chimchimx: Günaydın!
taetae: Günaydın Jiminie!
chimchimx: Jiminie? Bunu sevdim :)
taetaex: Ben de seni Jiminie ;)
chimchimx: Ah yapma :)
taetaex: Sana deli oluyorum Park Jimin.
chimchimx: Ben de sana!
taetaex: Ben olsam ben de bana deli olurdum bebeğim dert etme ;)
chimchimx: Çok yaramazsın Taehyung-shi.
taetaex: Her zamanki halim
Ayrıca sırıtmayı ve yarı çıplak bir şekilde benimle konuşmayı bırak da giyin.
Utanç ve şaşkınlıkla cama döndüğümde sokağın karşısında gülerek bana bakan bir Tae ile karşılaştım. Aceleyle perdeyi çektim. Utançtan yerin dibine girmiştim!
taetaex: Neden bu güzel manzarayı izlememe engel oldun şimdi?
chimchimx: Sus!
Telefonu yatağın üstüne fırlatıp dolabı açtım. Biraz bakındıktan sonra Tae'nin bana "İyileşme Hediyesi" olarak aldığı hoodieyi giydim. Kapşonunu kapattıktan sonra sırt çantamı da alıp evden çıktım.
Taehyung'un bana olan hislerini söylemesinin üzerinden 2 ay geçmişti. O günden beri her sabah beni evimden alıp okula götürüyor ve her çıkışta da eve getiriyor. Peki, o gün ne mi oldu? Hemen anlatayım:
"Jimin, ben sana aşığım."
"NE?" duyduğum şeyle ayağa fırladım.
Öyle bir bağırmıştım ki bütün kafe bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Özür dilerim, lütfen devam edin." dedim nazikçe ve şok içerisinde yerime oturdum.
"Ah, üzgünüm belki de belki de bunu hiç söylememeliydim. Seni rahatsız ettim öyle değil mi? Bunu hiç söylemememişim gibi davranamaz mıyız?" o kadar telaşlı ve endişeliydi ki kendimi tutamayıp güldüm.
"Aptal, ben sana 7 yıldır aşığım." dedim buruk bi gülümsemeyle.
"Ne?" gözlerini kocaman açmış şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Ciddi misin sen?"
"Evet, söylemeye hiç cesaret edememiştim. Reddedilmenin yanı sıra zaten çok da sıkı olmayan arkadaşlığımızı da mahvetmekten ölesiye korkuyordum. Sen, ne zamandır bana bir şeyler hissediyorsun?"
"Aslında Jimin-ah, seninle ilk tanıştığımız günden beri çok ilgimi çekiyordun. Sürekli seninle daha yakın olmaya çalışmıştım ama sanırım utandığın için benden kaçıyordun. Ben de senin benimle yakın olmak istemediğini düşünerek çabalamayı bırakmıştım. Ama yıllar geçtikçe sana olan ilgim, hoşlantım aşka dönüştü. Sana tutuldum. Tam sana kendimi açmaya karar verdiğim zamanlarda ise trafik kazası geçirip komaya girdin. Sürekli yanındaydım. Her gün ziyaretine geliyordum. Yanındayken sana ve kendime bir söz vermiştim. Komadan çıktığın zaman sana açılacağımı söylemiştim. Nasıl yaptım bilmiyorum ama sözümü tuttum. Ve iyi ki tutmuşum. Sen benim her şeyimsin Jimin-ah. Komada olduğun günlerde "Ya bir daha uyanmasa?" diye korkudan ağlıyordum. Seni çok seviyorum Jimin-ah, her şeyden ve herkesten çok seviyorum. "
O kadar güzel konuşmuştu ki kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
"Neden ağlıyorsun? Yanlış bir şey mi söyledim yoksa?"
"Hayır hayır, tamamen mutluluktan. 7 yıldır hayal ettiğimden bile güzel bu."
"Öyleyse Jimin-ah, benim sevgilim olur musun?"
"Sevgilin mi? Tabii ki evet!"
İkimiz de gülümsedik ve hesabı ödedikten sonra evime doğru yürümeye başladık. Konuşurken bir yandan yürüyorduk. Aslında birbirimizi ne kadar iyi tanıyormuşuz meğer. Onun da 7 yıldır benimle aynı hisleri paylaştığını bilmek, tuhaf ama güzel. Ayrıca biraz da üzücü. Bu kadar geç kalmak... Ama nolursa olsun, önümde onunla geçireceğim çok güzel günler var hala...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz: Gerçek Hayat - Vmin - [TAMAMLANDI ✔️]
FanficDengesiz kitabının ikincisi. İlk kitabı okumadıysanız önce onu okumanızı tavsiye ederim. Jimin komadan uyandıktan sonra her şey daha mı güzel olacaktı? Sanırım bunu okumadan asla bilemeyeceksiniz.