Sevdim,
Yedi evreni gezsem
Sanki yine sen olurdun sevdiğim..
Sevdim,
Ağacımda ki yaprak oldun, son bahar geldi düştün..
Üzerine düştüğün toprak oldum...
Sevdim
Önce ben oldun benliğim oldun,
Can oldun, cananım oldun
Her şeyim oldun
Yeri de geldi
El oldun...
Nazdar
Benden size bir kaç satır Hediye...
*************
Gözlerimi açtığım da yorgunluğumdan arınmış dinç hissediyordum kendimi, elimi yanımda ki komidinin üzerine atıp telefonu elime aldım saate baktığım da iki saat uyumuş olduğumu gördüm artık kalkıp diğer kızlara yardım etmeliydim ben bu evin çalışanıydım ve öyle davranmalıydım.
Hızlıca kalkıp banyoya ilerledim ihtiyaçlarımı giderip, üzerime önceden ayarladığım siyah, boyu dizlerimin biraz altında olan hafif kıvrımlı eteği geçirdim üstüne de beyaz düz vücuduma yapışan kapri kol bir bluz ayaklarıma da siyah stiletto geçirdim.
Saçlarımıda kremle düzelttip hafif bir makyaj ile hazırlığımı tamamlayıp telefonu mu alarak odadan ayrıldım.
Holde ilerlemeye başladım, yine ortalık sessizdi salonun yanından geçip merdivenlere yönelirken adımın seslenilmesi ile duraksadım,
"Eyşan" arkamı dönüp salonun büyük kapısının yanında duran gülümseyen Adnan amca ile göz göze geldim.
"Adnan amcacım" yavaş adımlar ile yanına vardım elini öpüp alnıma koyup geri çekildim.
"Hoşgeldin kızım, Nasılsın? Geldiğimde uyuduğunu söylediler bende rahatsız etmek istemedim."
Bende içten bir gülümseme sunup "Hoşbuldum Adnan amca çok iyiyim sayende, sen nasılsın iyimisin?"
"Sağol güzel kızım bende iyiyim şükür yaşlandık tabi artık babanla yaş itibari ile tansiyon şeker dışında İyiyim" diyip güldü bende ona eşlik ettim.
"Maşallahınız var Adnan amca babamda senin gibi evham yapıyor ama siz eski çınarsınız birşey olmaz size"
"Baban nasıl kızım daha gidemedim yanına telefonda görüştük ama işlerden dolayı Bi türlü varamadım tertibimin yanına"
Babamla Adnan amca askerliği beraber yapmışlardı ordan beridirde dostlukları devam etmiş buzamana kadar gelmişti, çok destek olmuştu Adnan amca bize hakkını ödeyemezdim özellikle bana babamdan gizli verdiği burstu ikinci babam bellimiştim onu.
"İyi iyi ama arayıp konuşsan iyi olur çünkü gizli gizli bir işe girip çalışmasından korkuyorum."
"Olur ararım kızım ben onu, hep dedim ona ben gel seni masa başı bir yere koyayım şirkette beyefendi tutmuş terim akmassa çalıştığımı saymam diyor hep bana" dediğine içten bir kahkaha attım benim babam yaptığı işin hakkını vermek isterdi çalıştığını hissetmek bir gün bana,
'Şu eve geldiğim de yorgun hissetmesem bilirim ki bugun birilerinin hakkını yemişimdir, ben az çalışmışımdır başkası fazla, kendi yükümü başkalarına taşıtmışımdır oyüzden yorulmamışımdır bilirim ki başkalarının emeğini yemişimdir'demişti
İşte adalet buydu, emek buydu, kul hakkını bilmek buydu emindim ki babam bir gün olsun bize haram lokma yedirmemişti.
Adnan amca ile ayaküstü biraz daha konuşup ayrıldım yanından, mutfağa geldiğimde sadece Alev vardı nezaketen "Merhaba" dedim. Elinde ki telefondan kafasını kaldırıp bana baktı oturduğu yerden.
