Evde son ses çalan 'Sezen Aksu – Yansın İstanbul' şarkısı ile oturmuş, sigaramı ciğerlerime götürürken, kuruyan boğazıma kahveyi yapıştırıyordum. Mükemmel öldürücü ikiliydi. Her ne bok varsa, üstüme yapışmıştı.
Ama gayet mutluydum. Hayatım boyunca, alkol ve sigara içmemiş insanlara imrenmişimdir. O kadar azimle nasıl başarabiliyorsa helal olsun, şu iki iğrenç olan 'şeyi' kullanmıyorlar. Vallaha tam hayran olunacak insanlar.
Heykelleri yapılsa, taşaklarına beton yetmez. O derece yüce insanlar.
Oldum olası Sezen Aksu hayranıyımdır. Kendimi bildim bileli, her türlü şarkısını dinler, her programını izlemişimdir. İçimde durdurulamaz kocaman bir aşk vardı ona karşı ve bu gerçekten güzel bir histi.
Bir insana bağlanmayı hatırlatıyordu bana. Sanırım hayatım boyunca annem ve Sezen Aksu'dan başka kimseyi idolüm olarak almamıştım almayacak.
Kulaklarımdan içeri doğru süzülen şarkıya daha da bir kulak vermiştim. 'Seni sevdiğimi unut. Sevişmelerimiz yalan. Unut beni de her yalan gibi unut' aklıma bardaki çocuk gelmişti. Bilmiyorum pek çok şarkılarda kendimi bulmam. Hatta bu şarkı 'Sezen Aksu'nun' şarkısı ise kimseyi o kefeye koymam.
Sezen Aksu dinlerken birini düşüneceksem, bu çok özel birisi olması lazımdı. Sıradan bir barda, sıradan bir insanla değildi. Kafamı sallayıp transtan çıkmamla sadece şarkının güzelliğine daldırmıştım kendimi bu sefer, her şeyiyle kendimi verdiğim şarkıya
Çalan telefonumun zil sesi engel olmuştu. Kapattığım gözlerimi bir hışımla açıp, cebimden neredeyse düşmeye ramak kalmış telefonu kapıp bildirime gözlerimi gezdirdim.
Tufan: Lan amınakodum
Tufan: Götün neden kalktı senin?
Kerem: Ne alaka abi?
Kerem: Durduk yere ne saçmalıyorsun?
Tufan: Geliyorum konuşacağız.
Tufan: Serkan'ı da alıyorum yanıma
Telefonun kapama tuşuna bastığımda Sezen'den 'Aldatıldık' şarkısı çalmaya başlamıştı. Sanırım bu kısımda göbek atmam lazımdı. Ama olduğum durum pekte sikim de değildi. Ayağa kalktığım gibi dünyada değilmişim gibi göbek atmaya başlamıştım.
Sanırım 70 yaşına bile gelsem, bu şarkıyı her duyduğumda bağıra-bağıra göbek atarak söyleyecektim. Şu şarkı o kadar keyfimi yerine getirmişti ki, Tufan ve Serkan'ın ne sikim diyeceği bile şu an umurum dışındaydı.
Çılgınlar gibi dans etmem son bulduğunda kapı zili çalmıştı. Ki bu kadar erken gelmeleri normaldi. Hemen iki bina ilerimde oturuyorlardı.Kapının ısrarla çalan zili ile merdivenlerden aşağıya indiğimde hızlıca ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım.
Tufan ve Serkan'ı bir daha asla evime alacağımı sanmıyordum. Onlar diğer okulumda en yakın arkadaşlarımdı, ama o okulda kaldılar.
Tufan tırnak etlerini kemirirken, Serkan daha bağlamadığı ayakkabının bağcığını bağlamak için eğilmiş, onu tamamlamaya çalışıyordu. Ortamda garip bir sessizlik oluşmuştu. Nedendir bilmiyorum ama bir yandan huzursuz bile hissettirmişti, onların ne diyeceğine karşılık cevap vereceğimden dolayı şuanlık susmayı planlıyordum. Nereye kadar susacaksam.
Garip sessizliğin sonu, Serkan bağcıklarını bağlayıp, ayağa kalkana kadar sürmüştü. Ardından Tufan boğazlarını temizleyip, ellerini yanaklarına sürdüğünde bana doğru baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basorexia - (boyxboy)
Teen FictionBasorexia; Birini aniden öpme isteği anlamındaki İngilizce kelime. 𝗕𝗶𝗿 𝗰𝗶𝗻𝗮𝘆𝗲𝘁 𝗻𝗲 𝗸𝗮𝗱𝗮𝗿 𝘀𝗮𝗸𝗹𝗮𝗻𝗮𝗯𝗶𝗹𝗶𝗿? ''En vurdumduymaz insanların yüreklerinde bile hassas noktalar vardır. yaşamı da ölümü de bir oyun kabul eden umutsuzl...