Aynı günün akşamı-
Telefonumdan son ses Sezen Aksu klasörünü açtığımda, karışık çalıyordu. Kendimi yatağa doğru attığımda ellerimi kafamın arkasına koymuş hafif yağan yağmuru izliyordum.
Yattığım yerden gökyüzü ellerimin altındaymış gibi olduğundan, daha da güzel oluyordu.
Aslında Pars'ın dediği partiye gitmekle hata mı yaptım bilmiyordum, ama bir şekilde bu okula kendimi adapte etmem lazımdı. Yalnız başına hiçbir şey güzel olmuyordu kendimce. Hayatım boyunca hiç yalnız kalmadım, illa ki bir kişi de olsa yanımda birisi olmuştu.
O yüzden yalnız olmaktan korkuyordum bir yandan. Hem ne olabilir ki, bütün sınıftakileri çağırmış. Sadece bana özel olan bir şey değildi bu...
Hafif sırıttığımda, kendimi şarkının güzelliğine kaptırdığım saniyelerde, çalınan kapı ile olduğum yerden zıplayıp, oturur pozisyona geçtim.
Annem kapıyı açıp, kafasını uzattığında, ufak bir sırıttı. ''Ne yapıyorsun canımın içi?'' diye ekledi bir eli kapının kulpunda.
Bende gülmesine karşılık verip, aynı şekilde baktığımda, ellerimi yatağa vurup, gelmesini söyledim. ''Ya aslında bende seni çağıracaktım'' diye ekledim kapıyı kapatmış yanıma yaklaşmakta olan anneme bakarken.
''Oğlum şu saç rengini tahmini ne zaman değiştirirsin? Beyaz ya bu saç başka renk mi kalmadı?'' diye kahkaha attı, yanıma oturup, saçlarımı karıştırdığında.
Daha boyayalı 2 (iki) gün bile olmamıştı sanırım. Baya da kendime yakıştırmıştım, kendimde yaptırdığım ufak tefek değişimlerle kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Her zaman yenilikleri sevmiştim.
Dudaklarımı büzüp hafif 'of' sesi çıkardığımda, annem gülmesini biraz daha arttırarak yanağımdan makas aldı. ''Aman hemen bozulma. Şaka yapıyorum, gayette yakışmış yakışıklım'' diye ekledi.
''Ya aslında şey, ben senden izin isteyecektim'' diye ekledi annem gözlerimin içine baktığında ellerimi dizlerine koyup gözlerinin içine bakmaya gayret gösterdim.
Çünkü bir şey istediğim zaman böyle yaparak ikna ediyordum. Diğer türlü başka yerlere bakarak konuşursam, ciddi değilmişim sandığında %80 onaylamıyordu. O yüzden derin bir nefes alıp, gözlerini içine bakmaya devam ettim.
''Bir parti varmış, arkadaşın evinde. Gidebilir miyim?'' diye ekledim, derin bir nefes aldığımda.
''Hayır mı desem?'' diye ekledi annem gülerken. ''İyi kafan dağılır git, kaçta bitecek, ne yapıyorsun ara beni ama. Merak ederim biliyorsun?'' diye ekledi.
Evet annemin bu huyu çok fenaydı. Aramasına cevap vermediğim için karakola gideceği günü bile hatırlıyorum. 2 dakika açmadığım için, hemen aceleyle dışarı çıkmış, sokakta karşılaşmıştık. Çok meraklıydı ve huzursuzlanıyordu direkt.
Annemin yanağına kocaman öpücük bıraktığımda ayağa kalkıp, dolabıma doğru yöneldim.
''Evet Kerem Bey çıkıyorum. Dolaba yöneldiğine göre, yol göründü bana'' diye ekleyerek kapıya doğru yöneldi. ''Sen iyi ol yeter'' diye son kez söylendiğinde göz kırpıp, öpücük atmasıyla odamdan tamamıyla çıkmıştı.
...
Merdivenlerden aşağıya indiğimde, annem mutfaktan kafasını çıkarıp bana baktı. ''Yavaş in diyorum şuradan sana Kerem!'' diye ikaz etti çatılan kaşlarıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basorexia - (boyxboy)
Teen FictionBasorexia; Birini aniden öpme isteği anlamındaki İngilizce kelime. 𝗕𝗶𝗿 𝗰𝗶𝗻𝗮𝘆𝗲𝘁 𝗻𝗲 𝗸𝗮𝗱𝗮𝗿 𝘀𝗮𝗸𝗹𝗮𝗻𝗮𝗯𝗶𝗹𝗶𝗿? ''En vurdumduymaz insanların yüreklerinde bile hassas noktalar vardır. yaşamı da ölümü de bir oyun kabul eden umutsuzl...