"O prenses hazretleri de uyanmış, iyi dinlenebildiniz mi bari" kaşlarını çatıp küçümseyerek konuşması saklanan sinirlerimi gün yüzüne çıkarmıştı, bir insan bana nasıl davranırsa bende öyle davranıyordum, çok sinirlenirsem kötü şeyler oluyordu çoğunlukla kendimi dizginlerdim bu yüzden ama bu kız karşında tırnaklarımı çıkarmaktan çekinmeyecektim.
Masaya doğru ilerlerken sakin olmaya zorladım kendimi,
Son bir kez Eyşan
Sadece sus!
"Oh birde gelde otur evin hanımı gibi bu ne rahatlık tatlım kalkta şu bulaşıkları yıka."
Gözlerimi kaldırıp ona baktım,
Bu kız beni dinden imandan çıkartacaktı en iyisi baştan şunu uyarmak iyi olacaktı.
"Ben bulaşıkları sana yıka dediğimi hatırlıyorum alev! Mutfağa geçip telefonunla vakit geçir demedim!"
Gizem ablanın sesi ile kafam otomatik ona döndü hangi ara gelmişti ki,
"Ben yoruldum gizem abla o yeni geldi bir de daha yeni kalktı bir işin ucundan tutsun sonuçta bir hizmetçi evin hanımı gibi davranmasın"
Benden günah gitmişti bu kıza ağzının payını verecektim.
"Geldiğin günden beri asıl sen evin hanımı gibi davranıyorsun kes artık bir daha ki ilk hatanda seni gönderirim alev duydun mu!"
Gözlerimi alev sürtüğünden ayırmadan,
"Gizem abla izin verirsen bir kaç cümle söylemek istiyorum aleve"
"Uzatmayın Eyşan" elimi kaldırıp durdurdum
"Lütfen! Söylemessem içim içimi yer belli ki bu kız sizin iyiliklerinizi süistimal ediyor, ve bana kimse bu şekilde davranamaz, konuşamaz."
Alevin gözlerinde ki bakışlar da hala küçümseme görüyordum.
"Birinci tatlım!! Sen bana ne yapacağımı söyleyecek vazıfta olan bir insan değilsin"
Yavaşça ayağa kalktım sandalyeden,
"İkincisi ben bir çalışanım burda ki sen hariç herkes çalışan, sen ise Bi hizmetçisin!"
Adımlarımı ona doğru çevirip yanına vardım çenesinden tutup sertçe kendime çektim sinirlerim artık uçlardaydı ve tek bir kelime daha etse parçalayacak durumdaydım, gözlerindeki küçümseme gitmiş yerine belli etmesede korku gelmişti.
" Ve sonuncusu asla benimle böyle bir uslubta konuşamazsın ben senin yiyemeyeceğin kadar büyük lokmayım, seni çiğ çiğ yerim"
Çenesini kenara itip geri çekildim, hava almalıydım yoksa kötü şeyler olacaktı.
"Ben biraz hava almalıyım abla beş dakikaya geliyorum" diyip cevap beklemeden mutfaktan çıkıp dış kapıya ilerledim ellerim titriyordu sinirden,
Kapıyı açmamla birine çarpmam bir oldu.Önce kokusu geldi, nane ve çam kokusu karışımı.
Acıyan burnumu unutup kafamı kaldırdım, karşılaştığım kişi
Kehribar gözlerdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİM DE Kİ MÜREKKEP
RomanceSEYİT ; İnsanı yakıp kavuran KEHRİBAR gözlü adam. Kendini dünyaya kapatmış kendi dünyasını yaratmış beyninde o gerçek dünyaya karşı kurduğu engeller var. EYŞAN ; Eyşan kendine bile yetemezken kendine ait bir dünya kuramamışken Seyit ve kendi için b...