Hayatım boyunca göremediğim bir ev vardı şuan karşımda, okadar büyük ve ihtişamlıydı ki ev görgüsüz gibi bakmaktan alıkoyamamıştım kendimi bir süre.
Üç katlı dev bir yapı görüyordum, dış çephesi ahşap ile süslenmiş önünde koca bir bahçe ve ağaçlar bir de havuz eklenmişti bu görkemli eve havuzun az ilerisinde de bir oturma alanı vardı.
"Çok güzel değil mi?" Selimin sesi ile bakışlarımı ona çevirdim.
"Bu eve güzel demek hakaret olur selim bu muhteşem bir ev"sözlerime içten bir kahkaha attı,
" Sen bir de içini gör "diyerek ilerlemeye başladı bende arkasından takip ederken beyaz ve ikinci büyük kapıya ulaşmıştık.
Zili çalıp beklerken o kapının arkasında ki güzelliği merak etmeden duramadım. Kapıyı 30 yaşlarında orta kiloda uzun boylu bir kadın açtı bize.
" Gizem abla yeni çalışanı getirdim Eyşan" eliyle beni göstermişti tanıtmak amaçlı. Kadın gözleri ile gülümseyip bana sarıldı bir an bu yakınlığı anlam veremesemde ayıp olmasın diye ben de karşılık verdim.
"Hoşgeldin canım ben gizem"diyerek kendini geri çekti.
" Hoşbuldum gizem hanım "bir kahkaha patlatıp" Ay ne hanımı canım abla diyebilirsin bana "sevecenlikle konuşmuştu
" Selim sağol ablam bundan sonrasını ben hallederim hadi sen işine dön "
Selim kafa sallayıp" Tamam abla Görüşürüz Eyşan "diyip gözden kayboldu." Hadi gel bekleme kapıda içeri girelim"
Selimin bıraktığı valizi alıp gizem ablayı takip ettim.
İçeri girdiğiniz de boş bir alan büyük sallanan bir avize ve yukarıya tırmanan merdivenler karşılıyordu.Sağ tarafınız da bir kapı sol tarafınız da ise kapısı olmayan bir alan yer alıyordu.
Gizem abla durunca bende Adımlarımı durdurdum.
"Valizin orda kalsın kuzum seni iş arkadaşlarınla tanıştırayım" Valizimi kenarda bir yere koyarak gizem ablanın açtığı sağ taraftaki kapıdan girdim. Bu kapının arkası mutfaktı ve içeride 3 kişi vardı benimle gizem abla hariç.
Mutfak siyah ve gri renkten oluşuyordu U şeklinde dolablar dizilmişti, orta kısımları cam ile içeriye aydınlık sağlarken sağ kısmında ocaklar sol kısmında ise tamamen dolablar vardı.Orta geniş alanda ise büyük diyebileceğimiz bir masa vardı şuan kızların oturduğu.
"Kızlar yeni arkadaşınız eyşan, bundan sonra oda bu evde çalışacak tanışın kaynaşın" Gizem ablanın konuşması biter bitmez hemen içlerinden balık etli kısa siyah saçlı güleç yüzlü bir kız kalkıp yanıma geldi, elini uzatıp kocaman gülümsedi.
"Merhaba hoşgeldin eyşan ben Kader" Ellerini sıkıp karşılık verirken "Hoşbuldum memnun oldum" diyip gülümsedim hafifçe.
Diğer kızlardan kızıl saçlı olan güzel olanı kibarlıktan olsa gerek kısaca "hoşgeldin ben Bade" diyip önüne döndü,umursamamaz bir tipe benziyordu.
Masada oturan sonuncu kız ise kibarlığı bile önemsemeyip gözünün ucuyla bakıp dönmüştü.
"Alev bir hoşgeldin desene eyşana" gizem ablanın uyarıcı sesi ile oflayıp yerinden kalkmış çıkışa ilerlerken ukala bir uslubla,
"Hoşgeldin tatlım" dedi.
Bu kız aşırı itici gelmişti bana ama yanımda konuşan Kader ile bir tek bana gelmediğini anlamış bulundum.
