Beklediği zil çalmıştı.Hayatına umutsuzluk katan arkadaşı,"Daha pazartesi günündeyiz ve daha 1.ders başlamadı bile" dedi ve güldü. Derin bir of çekti.Okuldan nefret ediyordu. Hoca içeri girmişti.Elinde bilgisayarıyla 40 dakika boyunca eziyet yaşatmıştı. 40 dakikanın sonunda zil çalmıştı.Sırasına gelen bir tekme ile uyandı."Açım, kantine !" Kelimeleri her sabah yaşadığı olayların tekrarıydı.Kantine gidip karnını doyurdu.Sınıfları için artık temsili bir spor haline gelen badminton oynayanları izlemek için dışarı çıktı.Sayı kaybeden küfrediyordu.Bir kaç dakika izledikten sonra zil çaldı.Sınıfa çıktı.Gelen sözel dersin hocasıydı.Sınavlar açıklanmış, en yüksek alan 70 almıştı. İtiraz ettiler.Hocanın verdiği cevap: "Çıkardığım cevap anahtarıyla kelimesi kelimesine yazmamışsınız, ona rağmen 2 şer puan verdim"idi.Öğrenciler nefret doluydu.Bir hoca neden böyle yapardı ki ? Eksik değildi, yanlış değildi.Fakat kime ne söyleyebilirlerdi ki ? Sessizce oturup o ince sesin dersin kalan dakikalarında verdiği acıyla devam ettiler.
![](https://img.wattpad.com/cover/27634223-288-k26823.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U Tipi Cezaevi #Rbk
Mistério / Suspense1200 lü yıllarda kurulan cezaevinin yerine yüzyıllar sonra kurulan okulda öğrencilerine siniriyle tüm dünyaya salgın bulaştıran vahşi öğretmenin ettiği yemin, insanların ölümüne yol açtı.( Yarısı yaşanmış öbür yarısı kurgu olan hikaye)