytale'de de bol bol asik jungkook yazacagim bu arada keske hemen yayimlayabilsem ama malsf)

anyways sizi bolume aliyorum, AMA ALMADAN ONCE UYARİMİ DA YAPAYİM lutttfennn yorumlari dusurmeyelim☹☹ gecen bolum icin uyguladigim sistem cok hosuma gitti hem bolum hak ettigi ilgiyi aldi hem de dinlenip yb yazmak icin buyuk bir ilham aldim bu yuzden bir dahaki bolumu yazmak icin de yorum sayisi 1k olana kadar bekleyecegim🤑

hepinizi seviyorum, iyi okumalar🧍‍♂️

•••

Geçmiş.

Ormanın içerisindeki kocaman, iki katlı evin en alt katında bulunan, genelde aile üyerinden kimsenin girmediği, daha doğrusu girmenin yasak olduğu bodrum katındaki mahzende, evin en büyük iki üyesi vardı. Tozlu raflar, ufak bir çalışma masası ve geniş bir koltuğu içinde barındıran, oldukça dağınık olan bu küçük odanın içerisinde gergin bir ortam mevcuttu. "Ne yapacağız şimdi?" diye sordu kısa olmasına rağmen kıvır kıvır olan, beyazlamış buklelere sahip kadın. Beyaz, yaşı dolayısıyla kırışık tenine rağmen hala çok güzel bir kadın olduğunu belli ediyordu. Üzerinde beyaz, yatarken giyilen türden kaftan benzeri tek parçalık tülden bir elbise vardı. Beyaz kemik gözlükleri küçük burnunun ucuna doğru inmişti, beyazlar içerisinde bir melek gibi gözüküyordu ve sarı parlak gözleri endişeyle etrafta geziyordu. Elinde tuttuğu gaz lambası hem odaya sarımtırak, hoş bir ışıkla kaplarken hem de odadaki iki kişiyi aydınlatıyordu ve bununla birlikte, kapkaranlık mahzende oraya buraya ilerliyordu.

Onun aksine, geniş deri koltukta oturan, saçları aklaşmış adam oldukça sakindi. Karısının aksine, onun üzerinde bacaklarını saran kahverengi keten bir pantolon, kahverengi, keten avcı yeleği ve içerisinde de siyah bir gömlek vardı. Gayet sıradan giyinmişti. Ak saçlarının büyük çoğunluğunu kapatan büyük siyah fötr şapkası ve omuzlarındaki askılara yerleştirdiği siyah uzun peleriniyle değişik bir izlenim veriyordu. Yüzü de pek tabii güzeldi. Yaşlılığından ötürü ağız ve göz çevrelerinde kırışıklıklar olsa da yaşından genç duruyordu. Daha yeni uzamaya başlamış beyaz, kısa sakalları ve kemerli bir burnu vardı. Parlak sarı gözlerini karısının gaz lambasının titrek ışığıyla aydınlanan bedeni üzerinde gezdirirken derin bir nefes aldı. "Biliyorsun Agnes. Sadece kabullenmek istemiyorsun. Bu durumda yapılması gereken şey çok açık."

"Hayır, açık falan değil Victor." dedi Agnes sinirle kocasına dönerek. "Bunu kabul edemem."

"Etmek zorundasın. Kurallara karşı gelemem anlamıyor musun? Buna mecburum." Agnes derin bir nefes aldı ve yavaş adımlarla kocasına doğru ilerledi. Ardından koltuktaki boşluğa oturdu ve gaz lambasını koltuğun sırt kısmına yaslarken kocasına döndü. "Biliyorum, zorunda olduğunu biliyorum hayatım. Ama beni de anlamalısın. Senden vazgeçemem. Seni bırakmak istemiyorum." Victor dudaklarını birbirine bastırdı sıkıntıyla, ardından elleriyle karısının sağ elini avuç içine kapattı. "Agnes'ım. Seni çok iyi anlıyorum, inan ki bunu ben de istemiyorum. Senin yanında kalabilmek ve kokunu biraz daha soluyabilmek için her şeyimi feda ederim biliyorsun. Ama bu benim elimde olan bir şey değil ne yazık ki. Kurallara karşı gelemem."