BLACK SWAN | tk

3| av

Selam selam selam!

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü ben çok iyiyim. Kurgunun gidişatını neredeyse tamamladım sayılır umarım güzel ilerliyorumdur.

Hepinizi seviyorum💕

İyi okumalar..

•••

''Bu nasıl mümkün olur? Neden sadece iki kişi?'' diye sorduğumda bilmiyorum manasında dudak büzdü Eun Bi. Ardından ''Normalde de Ego'ya çok az sayıda kişi kabul edilirdi fakat ilk defa kişi sayısı bu kadar az diyebilirim. Hatta bu dönem sadece iki kişinin geleceğini öğrendiğimizde okulda birçok dedikodu yayıldı. Bazılar bu iki kişinin kabul edilecek son kişiler olduğunu, bazıları ise o efsane takımın toplandığını söylüyor. Yani daha doğrusu, gelecek iki kişinin ki bu iki kişi sizsiniz, Black Swan'ın üyeleri olduğunu iddia ediyorlar.''

''Black Swan?'' diye sorduğumda hafifçe masaya vurdu ve parmağını bana doğrultup ''Aynen öyle.'' dedi. ''Bu çok saçma. Yüzyıllardır en kıdemli büyücülerin bile bulamadığı birkaç mitoloji efsanesini bir grup büyücünün puf diye ortaya çıkaracağı efsanesine inanmamızı mı bekliyorsun gerçekten?'' diye yakındığımda Jimin devamını getirdi. ''Üstelik Black Swan'ın üyeleri olduğumuz söyleniyor. Bu çok mantıksız!'' hızla kafamı salladım, Jimin'e katıldığımı belli edercesine. Eun Bi ellerini teslim olmuş gibi baş hizasında iki yana açtı. ''Bunu ben söylemedim. Ama şunu belirtmeliyim ki, çok dikkat etmelisiniz.''

''Neden?'' Jimin kaşlarını çatarak sorduğunda Eun Bi tekrar masaya eğildi. ''Buradaki çoğu kişi sorunludur. Eğer çok dikkat çekerseniz size kafayı takarlar, sanıyorum ki şu an oldukça dikkat çekiyorsunuz zaten. O yüzden çok dikkat edin. Okulu size zehir ederler. Özellikle de üst sınıflar.''

''Ne üst sınıfmış ama. Saçmalık bu. Öğretmene şikayet ettiğim anda sorun çözülür.'' Eun Bi güldü ve kafasını iki yana salladı. ''Öğretmenler, öğrenci kavgalarına karışmazlar. Burada herkes başının çaresine kendisi bakar.''

''Ha, yani birimize bir şey olsa kimse ceza almayacak öyle mi?''

''Sen çok yanlış anlamışsın. Bize Persona'da ettirilen yemini unuttun mu yoksa? Büyücülerin birbirine zarar vermeye hakkı yoktur. Zaten insanlar tarafından avlanıyoruz. İnsanlarla savaşabilmek adına sayımızın fazla olması gerek. Bu durumda birbirimize zarar vermek bizim aleyhimize olur. Sadece, bu okulun stili farklı.''

''Ne stili?'' diye sorduğumda hiç bekletmeden cevap verdi. ''Üst sınıflar oldukça belalı tiplerdir. Her dönem yeni gelenlerden kendilerine deyim yerindeyse av seçerler.'' dedi. Av kelimesini söylerken parmaklarıyla tırnak işareti yapmıştı. ''Şu av meselesini biraz açmaya ne dersin?'' dedi Jimin parmaklarıyla ablasının yaptığını taklit ederken. ''Onunla mezun olana kadar uğraşırlar. Eğlence malzemesi üretirler. Yani anlayacağınız, üst sınıflarla karşılaşmamaya çalışın.''

''Kim bu üst sınıflar?''

''Sana hepsini sayamam ama en belalılarını sayabilirim. Kim Namjoon ve Min Yoongi. Birbirleriyle ölümüne kanka iki büyücü. Okulun popüler çocukları. Mafya kardeşler gibiler, ya da yapışık ikiz falan. Sürekli beraberler ve geniş bir kitleleri var. Okuldaki öğrencilerden bazıları bu mafya kardeşlerin kölesi diyebiliriz.

Kim Seokjin ve Jung Hoseok. İkisi de aynı Yoongi ve Namjoon gibi kanka. Birlikte geziyorlar ve Namjoon ve Yoongi'ye kıyasla daha iyiler. Kimseyi incitmiyor veya kimseyle uğraşmıyorlar. Fakat eğer onları sinir edecek bir şey yaparsan, işin bitti demektir. Özellikle Hoseok'dan korkmanız gerek. Dünyanın en tatlı büyücüsü gibi bir tipi var fakat korkunç birisi.''