"Jennie dikkat et!"
Bu sesi duymamla kafamın ardında hissettiğim baskı bir oldu. Rosè şaşkınca bana bakıyordu ya da korkuyla. İşte o zaman anlamıştım kafamın ardındaki şeyin ateşlenmek üzere olan bir silahın namlusu olduğunu. Adam bir kolunu boynuma doladı ve silahın namlusunu kafama daha sert bastırdı. Kafamın ardındaki soğuk dövme namlu kafamın ağrıdan karıncalanmasına neden oluyordu ama yaşadığım korku ve tedirginlik bu ağrıyı bastıracak derecedeydi. Sonra kulağıma fısıldadı.
"Elindeki silahı hemen yere at ve ayağınla arkaya doğru ittir."
Elimdeki varlığını unuttuğum silaha titreyen göz bebeklerimle baktım. Titreyen ellerimle kabzasını tuttuğum silahı yavaşça yere bırakmak için eğildim. Adam da benimle birlikte eğildi ve ikaz niteliğinde kafama silahı tekrar bastırdı. Yavaşça silahı yere bıraktım ve bir şey yapmayacağımı gösterir nitelikte hareket ettirmekte zorlandığım ellerimi açıp kaldırdım. Aynı yavaşlıkta bacaklarımdan aldığım zoraki güçle eğildiğim yerden doğruldum.
Kafamın arkasındaki namlu dış dünyayla olan bütün bağımı koparmıştı ki hiçbir şey duyamıyor olmam ve etrafımda olan olayları görsem de yorumlayamam bunun bir kanıtıydı. Bu tedirginlikten bir an önce kurtulmam gerekiyordu ama etrafımda gördüğüm şey sadece birbiriyle dövüşen insanlardı bu da bana bu durumdan kurtulmamın ne kadar zor olduğunu gösteriyordu.
Etrafıma biraz daha baktığımda Rosè'nin hala bana baktığını gördüm. Yavaş yavaş bu yana yaklaşmaya çalışıyordu ama onun yolunu kesen adamla birlikte durmuştu. Adam elindeki silahı Rosè doğrultmuştu ama Rosè adamdan daha hızlı davranmış ve adamın elindeki silahı tutup bileğinden çevirip adamı vurmuştu ve adam yere yığıldı. O an içime bir ferahlama geldi. Öyle ki kafamın arkasındaki namluyu bile unutmuştum Rosè'ye zarar gelecek korkusuyla ama arkamdaki adamın kulağımı acıtacak şekilde bağırmasıyla silah tekrar hatrıma düştü.
"DURUN!! Eğer durmazsanız bu kızın beynini dağıtırım."
O anda Jungkook, Tae ve YG'nin gönderdiği destek ekipleri şaşkınca bu tarafa döndü. Arkamdaki adam konuşmaya devam etti.
"Şimdi sizinle bir anlaşma yapalım. Bilgi karşılığı can. Eğer siz kime çalıştığınızı ve planınızı anlatırsanız, bu kızı öldürmemeyi düşüneceğim."
Adamın konuşmasından sonra Tae'nin alaylı kıkırdaması doldurmuştu eskimeye yüz tutmuş depoyu. Kaşlarım bu durumun verdiği şaşkınlık ile çatılmış delici bakışlarımı ise Tae'de tutmaya çalışsamda arkamdaki silahın vermiş olduğu korku ve tedirginlikle gözlerim kapanmaya yeminli gibiydi. Ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum,anlayamıyordum. Tek anladığım bu durumdan kurtulmam gerektiğiydi çünkü iş gittikçe daha tehlikeli bir hâl alıyordu. Tae konuşmaya başladığında gözlerimi zoraki olarak az da olsa açabilmiştim.
"Sen bizi salak mı zannettin?! Bir koruma kız için sana her şeyi öteceğimizi mi sandın? İster öldür ister kaçır. Etrafına baksana kaç tane korumamız ölmüş birinden mi sakınacağız!"
Adam bu tepkiyi beklemiyordu, afallamıştı bunu boynumdan omzumu tuttuğu sıkı kolunun gevşemesiyle anlamıştım.
Titreyen göz bebeklerimle Tae'ye döndüğümde onun da bana bakmakta olduğunu gördüm. Tae bir şey anlatmaya çalışır gibi ellerini açıp kapatıyordu. İlk başta anlayamadım kaşlarım istemsiz bir şekilde çatılmıştı; gözlerim ise ellerinden salise olsun ayrılmıyordu. Elini aşağı yukarı yavaş hareketlerle indiriyordu. O an anladım ne yapmaya çalıştığını. Adam arkamdan yüksek sesle tekrar bağırdığında kolları arasında titremiştim.
"O zaman öldürmemin sizin için bir mahzuru yoktur sanıyorum."
Arkamdan duyduğum silahın horozunun (silahın emniyetini açma sesi) sesini duymamla geçmişten gelen bazı sahnelerin hatrıma düşmesi bir olmuştu.
———————————————————————
"Anne!" dedi küçük kız ağlamalarının arasından, annesini istiyordu.
Annesi karşısındaydı ama kızına yaklaşma diye bağırıyordu. Küçük kız kollarını açmış annesine sarılma umuduyla koşuyordu annesinin ikazlarını dinlemeden. Ardındaki adam annesinin boynuna kolunu sarmış ve başına silahı dayamıştı. Annesi bağırıyordu artık sesi hem ağlamaktan hem de bağırmaktan kesik kesik çıkıyordu.Ardından gelen bir el silah sesi
Küçük kızın geçirdiği şoktan ve korkudan ağlaması kesilmişti. Annesinin bağırması da kesilmişti. Geriye kalan şey ise küçük kızın beyaz elbisesine sıçramış kan lekeleri ve bir bedenin yere yığılması...
—————————————————————————
Kafamı sallayıp kendime gelmeye çalıştım.
Tae parmaklarıyla üçten geriye doğru saymaya başladı ve kendimi hazırlamaya çalıştım. Üzerimde hissettiğim gerginlik gittikçe artmaya başlamıştı.Üç, iki, bir...
Ve bir el silah sesi aynı o günkü gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SHOT BP&BTS
FanfictionJennie bir intikam uğruna öyle bir yola girmişti ki önüne gelen herkesi öldürecek kadar acımasız biri haline dönüştürmüştü seçtiği bu yol onu. Ama sonu bitmek bilmeyen bu zalim yolda karşısına çıkan biri onun bütün dengesini bozmuştu. O bu adamın d...