DİKKAT! KİTAP EŞCİNSEL KONULU BİR KİTAPTIR! EŞCİNSELLİĞE KARŞIYSAN, YA DA RAHATSIZ OLACAKSAN LÜTFEN OKUMA!
***
"Bana bak velet! Bunları kimseye söylemeyeceksin! Söylersen, olacaklardan ben sorumlu değilim!"
Karnıma bir tekme, ardından bir tane daha ve bir tane daha. "Pısırık!" "Cüce!" "Velet!" "Aptal!" "İğrençsin!"
Ben aptal değilim... Ben aptal değilim! Aptal değilim!
Sesim beynimde yankılanıyor.
"Ben aptal değilim!!"
Yatakta haykırarak doğruldum. Etrafıma baktığımda odamda olduğumu fark etmem biraz zamanımı aldı.
Ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtırken, nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
Kafamı ellerimin arasına koyup, gözlerimi yumdum. İşe yaramayacağını bildiğim hâlde konuşmaya başladım.
"Sakin ol, sakin ol... Sadece bir rüyaydı..."
Yine aynısı oluyordu ve kendi kendime konuşmam bir sikime yaramıyordu. Psikoloğun söylediği hiçbir şey, bir boka yaramıyordu.
Yatağımdan kalkıp, mutfağa yöneldim. Kendime bir bardak su doldurup, odamın balkona çıktım. Sandalyelerden birine oturdum ve kafamı arkaya atıp yıldızları izlemeye başladım.
Birkaç dakika sonra öne doğru eğildim ve ıslanmış tişörtümü çıkarıp, bir köşeye fırlattım. Önümde ki sehpaha da duran su dolu bardağı, bir dikişte bitirip, yanımda ki sandalyeye koydum. Ayaklarımı sehpahaya uzatıp sandalyemde yayıldım.
Rüzgarın bedenimi titretmesini istiyordum. Kendime gelmek istiyorum, rahatça uyumak istiyorum. Artık kabus görmek istemiyorum.
***
Omzumdan dürtülmemle gözlerimi araladım. "Hadi artık, kalk." Beni uyandıran kişinin annem olmasını çok isterdim.
Ya da istemezdim. Hem de hiç.
Rüya, hemen karşımda duruyordu. Şirince gülümsedi. "Günaydın uykucuu!" O gözüme gelen güneş ışınlarını elleriyle engellemeye çalışırken , istemsizce gülümsedim.
Bir gözümü açıp, Rüya'ya baktım. "Günaydııın! Naber?" Güldü ve elini indirip, yanağımı sıktı. "Hadi, hadi. Oyalama beni. Daha okula gideceğiz." diyip yanımdan geçti ve yatak odama girdi.
Ayağa kalktım ve gerinerek odama girdim. Hâlâ uykum vardı. Rüya, kıyafet dolabımı açmış, içinden okul formalarımı çıkarıyordu. "Kahvaltını hazırladım, kıyafetlerin burada. Çantanı hazırlamadın, biliyorum. O yüzden şimdi çantamı hazırlamaya gidiyorum."
Hızlı haraket ediyordu ama acale etmiyordu. Sakindi. Rüya her zaman böyleydi. Rahat olurdu. Çünkü her şeyini önceden planlardı. Stres yapmazdı. Öyle 'Acaba hangi erkekle çıksam? Hangisi daha yakışıklı/ zengin?' diyen kızlardan değildi. Kendi gibi davranıyordu ve böyle davranırken çok iyiydi.
Kafamın arkasını kaşırken konuştum.
"Sen her zaman böyle mi olacaksın?"
Ders çalışma masamın önünde durmuş, dağınık sayılabilecek kitaplığımdan bugünkü derslerin kitap ve defterlerini arıyordu. İşini bırakıp, bana döndü. "Nasıl? Giyin." dedi ve işine devam etti.
Dediğini yapıp, yatağıma yöneldim.
Bu kız beni efsane yönetiyordu.
Eşofman altımı çıkartırken konuşuyordum. "Kahvaltımı hazırlıyorsun, evimi temizliyorsun, derslerime yardım ediyorsun, kıyafetlerimi yıkayıp ütülüyorsun, çantamı hazırlıyorsun, ilaçlarımı takip ediyorsun." Kemerimi takarken ona doğru döndüm. En üstte ki rafa uzanmaya çalışıyordu. Yanına ilerleyip, almaya çalıştığı kitabı alıp, aralanmış çantaya koydum. "Kravatımı bağlıyorsun, saçımı bile sen düzeltiyorsun yahu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 YAŞ
RandomOnlar ailenin ne demek olduğunu bilmiyorken, birbirlerinin ailesi olmuştu bile... --- Her insan, sevdiği kişinin hayatını güzelleştirmeye çalışır. Yönelimi ne olursa olsun! Sevdiği kişi üzülmesin, hep mutlu olsun ister. Onu daima yanında, bir nefe...