Bugün pazartesi. Hava çok güzeldi. Gün ışıklarıyla açtım gözümü. Islah evinden çıktığımdan beridir kendi ayaklarımın üzerinde durdum. Birşeyler için çabaladım. Okulum için çabaladım ilk önce ve şuan hastenemde çok sevilen ve sayılan bir doktorum.
Sabah kalktığımda güzel bir kahvaltıya oturdum ve güzel bir duş aldım. Sonra kendime bir kahve yaptım ve şarkı dinlemeye başladım. Şarkı dinlemek beni çok rahatlatan bir aktıvite ve işlerimi yaparken dahada kolaylaştırıyordu sanki.
Sonra tabiki hastaneye gitmem gerektiği için hazırlandım. Güzel bir vücudumu tamamen saran siyah bir kot pantolon giyip üzerine bol yarım kolları olan önü düğmeli keten bir bluz giydim. Bileğimi altın zarif bir künye taktım ve altına stilettolarımı giydim. Beyaz renkli birde çanta taktım. Saçlarım kumraldan uçlarına doğru sarıya geliyordu. Belime kadardılar. Saç uçlarıma güzelde bir maşa yaptım ve hazırlanmam bittiğinde arabamın anahtarını alıp evden çıktım.
İşlediğin küçük yaştaki cinayetten sonra nasıl doktor oldun diyorsanız hastanedeki herkes neredeyse benim hikayemi biliyorlardı. Her gazeteye ve habere o zamanlar konu olmuştum. Benimle gurur duyuyorlardı. Herkes bana karşı sırf doktorum diye değil, ben başardım diye saygıyla bakıyorlardı.
Arabama atlayıp hastanenin yolunu tuttum. Geldiğimde acil bölümü kargaşa halindeydi büyük bir kaza olmuştu. Acilin yerleri bile kan içindeydi. Geldiğim gibi beni hazırladılar ve benimle aynı seviyede olan Buğra adındaki doktor bana olayı anlatıyordu. Hastaların durumundan bahsediyordu. Sonra onu başımla anladım dercesine onaylayın bacağı ve kolları paramparça olmuş bir çok kemiği kırılan bir adam vardı 39 yaşında adı Furkan'dı. Hemen ameliyathaneyi hazırlayın diye bağırdıktan sonra ameliyata aldık. Ne kadar çabaladım çabalıyım organlarının %70'i neredeyse zarar görmüştü. Şuana kadar kurtaramadığım tek hastam o olmuştu. 7 saat ameliyatdaydık ama olmadı o kurtulamadı onu ben kurtaramadım. Belki de ilk kurtaramadığım hasta olduğundan ve o gün kendi düğününe giderken kaza geçirdiği ve evleneceği kişinin hastane koridorlarında çığlıklar atması beni dahada çok kötüleştiriyordu. Ameliyathaneden çıktığım gibi evleneceği kadın Aleyna doktor hanım noluyo durumu nasıl lütfen bana kötü bişey söylemeyin diyerek beni çekiştiriyor ve ağlıyordu. Başımı öne eğip maalesef başınız sağolsun dedim ve Aleyna ayaklarımın dibine çökerek çığlıklar eşliğinde ağlıyordu...
Koşarak oradan uzaklaştım çünkü ben berbat durumdayken ona nasıl destek verebilirdim ki. Hemşireleri oraya yönlendirdim ve sakinleştirici vermelerini söyledim. Çünkü kadın gerçekten mahvolmuştu.
Ben koşarak uzaklaşırken Buğra beni gördü ve arkamdan,
-Ayla neyyy nereye??!!!!
Diye bağırıyordu. Bende nereye gittiğimi bilmiyordum sonra koşarak ilk önüme gelen yer hastane balkonuna gittim. Arkamdan gelen Buğra yanıma geldi ve omuzlarını tutup,
-Ne oldu sana böyle?
Dedi ve ben sesim doğru düzgün çıkmaz bir şekilde,
-O öldü ben yapamadım, ben başaramadım.
Dedim ve ağlamaya başladım. Buğra bana,
-Şşşşş!! Saçmalama sen burada kaç hastayı kurtardın biz seninle nelere şahit olduk. Onun durumu çok kötüydü kaybettiği kanı hiç saymıyorum bile. Bu acildeki kanların hepsi onundu vicudu paramparçaydı. Organları neredeyse bitik hale gelmişti. Sen onu ameliyathaneye götürene kadar yaşaması bile mucizeydi.
Dedi ama ben hala ağlıyordum çünkü o benim hastamdı ve ölmüştü. Buğra'ya sarılarak ağladım ve benim saçımı okşuyordu.
Ben dinlenme odasındaydım. Hastenemde bir kısmet kopmaya başladı koşarak çıktım odadan ve dışarıdaki insanlar çatıyı gösterip bağırıyorlardı. Koşarak çatıya çıktım. Birde gördüğüm şey beni mahvetmişti. Ben benlikten çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMA
Genç KurguÇocukluğunda yaşadığı berbat hayattan sonra tek başına ayakta durarak kendine mükemmel bir hayat ve mükemmel bir aşk verir fakat vurularak gireceği koma ona daha güzel gelir. Komada tekrar vurulur ve uyanır. Gerçek hayatı hangisi tam anlayamaz. Faka...