Kendini bildin bileli senle olan bir şeyin bedeninden alınması, acımasızca kopartılması gibi bir his... desem sanırım bu zehirli gazın üzerimdeki etkisini kısaca açıklamış olurum. Söz konusu böyle bir boşluğu, ruhumun bedenimden sökülüyormuş hissiyatını Galaksi taşını almaya giderken düştüğüm zindandan kurtulduktan sonra bir daha hissetmeyeceğimi ummuştum. Sırf bir daha savunmasız kalmamak için bile Olara'ya karşı koyabilecek bir teknik geliştirmiştim.
Hava elementini kullanmama ve üzerime atlayıp benle birlikte düşen kişi kanatlarıyla düşüşü yavaşlatmasına rağmen, kemiklerimin kırılması gereken bir yükseklikten sadece büyük bir acı karşılığında hayatta kalmıştık. Söz konusu Seyralar olduğunda metrelerce yükseklik bile bizi öldürmüyordu ama basit (!) bir yaratığın zehri gücümüzü elimizden alabiliyordu. Olara'yı tutsak olarak Ankar'a getirdiğimde bir hava elementinin bu yaratığın gazını bir silah, kontrolden çıkmış bana karşı bir silah olarak kullanmaları için depolayacaklarını düşünmemiştim. Nasıl düşünebilirdim ki?
Zehirli gazı soluduğum ilk anda kokusunu ben de almıştım, tıpkı bedenimdeki diğer kişinin de aldığı gibi. O koku bütün elementlerimi benden aldığında bedenimdeki keskin acıdan dolayı kemik kontrolünü kullanmayı, Şeytan akıl edememişti.
Başımı kaldırdım, Liam tam karşımda duruyordu. Elleri kelepçe gibi bileklerime dolanmıştı ve karnıma oturup hareketimi kısıtlamıştı. Elementlerim olmadan benden daha güçlüydü, onunla tanıştığımda Ömer'i tanıdığını öğrenip ona saldırdığım günden beri bunun farkındaydım.
Nefes nefese kalmıştık.
En az ben kadar o da acı çekmişti. Benle birlikte gökyüzünden çakılırken neyi hedefliyordu ki?
Öne atılıp ona saldırmaya çalışan kişi ben değil içimdeki Şeytan'dı. Liam bileklerimi başımın yukarısında tek eliyle tutup ona kafa atmamam için alnımdan bastırdı. ''Bu kadar ileri gitmen beni şaşırtmadı, savaşın ortasında tamamen kontrolü kaybedersin demiştim, Belma Ada. Ve seni gördüğüme de hiç sevinemedim, Darci.''
Darci.
Şeytan'ın adı.
''Ben de seni gördüğüme memnun olmadım. O gaz her neyse seni öldürmeden önce aynısını sana uygulayacağım.''
Liam bu tehditten etkilenmedi, benim sayemde alışık olduğundan etkilenmesini beklemedim ama kaşlarını çatarak ciddileşti. ''Belma'ya kontrolü geri ver.''
''Yoksa ne olur?'' Darci başını yukarı kaldırıp yüzünü Liam'a yaklaştırdı.
''Geri ver dedim.''
Darci öfkeyle bağırdı, ''asla!''
Ama onun bedenimi geri vermesini bekleyecek değildim. Koltukta oturan birini koltuktan itip yerine geçer gibi, zorla onu ittirip bedenimi kontrol altına aldım. Tamamen kontrolü bana bırakmadıysa da etkisi büyük ölçüde azaldı.
''Sanki izin isteyen var da,'' diye söylendim ilk kez konuşarak.
Liam üzerimden kalkmadı ama bileklerimi, bir şekilde geri döndüğümü anlayarak, bıraktı. ''Aptalın tekisin, nasıl kontrolü kaybettin?''
Bileklerimi ovuşturdum, sırtım başta olmak üzere her yerim ağrıyordu. Kollarımı iki yanıma atıp Harmen'in olduğu yere, arkama bakmak için boynumu kırarcasına geriye çevirdim. Alaz Harmen'in yanından bana doğru temkinli adımlarla yaklaştı, iyiydi.
Liam olanları anlamış gibi üzerimden kalktı. Artık tehlike geçti, diye düşünecek kadar saf değildi ama bir süre daha kontrolü sağlayacağımı biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seyra 2 - Layla'nın Çocukları
FantasySeyra'nın ikinci kitabıdır. .... Tüm duygularının kontrolünü kaybeden ve kişilik çatışması yaşayan Belma Ada, asıl kimliğini ararken tamamen uyanmış güçleriyle ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışır; kendini, geçmişiyle geleceğinin arasında sı...