"Boşver o kendini beğenmiş ayran budalasını kendini beğenmiş tekidir herkesi küçümser durur"
Birşey demeye gerek duymadan hafif gülümsedim.
O kızdan hiç iyi enerjiler almamıştım nedense."Kader sen eyşana kalacağı odayı göster canım, sende biraz yat dinlen kuzum yol yorgunusundur şimdi."
Gizem ablanın talimatı ile mutfaktan çıktık, köşeye bıraktığım valizi alıp kaderi takip etmeye başladım.
Merdivenleri usul usul çıkarken valizi taşımakta zorlanıyordum, kader bunu fark etmiş olmalı ki" Yardım etmemi istermisin bir kösinden de ben tutayım. "
Kimseye zahmet olmak istemiyordum bu evde hayatımda da kimseye zahmet vermek istemezdim.
" Teşekkür ederim ben taşırım içinde çok birşey yok zaten"kader beni dinlemeyip valizin diğer tarafından da o tuttu.
"İtiraz etme ağır işte" minnetle gülümseyip,beraber ikinci kata taşıdık ağır valizi. Bu kat baya sessiz duyordu,ikinci katta ihtişamdam eksik bıraklıkmamış eve ayak uydurulmuştu.
Altın renginin ağırlıklı olduğu ahşap döşeme içeriye rustik bir hava katmıştı, merdivenlerin sonunda beş altı metrelik bir alandan sonra geniş kapıların ardından büyük Bir salon bekliyordu.
Sağ tarafımız da bulunan holden ilerlemeye başladık bir kaç kapı atlayıp bir kapı açtık kader,o kapıdan içeri girerken arkasında bende takip ettim. Oda beyaz rengi sahiplenmiş ortasında bir yatak hemen yanında ise komidin unutulmamış yatağın sol tarafına ise işlemeli bir elbise dolabı eklenmişti, Yatağın karşısında ise odaya güneş ışıklarını sağlayan pencere vardı, Ufak bir masa sandalye de nazik düşünülmüş bir fikirdi. Bir kapı vardı büyük ihtimalle banyoydu tahminimce.
"Odayı beğendin mi" kaderin neşeli sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim.
"Evet çok güzel gerçekten ferah bir oda"
"Sen bu ev de yatılı kalan tek çalışan olacaksın, kimse kalmıyor biz mültemelatta kalıyoruz"
"Ben neden burda kalıyorum mültemelatta yer yok mu bende orda sizinle kalsaydım ya" bir umutla sordum.
"Mültemelatta yer var ama adnan bey eve yerleştirilmeni söylemiş gizem ablaya,bunu duyunca alevi görmen lazımdı sinirden kudurdu" o kahkaha atarken ben niçin güldüğünü anlamamıştım.
"Niye ki"
"Bu evde yaşamaya başladıktan sonra bir haftada herşeyi anlarsın."kafamı olumlu anlamda sallarken oda derin bir nefes cekip kapıya doğru ilerledi." Ben seni yanlız bırakayım da sen yerleşip bir duş al sonra da dinlen "
" Ben bir duş alıp hemen geliyorum yardım ederim size rahat edemem hem "
" Valla inersen gizem abla seni terlikle kovalar yukarıya sen dinlen bence" son sözünü söyleyip kapıdan çıkıp kapatmıştı.
Kader gittikten sonra kıyafelerimi dolaba yerleştirmiş, odadaki diğer kapının banyo olduğunu teyit etmiş ve bir güzel duşumu almıştım. Duştan sonra kendimi yorgunluktan yatağa attım bir kaç saat dinlenmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİM DE Kİ MÜREKKEP
RomanceSEYİT ; İnsanı yakıp kavuran KEHRİBAR gözlü adam. Kendini dünyaya kapatmış kendi dünyasını yaratmış beyninde o gerçek dünyaya karşı kurduğu engeller var. EYŞAN ; Eyşan kendine bile yetemezken kendine ait bir dünya kuramamışken Seyit ve kendi için b...