4.Bölüm

353 14 1
                                    

Biz alış-veriş merkezine geldiğimizde saat üç civarıydı.
Bir sürü şeyler almıştık, almaya da devam ediyoduk.
Ama içimde bir his vardı.
Sanki beni parçalayacak bir şey olucaktı.Ve bu isteyeceğim en son şey.

Işıl bu durgunkuğumu anlamış olcak ki.

"Gece iyi misin? İstersen eve gidebiliriz."

"Hayır. Sadece yorgunum."dedim yalana baş vurarak.Hislerimi söyleyip onun da morelini bozamazdım.

Kafasını sallayarak "Hadi sen kabine git ben sana kıyafet getiricem."
"Işıl ben sana yorgunum diyorum ve sen kıyafet deniceksin diyosun hem de gerek yok denemeye evde denerim"

"Iyi tamam bu sefer izin veriyorum."
Allah razı olsun ya.
"O zaman ben denerim ona da burun kıvırmazsın artık."

Umutsuzca kafa salladıktan sonra kabinlere doğru yürümeye başladık.
Işık direk kabine geçtikten sonra ben de karşısında ki koltuğa oturdum.

Işık bilmem kaç bininci kıyafetini denedikten sonra kabinden çıktı üzerindeki elbise çürük kiraz renginde sırt ve göğüs dekoltesi olan bir kıyafetti ve oldukça kısaydı.

Elbiseyi 20 saniye süzdükten sonra arkada reonları düzeltme ayağına Işığa aval aval bakan görevliyi gördüm.
Işığı takmadan görevliye doğru yürümeye başladım.

"Çok mu beğendin arkadaşımı"dedim

"Yok efendim ne münasebet."

"Hmm. O zaman benim gözlerim yanlış görmüş değil mi " dedim.

Adam kafadını sallayınca.Işık elimden tutup beni geri götürmeye çalıştı ama durum başarısız.

"Tamam o zaman bir daha başkalarının seni yanlış anlamdına izin vermezsin. " dedim ve bacağına sert bir tekme attım.

Adam inlediğinde arkamı dönüp Işıla
"Hadi alıcaklarını al ben acıktım" dedim ve oturduğum koltukta ki kıyafet sepetini alıp kasaya geçtim hızlıca.

Aldıkları mı ödeyip dışarı çıkınca Işık daha yeni kasaya gidiyordu.

Onu mağazanın dışında bekledim beş dakika sonra yanıma geldi. Tam ağzını açıcakken "Bence bu konuyu açmadan kapatalım"dedim ve restoranta doğru yürümeye başladık.

Saat beş de yemeklerimizi yemiş. Ve Işıkın zoruyla kozmetik mağazasına girdik ben bi köşe de Işığı bekliyodum.

Bu sıkıntıya dayanamayıp telefonumu mu aldım.

Telefonu açtığım da babamdan mesaj gelmesiyle yüzüm de tebessüm oluştu.

Mesajda "Eve dönünce çalışma masana bak kızım." yazıyordu.
İlk aklıma gelen şey yine bir hediyeydi ama daha yeni hediye almıştı. Ne olabilirdi ki?

"Önemli mi baba?"yazdım.

Mesaj gitmedi, internetim de vardı.
İçimde ki endişeyle hemen babamı aradım. Ama nasıl nasıl yok ya babam hattını değiştirmiştir sonuçta.
Evet babamın sık sık yaptığı şey,
gazeticiler tarafından resmen sözlü tacizine uğruyor bundan olmalı.

Işıka bile haber vermeden hızlıca arabama binip eve doğru sürmeya başladım.

Eve geldiğim de hızle arabadan inip eve doğru koşar adım yürümeye başladım.

Merdivenleri çıkarken telefonum çaldı.Tabi ki Işık.
"Işık iyiyim babam çağırdı davet varmış hemen hazırlanmam gerek " dedim konuşmasına izin vermeden, ve kapattım.

Odama vardığımda masamın üzerinde bir kağıt vardı.O kağıtı gördüğümde herşeyi anlamıştım.Ellerim titreye titreye kağıta uzandığım da içimden de dualar ediyordum. Tahmin ettiğim şey olmuş olmadın diye.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin