Deli Hastahanesi

96 70 1
                                    

Çiçek yılların nasıl geçtiğini bile bilmiyordu.
Çünkü onun için her yer aynıydı.
Issız ve sessiz.
Acı ve gözyaşı.
Ama yinede bugün her şeyin bittiğini biliyordu.
Bunun cama yazdığı notların son bulduğunda anlamıştı.
Vaktin geçmesi için tek tek inceledi onları.
Hepsi sanki kalemle yazılmamış
Kanla acıyla yazılmış gibiydi.
Her şey yazıyordu burda.
Her şey.
Ama çiçek bunları unutul yeni bir hayata adım adıcaktı.
Sakin sessiz.
Ama onun isteği buydu.
Hayat bunu istiyor muydu?
Bilmiyordu.
Bunun için korkuyordu.
Hayatın yine ona acıyla dolu bir gül bahçesi vermesini istemiyordu.
O güllerinin dikenlerinin batmasınıda.
Ama ne yapablirdiki sadece beklemekten başka.
Bilinmez.
Çiçek bile bilmezken biz nasıl bilelim.

2 yıl sonra

Artık evim gibi benimsediğim bu hapishaneden çıkma vaktiydi.

Duvara son çizgimi koydum. Bu sıkıntıdan oyun amaçlı yaptığım bir şeydi. Koca 2 yıl; radyoda müzik dinleyerek,psikolog seansları,günlük tutmak, eğitim evlerinde eğitim görmek,kötü yemeklere ve acılara maruz kalmakla geçti.

Şimdiyse gerçek evime gitmek o rahat yatağıma yerleşmek için şu kalan 4 saatimi bekliyorumdum. Ve şu kısa zamanda müzik dinlemek güzel olurdu. Radyoyu açtığımda hafif hafif cızırtılar gelmeye başladı. Kulağa hiç hoş gelmiyordu. Sonunda radyoyu ayarlayıp müzik kanalını açtığımda koğuştaki kızlar bana neden başımızı ağrıtmak için çabalıyorsun bakışı atıp homurdanarak işlerine döndüler. Bense onları takmayıp şu zamana kadar yaşadığım olayları barındıran günlüğümü alıp müzik eşliğinde okumaya başladım.

Sevgili Gece 04.11.2018

Bunu okuduğunu biliyorum. Ve bu günlüğe sadece bir intikamın sana neye mal olduğunu unutmamak için yazdığını da.

Peki neye mal oldu. Karnımdaki dikiş izine. Şimdiye geçmiş olabilir ama acısını geçmeyeceğini ikimiz de biliyoruz. Bu yara izini kimin yaptırdiğıni da biliyoruz. Öldürdüğümüz kızların aileleri. Ve bize mesaj bile bıraktılar. Bunun sadece başlangıç olduğunu başka bir sesle aktardılar. Bizse o sırada babamızı düşünüyorduk. Öğrendi mi? diye. Çünkü onun da canının yanacağını biliyorduk.

Peki annem,annem hiç gelmediği için ona endişelenmesek de olur diye düşündük. Peki o ses, bizi yine delirtti ve doktorun bana tuhaf bakmasına yol açtı. Çünkü hapishanenin sağlık kanadında bile rahat durmadı. Biz ne yaptık sadece doktordan sakinleştirici istedik. Ama o gerizekalı sadece psikoloğumuz hasan bey gelip benim dediğimi dediğin de yaptı. Yani bugünüm kabus gibi geçti. Öbür birgün de görüşmek üzere.

O günü hatırlıyorum da çok acı dolu birgündü. Bunları geri hatırlamaya çalışmıcaktım. Başka bir sayfaya geçtim.

Sevgili Gece 07.11.2018

Bugün yine psikolog seansına gittim. Doktor beni bir koltuğa oturttu. Ve içimdeki sesime odaklanmamı istedi. Ama hiç odaklanmak istemiyordum. Çünkü yine beni delirteceğini biliyordum. Doktor düşüncemi okumuş gibi sakinleşmemi,onun yanımda olduğunu söyledi. Ne kadar pek tatmin olmasamda doktorun dediğini yaptım. O an sadece ne olduysa ben konuşmadim. O ses benim yerime konuştu. Sonra doktor parmağını şıklattığında kendime geldim. Başıma bir ağrı girdiğinde bunu ani geçişten olduğunu biliyordum. Doktor bazı ilaçlar verdi. Ve en önemlisiyse o sese bir ad vermemi istedi. Benim yaptığımsa ona mal mal bakmaktı. Yani böyle gece galiba o ses artık durgunlaşdı. Bilmediğim için sadece içimden öyle olması için dua ediyorum.Görüşürüz.

Gezegenimdeki Parlayan YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin