Bir araba yanıma yaklaşıp camını açtığında gördüğüm yüz ile derin bir nefes verdim. Arat'tı... Hızla arabaya bindim. Arat son hızla sürerken göz ucuyla bana bakıyordu. Yutkundum ama konuşmaya halim yoktu.
Uzun süre koşmuştum, nefes alırken hırıltılı bir ses çıkarıyordum. Arat derin bir nefes alıp konuştu.
"Neler oldu"
Kısık çıkan sesim ile zarzor anlattım. Çenem titriyordu ve ağlamam an meselesiydi.
Olanlaeı teker teker anlattım. Ben anlattıkça damarları sinirden daha bir belirgin oluyor, elleri direksiyonu sıkmaktan bembeyaz oluyordu.
Ben anlattıkça kendi kendine mırıldanıyordu. Ne dediğini bir türlü anlıyamıyordum.
Bir binanın önünde durduğumuzda Arat arabadan indi. Geldiğimizi anlayıp kapıyı açıp ittim. Arat hızla gelip kapımı tuttu. Arabadan inince kapıyı kapatıp kilitledi. Beraber binaya girdik ve asansöre bindik. Arat 9. katın numarasına bastı ve usulce geri çekilip kata ulaşmamızı bekledik.
*************************
Duş alıp Arat'ın verdiği pijamalrı giydim. Salona geçip kanepede oturan Arat'ın karşısına geçtim. Kafasını kaldırıp bana baktığında kahkaha atmaya başlamıştı. Kafamı önüme eğip üzerimdekilere baktım ve bende onunla birlikte gülmeye başladım.
Yanına oturup ona döndüm. Bana bakıp konuştu.
"Yorgun görünüyorsun uyumak ister misin?"
Kafamı olumsuz anlamda salladınm. Bu sefer "Kahve ister misin?" diye sorduğunda iyi fikir olduğuna karar verip mahçup bir şekilde " Zahmet olmazsa..." dedim. Gülümseyip ayağa kalktı ve mutfağa gitti.
Bir kaç dakika sonra yanıma gelip sağ elini saçına atıp konuştu.
"Kahve kalmamış ben bir koşu gidip geleyim bakkala."
Ellerimi utançla sallayıp, " Hayır, hayır! Lütfen otur gerek yok gece gece! Gerçekten!" dediğimde çoktan kapıyı açmıştı.
Kapıyı kapatmadan önce "Hemen geliyorum!" diye bağırdı ve kapıyı kapattı. Utançla önüme döndüm.
Bir kaç dakika sonra bilinmeyen ile konuşma isteği duydum. Bu gün hiç mesaj atmamıştı. Telefonumu Arat'ın telefonunun yanına bırakmıştım. Hemen masadan alıp tuş kilidini girip mesaj yazmaya başladım.
Belen: Nerelerdesin? Bu gün acayip geçti!
Mesajı göndermem ile odada bir bildirim sesi geldi. Arat'a mesaj gelmişti. O an içime bir şüphe düşmüştü... Yoksa...
Aklımdan bilinmeyen ile Arat'ın uyumunu sıraladım.
Bilinmeyen Okan'a ihanet etmek istemiyordu, ona yakındı. Arat ile Okan yıllardır arkadaş...
Bilinmeyen kitap okumayı çok seviyordu. Arat'ın odasında bir duvar boydan boya kitaplıtı...
Bilinmeyenin geçen gün attığı posttaki kitap neydi?
Hızla girip fotoğrafı açtım. Sabahattin Ali Değirmen. Koşar adım Arat'ın odasına gittim ve kitaplığını taradım.
Oradaydı... Aynı baskı... Fotoğrafa tekrar baktım. Kenarda bir kupa vardı. Adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Hızla dolapları taradım ama öyle bir kupa göremedim. Derin bir nefes verip yanlış alarm olduğuna sevindiğim sırada gözüme bulaşık makinesi ilişti.
Yutkunup korkuyla kapağını açtım ve bardakların konuldugu yeri çektim. Orada... İnanamıyorum! Bu o! Telefonumu açıp bilinmeyeni aradım. Salaondan sesler geliyordu. Korkak adımalrala gittiğimde Arat'ın telefonunun çaldığını gördüm.
Usulca elime aldığımda ekranda ki yazıya odaklandım...
Belen'im arıyor...
Evet... Selamlar efenim...
Arat reis bilinmeyen çıktı! Vovvvv!
Bakalım Okan neler yapacak, Belen ne tepki verecek?Yazım hataları düzenlemeye girince değişecek şimdilik böyle!!!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...✍
Seviliyorsunuz❤❤❤