2. Bölüm

570 18 5
                                    

Sabah beni ölüme cağıran alarm tarafından uyandırıldım. Her zaman yaptığım gibi alarmın susması için yere fırlattım ve her zaman olduğu gibi kırılmadı hadi kırılmadı susmadı da üstünde tepinmeme rahmen.
En sonunda odamdaki balkona çıkarak bahçemizdeki havuza attım.

Mal mısın sen?
Sus iç ses suss!

Kendi kendime konuşmaya da başladım. Tam delirdim işte.
Telefona bakmak için yatağa oturduğum da telefonda ki saati görmemle şoka girmem bir oldu.

Saat ne ara iki oldu.
Hem madem saat iki de uyancaksam niye alarm kurmuşum ki.

Ben sana boşuna "Mal " demiyorum.
Sen gider misin ben yardım ediyim mi?

Bu saçma düşüncelerden kurtulup odamda ki ebeveyn banyosuna gittim.

Aynada ki görüş alanı mı kapatmak üzere olan gözlerimi ve renk değiştiren göz altlarımı görmemle ikinci şokuma girdim.

Zaman kaybetmemek için jakuzinin suyunu açtım. Çünkü yüzümdekiler anca geçer.
Su dolunca şarkı açıp jakuzinin içine girdim.Ve dün akşam olanları düşünmeye başladım.

Babam sonradan fikrini değiştirip, eşyalarımızın da burda kalmasını istedi. Benim için daha iyi oldu aslın da çünkü her şey annemi hatırlatıyor.
Kıyafetlerim de dahil hiç bir şeyi yanıma almıcam.

Ama bunlardan daha önemli şeyler var.
Deniz ve Işık.
Deniz benim en yakın erkek çocukluk arkadaşım, Işık da en yakın kız arkadaşım ortaokuldan beri.
Aynı zaman da sevgili olmaları dışında babalarıyla babam ortak.

Asıl sorunum da İstanbula taşınacağımızdan onlara nasıl söyleyeceğim.

Duştan çıkıp giyiceğim kıyafetlerimi seçmek için koca dolabımın karşısına geçtim.Kafamı dışarıya doğru çevirip havaya baktım güneşliydi ve baya sıcak duruyordu.

Altıma siyah yırtık biraz-cık kısa şortumu aldım.
Üstüme de beyaz göbeği açık t-shırt giydim.
Ayakkkabı olarak beyaz Superstar Foundationları giydim ve siyah kol çantamı aldım.
Saçları mı da düzleştirdim.

Kalvaltı için aşağıya inerken telefonun çalmasıyla durdum.
Işık.
"Efendim Işık ben de seni -"
"Tamam bizim cafeye gel orda konuşuruz ,olur mu?"
"Tamam 10 dkya ordayım."
"Bekliyoruzzz."
Ve yüzüme kapattı.

Senin arkadaşından ne bekliyoruz ki zaten.
İyi ki tükürmedi ona dua edelim bence.
Söylemedim say.

Merdivenleri inerken odamın üçüncü katta olmasına yine lanet ettim.

En sonun da kapıya doğru ilerlerken Sema teyze beni durdurdu. Sema teyze kim diye sorarsanız.Evin hizmetçilerinden biri ama nerfeyse 3 yıldır o yüzden samimiyiz.

"Nereye yavrum?"

"Işıkların yanına gidicem Sema teyze. Bişey mi oldu?"

"Yok yavrum. Ama babanı ara istersen aramanı istemişti."

"Tamam ararım Sema teyze. Görüşürüz."

Derken birden bana sarılıp ağlaması bir oldu. Ben de sarıldım.Tam üzülmeyeceğini söyleyecekken. Benden ayrılıldı ve konuşmaya başladı.

"Kendine iyi bak tamam mı?"

"Tamam Sema teyze sen de iyi bak kendine daha fazla üzülme olur mu?"

"Olur yavrum.Sen bakma bana görüşürüz."

Gülümseyip kapıya doğru döndüm.
Bu ara da neden yavrum dediğini bilmiyorum.

Otoparktan arabalardan birini seçip zaman kaybetmeden cafeye doğru sürdüm.

Geldiğim de arayı park edip indim.
Cafeye girdiğimde telefonum çaldığını fark edip çantamdan çıkarıp arayana baktım. Babam.

"Efendim baba."

"Kızım nerdesin?"

"Işık gille buluşmak için cafeye geldim İstanbul konusunu konuşmak için" dediğimde gözlerim de Işık gili arıyordu. Gördüğümde oraya doğru yürümeye başladım ama ikiside şaşkın şaşkın telefonla konuşuyordu merak ettim noldu acaba?

Babam kıkırdayıp"Gerek yok "dedi ben "Neden?" derken. Işıkla Denizin hâla şaşkın bakan gözleri bana çevirdiler.

"Çünkü birlikte gidiyoruz." demesiyle bizim topluca "Ney" dememiz bir oldu.

İlk birbirimize bakıp telefonlara geri döndük. Üçümüz de telefondakilere sorular soruyoduk.

En sonunda sorularımız bitmesiyle Işıkla birlikte sevinç çığlıkları attık.
Ve hep yaptığımız ücümüz birlikte beşlik çaktık.

Bu konu hakkın da nerdeyse iki saat konuştuk.

Üçümüz de ayrı jet uçaklarla gitçektik. Ve en iyisi babamın İstanbul da ki okulunun işe yaramasıydı. İzmirdeyken de kendi okulumdaydım. İstanbulda da. Ne benim çektiklerim.

"2 saat sonra uçuşunuz varr" dedi Işık
"O zaman evlere gidelim de eşyaları toplayalım." dedi Deniz.
"Tamam siz gidin ben sahile gidiyim biraz jetlerin orda bukuşuruz." dedim.

" Hayır yok öyle şey den bana yardım etceksin." dedi Deniz.

"Offf yaa salın beni salınnn"
Denizin kıkırdamasıyla ayağa kaltım ve Işığın evine gittik ben ve Işık.

Herşey baştan o zaman:)

Bence yeter bu kadar çünkü benim parmaklar felç.
Umarım beğenmişsinizdir.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin