"Hemen buluşmamız gerek."
Karşı taraftan gelen soru ile ona nereye gelmesi gerektiğini söyledim. Veda sözcüklerini beklemeden telefonu kapattığımda çoktan yola çıktığını biliyordum.
Yanından geçtiğim insanların bir süre sonra arkalarına dönüp bana baktıklarını hissediyordum. Simsiyah giyinmiş, gözleri hariç heryerini saklayan ve birinden kaçıyormuş gibi sürekli etrafına bakınan birini görsem bende böyle düşünürdüm.
Hep,hiçbir yerini saklamadan alışveriş yapmak istemiştim ama benim böyle bir şansım yoktu. Şu an bile birçok kişi beni arıyordu bunu biliyordum çünkü dün gece Seokjin ile konuştuğumuz bazılarının kulağına gitmişti. Bana hesap sormak istiyorlardı. Neden en nefret ettiğim kişi ile bir gece klübünde buluştuğumu merak ediyorlardı?
Sağıma soluma baktıktan sonra dar sokağa girdim ve sonunda koşmaya başladım.
Tam karşımda duran ve hiçte iç açıcı görünmeyen dükkana girmeliydim. Orası eski bir oyuncakçıydı ama artık iş yapmadığı için bizim buluşma noktamız olmuştu.
Kapıyı kırarcasına açıp çantamı kapının yanında duran ve dökülmek üzere olan tezgaha attığımda içimden geçen tek şey 'arkana dön ve etrafı kontrol et' idi.
Hızlıca kirli camdan dışarıyı kontrol ettim. Kimsenin olmadığını görmek biraz olsun içimi rahatlatmıştı.
Jinyoung gelene kadar bilgisayarımı çıkarmış ve yapmam gereken şey için gerekli olan sistemi hazırlamıştım.
"Neden bu kadar acil buluşmak istedin?"
Kapıyı açar açmaz sorduğu soru ile gözlerimi birkaç saniye üstünde gezdirmiş ve sonra geri bilgisayarıma döndürmüştüm.
"Yorulmuş olmalısın, otursana."
"Jisoo beni deli etme. Ne oldu? Bu kadar önemli olsa buraya çağırmazdın beni."
Ne zaman ne yapacağımı biliyordu, bu yüzden ona güvenebiliyordum. Bazen...
"Kim Seokjin ile çalışacağım ve bu zaman içerisinde benim onunla çalıştığım kimsenin kulağına gitmemeli. Bunun için bana yardım etmelisin."
Kaşlarını çatıp aynı zamanda da kafasını yana yatırdığında yine bir şeyler karıştırdığımı anladığını biliyordum. Ben her zaman bir işler karıştırırdım zaten.
"Ne için?"
"Benim onunla çalıştığımı öğrenip başkalarına söyleyecekler olursa diye tüm düşmanlarımın özel bilgilerini ele geçirmeliyim ki öyle bir zamanda onları tehdit edip durdurabilecek bir koz olsun elimde."
Başını olumlu anlamda salladığında o da bilgisayrını çıkarmış ve benim gibi sistemini hazırlamıştı.
"Dün gece birkaçını hackledim sadece 2 tane kaldı sen birini ben birini halledeyim. Yapman gerekenler bu dosyada yazıyor."
Bilgisayarı çantamda çıkardığımda kırmızı kaplı ince dosyayı ona verdim ve aklı karışırsa bakması gereken sayfayı açtım. O bir hacker değildi sadece beni izlerken öğrendiği şeyler vardı ama bana düşman kesilenlerin güvenlikleri o kadar güçsüz ki o bile onların sistemlerini hackleyebiliyordu.
Benim sadece 15 dakikamı alan iş onun da sadece 20 dakikasını almıştı. Bahsettiğim şeyde tam olarak buydu bana karşı olmak için fazla beceriksizlerdi. Benim hayatım insanları kandırmakla geçmişti, beni fazla hafife alıyorlardı.
"Gitmeden önce... Babam Jin'i de NJ Grup'un başkanı bay Ahn gibi yoluna çıktığı için öldürmeyi planlıyor bu yüzden Seokjin ile çalışacağım."
Bir süre bana baktıktan sonra yere bakarak sessizce nefes verdi.
"Yine de dikkatli ol. Onlar çok kişiler, ne kadar iyi dövüşsende sana zarar verebilirler."
Benim için endişelenmemesi gerektiğini ona başından söylemiştim bu yüzden bunu endişelendiğinden değil, işleri mahvetmemden korktuğu için söylüyordu. Böyle insanlarla çalışıyorum.
"Merak etme adamları için çok özel bir planım var. Seokjin içinse daha ayrı bir planım var. Öyle ki acıdan ölecek duruma gelene kadar ona özgürlüğünü bahşetmeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanted Person わ °jinsoo°
Fanfiction"Seni bulduğumda çok eğleneceğiz.". "Beni bulduğunu ikimizde biliyoruz Kim Seokjin." "Evet biliyoruz Kim Jisoo." Telefonu kapattım ve kahvemden büyük bir yudum aldım. Benim konumumu bulabilmek için beni aramıştı. Ben de izin vermiştim. "Kıyamete ço...