Chapter 8: The One Where Past Haunts Michael
Bir haftadır etrafta cennetteymişim gibi geziyordum.
Belki de biraz öyleydim denebilirdi.
Maeve'i evine götürdüğümden sonraki gün ona komik bir şeyler atmıştım, ve bununla beraber günde en az iki kere mesajlaşma seansımız başlamıştı. Genelde komik şeyler gönderiyorduk ama bazen yorgun olduğunu söylüyordu, ben de iyi gelebilecek şeyleri söylüyordum. Ya da bir hikaye attığımda alıntılayıp çocuklara selam söylememi falan söylüyordu. Çok basitti, farkındaydım. Ama benim için çok önemliydi. Çünkü yavaş yavaş yakınlaştığımızı, iyi arkadaş olmaya başladığımızı hissediyordum. Tam istediğim gibi. Önce onu iyice tanıyıp, kişiliğine aşık olmak istiyordum, nedeni buydu. Şu ana kadar da iyi gidiyordu. Genelde gifleri kullanıyordu, hem de Brooklyn Nine Nine giflerini, ki bununla kalbimi daha çok kazanıyordu.
Dış kapının açıldığını duyunca yatağımda doğruldum. Kimseyle bir plan yapmamıştık, saat de epey geçti. Yarın erken gitmeyi planlıyordum stüdyoya. O yüzden uyuma planlarım vardı.
Ama odamın kapısı açılıp da bereli bir adet Andy orada belirdiğinde bu hayalimi bir çöpe attım.
Hızla ayağa kalkıp ona sarıldım. Onu özlemiştim, bir aydır görüşmüyorduk. Onun da çekimleri vardı, yoğundu.
"Andy, kusura bakma ama benim yatmam lazım. Sabah görüşürüz." Ashton yanımıza geldiğinde Andy'i bıraktım. İkisi anlaştığında ben de Ashton'a iyi geceler diledim ve Andy'i odama sokup kapıyı kapattım.
En iyi arkadaşlarımdan birini gördüğüm için çok mutluydum.
"Öncelikle," Beresini çıkartıp yerdeki minderin üstüne oturdu. Gözlerimi ondan ayırmadan ben de karşısına oturdum. Ne diyeceğini merak etmiştim. "Sanırım kız olayları var ve ben bana anlatmadığın için ve o kız da çok güzel olduğu için sinirliyim." Tepkisine gülmeye başladım. Güldüğümü görünce gözlerindeki ciddilik bozuldu ama gülmemeyi başardı, devam etti. "Ben bu ilişkiyi yürütmek için New York'dan buralara geliyorum, sen ise gördüğün ilk kızla oynaşıyorsun. Bu böyle olmaz." Dayanamayıp kahkaha attım, o da gülmeye başladı. "Ama ciddiyim, anlatmak için beş dakikan var." Soluklandım. Beni böyle güldürüp sonra hemen anlatmamı bekleyemezdi.
Odamdaki küçük buzdolabına dizlerim üzerinde giderken anlatmaya başladım. "İsmi Maeve. Senarist. Gloria'yı almaya gittiğimde tanıştık, ve gerçekten çok iyi bir kız. Gloria'ya sor o da beni onaylayacaktır. Çok iyi arkadaş oldular-"
"Bu kız benden Gloria'yı da çaldı yani?" Lafımı kestiğinde ellerimde bira varken kapağı kapatmaya çalışıyordum. Ona gözlerimi devirdim ve popomla kapağı kapattıktan sonra yerime döndüm.
"Of Andy, ne alakası var." Tersleyerek söylediğimde güldü, elimdeki biralardan birini ona uzatırken ben de çoktan gülümsemeye başlamıştım bile. "Üstelik müziğimizi de seviyor. Çok iyi anlaşıyoruz. Hatta bu aralar sürekli birbirimize komik fotoğraflar atıyoruz." Heyecanla söylediğimde o da sırıttı.
Birasından bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı. "İlişkinin seksten bile önemli olan kısmı, komik fotoğraf atma evresi. Bilirim, tadını çıkar." Bu adam dediği her şeyle beni güldürmeyi başarıyordu. Dizimle dizine vurdum, ben de birkaç yudum kendi içkimden alıp devam ettim.
"Öyle işte. Giflerle cevap vermeyi seviyor ve genelde Brooklyn Nine Nine içerenleri kullanıyor. Favorisi de senin 'Noice' dediğin." Kıkırdayarak söyledim. Tahmin ettiğim üzere gözleri parladı, deli gibi gülmeye başladı.
"Evlenin, lütfen." Tekrar dizine vurdum. Elini oraya götürüp sızlandı. "İyi alıştın sen de ha, ne istiyorsun dizimden." Gülümsedim.
"Zaten geceleri hayal edip duruyorum bir de yeni bir şey ekleme. Mesela şimdi uyumadan önce evlenmemizi düşüneceğim." Bir an gözümde canlandı. Deniz kenarı, güneş batışa geçmiş. Bir iskelenin ucundayız. Orada yüzüklerimizi takıyoruz ve yeminlerimizi söylüyoruz. Ben ağlıyorum, o da göz yaşlarımı siliyor. Şimdiden ilişkideki duygusal taraf olduğumu biliyordum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lose me in the sight of you || clifford
Fanfiction"Hayatıma ve tüm hatalarıma baktığımda doğru olan tek şeyin sen olduğunu görüyorum." | The Light In Your Eyes'ın yan kitabıdır |