Chapter 25

374 23 18
                                    

İlahi bakış açısı

Jimin kendi ekibiyle Jennie'nin onlara verdiği adrese gidiyordu. Planı yapmıştı Jennie ve ekibe anlatacaktı bugün. Bir depoda durdular. Eskimeye yüz tutmuş bu depo zar zor ayakta duruyordu ve insana her an yıkılabilir izlenimi veriyordu. Deponun sürgülü kapısını çektiler. Dört kişi gelmişlerdi çünkü Choi Jin-ho'nun haberi olsun istememişlerdi. Daha doğrusu Jennie istememişti. Lisa, başından beridir Jennie'nin kim olduğunu merak ediyordu zaten. Buraya gelmiş olmak onu daha da heyecanlandırmıştı. Jisoo ve Jin için de aynı şeyler geçerliydi. Jennie onlara fazlaca uğraştırmıştı ve bu kızı gerçekten merak ediyorlardı.

En sonunda içeri girdiklerinde onları Jungkook karşılamıştı. Önündeki dörtlüye teker teker baktı. Gözleri en öndeki Jimin'e kaydı ardından da arkasında yan yana duran Jin ve Jisoo'ya. En son sorgulayıcı bakışları Lisa'nın üzerinde durduğunda bakışlarındaki sorgulayıcı tavır yerine hayranlık bıraktırmıştı. Lisa da onun kendine garip baktığını hissedince o da dik dik Jungkook'a bakmış ama bu savaşı utancından Lisa kaybetmişti. Gözlerini ondan çekmiş ve kafasını yana çeviren Lisa depoyu incelemeye başlamıştı. Bu garip durumu fark eden Jimin söze girmişti.

"Yarına gösterirsin artık yeri."

Umursamazca ve biraz alayla söylediği şey üzerine Jungkook kendine gelip konuşmaya başladı.

"Beni takip edin."

Hepsi onu takip etmeye başlamıştı. Boş bir odaya getirdi Jungkook onları. Hepsi şaşkınlıkla etrafı inceliyordu. Neden bu boş oda diye. Jungkook odanın köşesine gitti. Beton odanın en köşesinde kare şeklinde kesilmişti. Uzaktan bir insanın anlaması çok güçtü çünkü taş yerine tam oturuyordu. Beton parçasını kaldırınca diğerleri ona şaşkınlıkla baktı ve ardından buranın gizli bir yer olduğunu anladılar. Lisa hayranlığını gizlemekte zorluk yaşıyordu. Önce merdivenlerden Jimin indi. Ardından Jin indi ve peşi sıra inen Jisoo'ya yardım etti. En son Lisa kalmıştı. Açılan betondan aşağı baktı. Bu yükseklik ona fazla gelmişti. Korkuyla yanındaki Jungkook'a döndü. Jungkook da onun inmesini bekliyordu en son inip kapağı kapatacaktı.

"Hadi in!"

Jungkook'un konuşması üzerine Lisa biraz daha gerilmişti. Gözlerini kapattı derin bir nefes çekti içine. Yere oturdu ve kendini sürükleyerek merdivene getirdi. Ayağını merdivene dayadığı gibi çekti. Evet Lisa'nın yükseklik korkusu vardı ve Jungkook'un bunu fark etmesi gecikmedi.

"İstersen beraber inelim."

