🔫

239 34 13
                                    

"Eğil!"

Jinyoung'un üstünden atlayıp ona vurmak üzere olan adamın üstüne atladığımda adam afallamış ve geri düşmüştü.

9 yaşımdan beri boşuna dövüşmüyordum.

Ayağa kalktım ve kafasını zemine sertçe çarptığı için acı çeken adamın koluna ayağımla sertçe bastım. Adam acıyla diğer elini hareketlendirdiğinde elini havada yakaladım.

"I-ıh daha değil."

Yavaşça fısıldadığımda adamın korktuğunu biliyordum.

Kolunu kırabilecek kadar sert bir şekilde geriye çevirdiğimde daha da acıyla bağırmıştı.

"Jisoo adamın bir yerine zarar verme. Bırak onu artık."

Arkamdan söylenen Jinyoung'tan sonra adamın burktuğum kolunu sertçe ittirdim ve ayağımı da kolundan çektim.

Öfkeyle ağzımdan bir küfür kaçtığında telefonumdan acil aramalar kısmını açmıştım.

"Ne yapıyorsun?"

"911'i arıyorum. Şu pisliği alsalar iyi olacak. Sandığımda kötü burktum kolunu."

Karşı taraftan gelen sesle yerimizi ve adama ne olduğunu söyledikten sonra adamı da güzelce tehdit ettim ve Jinyoung'u evine bırakmak için yanıma aldım. Buralar onun gibi çekimsiz insanlar için çok tehlikeliydi.

Evi buluştuğumuz yerden 3 sokak ötedeydi bu yüzden çok vaktimiz almamıştı.

"Bu adam ne için sana saldırdı?"

Yavaşça tükenen öfkem ile sonunda sormak istediğim bu soruyu sorabilmiştim.

"Geçen gün barda bir kavga çıktı. Bende iki adamı ayırdım. Bu da onlardan biri."

"Ah cidden... Ne salak insanlar. Keşke bıraksaydın da birbirlerini gebertselerdi."

Onaylarcasına kafasını salladı ve cidden sevimli bulduğum evine yöneldi. O ne kadar benimle çalışsa da çok temiz bir sicili olan biriydi. Lüks bir restaurant işletiyordu ve genellikle geceleri bara gidiyordu. Nedeni kız arkadaşının orada çalışmasıydı.

İçeri girmesini beklerken bir anda bana döndü.

"Sen nereye gideceksin?"

Omuzlarımı silktim ve birazdan yağacağı belli olan karanlık havaya çevirdim bakışlarımı.

"Bilmiyorum giderim bir yerlere."

Kafasını onaylarcasına salladı.

"Kendine dikkat et."

"Sende."

O içeri girdikten sonra bir süre evinin önünde bekledim ve tüm hayatımın gözümün önünden geçmesine izin verdim.

Küçük bir çocukken anneme ve babama inanılmaz düşkündüm. Taa ki babam annemi başka bir kadın için evden atana kadar. Sonrasında annem ikimizi de bırakmış. Beni üvey anneme terk etmişti. O zamanlar ondan korkardım ama sonra üvey annem benim gerçek annem olmuştu. O beni hep babamdan korumuş, beni dövmesine izin vermemişti. Bir gün gideceğini biliyormuş gibi beni dövüş eğitimlerine göndermişti.

Babam bir gün onu da kapının önüne koydu. O zamanlar ben para kazanmaya yeni başlamıştım bu yüzden üvey annemin ev almasına yetmese de ona yardımcı olacak paramı verdim ve o da kendikiyle birleştirip kendine bir ev aldı.

Şu an böyle olmamın nedeni babamdı. Üvey annem gittikten sonra beni dövmekten beter etmişti. Beni belki hiç dövmemişti ama psikolojik bakımdan bir çok hastalık geçirmeme sebep olmuştu ki bu en kötüsüydü.

O zamanlar başka şehire gitmek için otobüs bileti bakarken pop-up reklam olarak çıkmıştı karşıma hackerlık. "İstediğiniz kadar para kazanabilirsiniz. Buraya gelin ****"

Ertesi gün yazan adrese gitmiştim. Orada yaşa dışı banka hacklemek türünde işler öğretiliyordu ve yaklaşık 5 kişiydik. Hepsi zamanla gitmişler ve sona ben kalmıştım.

Öğretmenime her şeyi anlattığım için o gün bana öğrendiğim şeylerle yapabileceğim iyilikleri söylemişti ama ben ona 'Babamdan intikam aldığım zaman belki.' demiştim. İlk başlarda öğrendiklerimi keyif için kullanıyordum. Asla suç olacak bir şey yapmadığım için hapse atılmamıştım. Ben bilgileri alıp satıyordum ve anayasada bunun yasak olduğunu söyleyen bir şey yazmıyordu.

Zamanla daha da gelmiştim ve en sonunda ismim "ARANAN KİŞİ" afişlerinin altında geçmeye başlamıştı. Birçok şirketin korkulu rüyası olmuştum. İyi olanları bırakıyordum, kötü olanlara sataşıyordum.

Beni hep yakalayıp kendi lehlerine kullanmak istemişlerdi ama hiçbiri yapamadı. Beni şu ana kadar bulabilen tek kişi Kim Seokjin idi. Babama olan düşmanlığımı sadece o biliyordum. Beni hala nasıl yakaladığını anlayamıyorum.

Karşıdan karşıya geçmeden önce kapattığımda şapkamın altından sağımı ve solumu kontrol ettim. Etrafta hiç araba yoktu ama bunu tuhafsamadım çünkü saat gece yarısını geçiyordu.

Bakışlarımı yaya geçidinden kaldırıp ileriye diktiğimde nedense gözlerimin dolmasını sağlayan o kişiyle karşılaştım. Belki de beni anladığını hissettiğim için gözlerim dolmuştu...

"Git buradan Seokjin."

Karşı tarafa geçtim ve öylece yüzüne bakmadan istemediğim bu cümleyi kurdum. Sonra da yanından geçip gitmeye yeltendim ama o ben bunu yapamadan kolumu tuttu.

"Benimle gel, daha iyi hissedeceğin bir yere gideceğiz."

 Wanted Person わ °jinsoo°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin