Chapter 5: The One Where Maeve Needs Michael, Part 1
Görüşüm yine bulanıklaştığında direksiyonu daha da sıkı tuttum. Az kalmıştı, bir dakika sonra istediğim yerde olacaktım. Sadece bir dakikalığına göz yaşlarımı durdurabilmem gerekiyordu.
Bugün kardeşimin ölüm yıl dönümüydü. O yüzden izin almıştım, sabah onu ziyarete gidebilmek için. Bu kadar kötüleşeceğimi düşünmemiştim, araba sürebileceğimi, üstelik bu Rachel'ın arabasıydı, düşünmüştüm en azından. Ama biraz daha devam edersem bir yere çarpmam an meselesiydi.
İstediğim apartmanın önüne geldiğimde arabayı hızla kaldırıma yanaştırdım. Şanslıydım ki çok az araba vardı, etrafım ve yol araba kaynıyor olsaydı çoktan ölmüştüm bile.
Yardım isteyebileceğim belki de çok insan vardı; Rachel'ın bugün işi azdı, onu arayabilirdim; ya da Gloria ve Claire'i bile çağırabilirdim; Matt bile çekimlerini bırakıp gelirdi, biliyordum. Ama bana hiçbiri iyi gelmeyecek gibi hissediyordum.
Titreyen ellerimle telefonumu çıkardım. Çok berbat hissediyordum. Geçirdiğim şey panik atak falan değildi ama duygusal olarak çökmüştüm. Beni eve götürebilecek birine ihtiyacım vardı.
Numarasını iki gün önce sete geldiğinde aldığım Michael'ın ismine parmağımı bastırdım. Sabah attığı hikayeden evde olduğunu ve tüm gününü oyun oynayarak geçireceğini biliyordum, o yüzden tereddüt etmemiştim.
İkinci çalışta telefon açıldığında derin bir nefes aldım, yine ağlamaya başlayacaktım ama yutkunup bunu ertelemeye çalıştım. "Senden bir şey istemem gerek-"
"Maeve, iyi misin?" Sesi ağırlaştığında boştaki elimle alnıma bastırdım. Derin bir nefes almaya çalıştım ama boğazımda takılı kaldı, ah tanrım. Gerçekten berbat hissediyordum.
"Hayır, hemen," Hıçkırdığımda hışırtıları duydum, yerinden kalkmıştı bir anda. Avcumu sıkıp zorla devam ettim. "Hemen aşağıdayım, arabada. Beni eve götürür müsün?" Tekrar hıçkırdım, iki dakikaya ineceğini söyleyip kapattığında ben de kemerimi açtım. Önce bir dakika nefeslenmeye çalıştım. Beynimde dönen anılara ve üzüntülere vücudumun böyle tepki vermesi olağanüstüydü. Uzun zamandır ilk defa kendimi böyle kaybetmiştim.
Ayağa kalkabileceğimi hissettiğimde yan koltuğa geçmek için kapıyı açtım. Adımımı attığım anda kapıdan çıkan Michael'ı gördüm. Üstüne montunu alıp hemen çıkmış gibiydi; siyah bir eşofman ve siyah bir kapüşonlusu vardı. Saçı darmadağındı ama kalbim hala sıkışıyor olmasına rağmen bunun çok tatlı olduğunu düşünmüştüm.
Hızlıca yanıma gelip bir şey demeden bana sarıldığında daha da ağlamaya başladım. Boyu tam kardeşiminki gibiydi, o da omuzlarımdan bana sarılırdı.
Aklıma onunla yaşadığım şeyler dolup duruyordu; okula gittiği ilk gün onu diğer çocuklara karşı savunmam, beraber anneme kağıttan çiçekler yaptığımız kış günleri, gelen misafirlere sunmak için yazdığımız çocukça tiyatro oyunları; hepsi o kadar gerçek ve bıçak kadar keskindi ki.
"Maeve, düşünmeyi bırak ve bana bak, lütfen." Sesiyle kapattığımı fark etmediğim gözlerimi açtım. Michael elleriyle omuzlarımı tutmuş, endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Bakışlarının yoğunluğuna karşı yapabildiğim tek şey başımı sallamak oldu. Göz yaşlarımın durduğunu görünce sakince beni arabanın öbür tarafına yürüttü ve binmeme yardım ettikten sonra kapımı kapattı. Burnumu silmek için ufak gözden peçete aldığım sırada o da direksiyona yerleşmişti.
Burnumu sildikten sonra garip çıkan sesimle konuşmaya başladım. "Bir anda seni böyle çağırdığım için üzgünüm Michael." Kemerini takarken dediklerimle bana döndü. Bakışlarındaki aynı yoğunluk yine oradaydı. Bunu gördüğümde beynimde sadece tek bir düşünce belirdi. Beni sandığımdan daha çok umursuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lose me in the sight of you || clifford
Fanfiction"Hayatıma ve tüm hatalarıma baktığımda doğru olan tek şeyin sen olduğunu görüyorum." | The Light In Your Eyes'ın yan kitabıdır |