Lisa Jungkook'a minnettar gözlerle baktı ve kafa salladı. Merdiven yeterince genişti zaten. Önce kendisi bindi merdivene. Sonra Lisa'ya kaş göz yaptı ve yanına çağırdı. Lisa da merdivende durduğunda Jungkook taş bloğu alıp alttan kapağı kapattı. Ve kapağı kapatmak için kullandığı eli bu sefer yanındaki genç kızın ince beline doladı. İlk o bir basamağı indi ardından da belinden tuttuğu kızı indirdi. Bir bir basamakları indiler. Lisa ilk defa bir erkeğin kollarındayken bu kadar güvende hissetmişti. Kafasını salladı düşüncelerinden kurtulmak istercesine. Ama kafasını salladığı için dengesini kaybetti ve ağzından bir çığlık koptu. Jungkook onu belinden daha sıkı tutup kendine yasladı. Jungkook'la burun buruna geldiler. Jungkook kızın kokusuyla mest olmuştu. Lisa da yaşadığı şok dolayısıyla öylece duruyordu Jungkook'a bakarak. Alttan gelen Jimin'in öksürük sesiyle kendilerine geldiler ve aynı şekilde basamak basamak inmeye devam ettiler. Jimin Lisa'yı kız kardeşi olarak gördüğü için Lisa'yı tanıdığından beri etrafına erkek yanaştırmamıştı. Lisa da öyle bir kız değildi zaten ama saftı işte. Etrafındaki herkesi kendi gibi görür hiç art niyet aramazdı onlarda.

Nihayet aşağı indiklerinde Jungkook önde onlara yolu gösteriyordu. Jungkook önüne çıkan iki yoldan sağdakine saptı. Arkasından da onu takip ediyorlardı. Sonunda bir odanın önünde durdu. Kapıyı açtı. Jennie masada oturmuş elindeki kağıtlarla ilgileniyordu. Rosè ve Tae onları fark ettiği için ayağa kalkmıştı ama Jennie hala onları fark etmemişti. Aklı öylesine doluydu ki. Nihayet üzerindeki gözleri fark edip kafasını kaldırdı ve ona bakan 7 çift gözle şaşırdı. Ayağa kalktı onlara geliyordu ki Lisa ondan önce davranıp dibinde bitti. Jennie buna şaşırmıştı.

"Nihayet seninle buluşabildik. Seni ilk o adamı döverken dinlemiştik orada sana hayran oldum. "

Jennie şaşkınlıkla sordu.

"Hangi adamı?"

"Hani Jimin'in ismini öğrendiğin adam var ya. Onun kulaklığından seni dinledik. Sonra seni araştırdık."

"Demek ismimi oradan biliyordun."

Jimin'e ithafen söylediği söz karşısında Jimin kafa salladı.

"O değil de benim bile kulaklığın ardındayken içim ürperdi. O nasıl bir vahşilikti öyle. Bundan sonra idolümsün. Bu arada iyi ki de öldürdün o adamı. Zaten ayak bağı oluyordu bize ama müdürün adamı diye bir şey yapamıyorduk. Bu arada fotoğraftakinden de güzelmişsin. Erkek olsam ya da lez olsam ilk sana-"

Lisanın yakasından fare yakalamış gibi Jimin onu tuttu ve geriye çekti. Lisa da Jimin'e kötü kötü bakmaya başlamıştı. Etraftaki diğer kişiler de Lisa'nın Jennie'ye olan bu hayranlığını şaşkınlıkla izlemişti.

"Plan hazır mı?"

"Evet hazırladım."

Jimin'in ardından Lisa ellerini yanaklarına koymuş Jennie'yi dinliyordu. Jennie onu fark edince Lisa'ya bakarak gülümsemişti. Lisa da hemen gülümsemişti ve yanakları kızarmıştı. Jennie onun bu haline biraz daha sırıtmıştı. Jimin ise önündeki kızın gülümsemesine takılmıştı ilk defa onu içten alaylı olmayan gülümsemesini görmüştü. Arkasına baktığında Lisa'nın da Jennie'ye gülümsediğini gördü. Sonra tekrar Jennie'ye döndü hala sırıtıyordu. Bu kadar iyi anlaşmalarına şaşırmıştı. Jennie'nin gülümseme çok güzeldi. Jimin hala Jennie'ye bakarken Jennie üzerindeki gözleri fark edip gülümsemesini bir anda gizledi ve Jimin'e döndü. Jimin onun bu hızlı değişimi karşısında afallamıştı ama hemen kendini topladı. Jennie de en soğuk haline bürünüp konuşmaya başladı.

"Masaya geçelim, planı anlatacağım."

LOVE SHOT BP&BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin