𝘋𝘌𝘈𝘙 𝘝𝘈𝘔𝘗İ𝘙𝘌🍷 |Jikook <tamamlandı>

~26~

     Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey soluk bir tendi.

     Başımı biraz geri çekerek ne olduğunu anlamaya çalıştım.

     Dün gece olanlar ve içinde bulunduğum durum zihnime ağır ağır dolarken yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

     Şuan Jungkook'un göğsünde yatıyordu. Bir elim Jungkook'un göğsünün üzerinde diğeri ise sırtındaydı. Onun ise bir eli saçımı okşuyordu diğeride belimden beni sıkıca tutuyordu.

     İçimde tarif edilemez bir mutluluk vardı.

     Jungkook bana kendimi her anlamda çok özel hissettiriyordu.

     Dün akşam istese bana çok daha sert davranabileceğini biliyordum. Ancak yapmamıştı. Bana kırılgan bir porselenmişim gibi dokunmuştu ve ona göre davranmıştı.

     Başımı yavaşça Jungkook'a doğru kaldırdım.

     Göz göze gelmiştik.

     Dikkatle bana bakarken bir eliyle hala saçlarımı okşuyordu.

     Ben gülümsediğimde o da bana gülümsedi ve saçlarıma kokulu bir öpücük bıraktı.

  "Nasılsın?"

     Sorduğu soru basit bir soruydu ancak içinde barındırdığı anlam beni utandırmaya yetmişti.

     Kalçamın ve boynumun sızısını görmezden gelmeye çalıştım.

  "Çok mu acıyor?"

     Gerçekten artık düşünmeyi bırakmalıydım.

     Başımı hayır anlamında salladım.

  "Çok değil. Sadece sızlıyor biraz."

     Yaklaşıp alnımı öptü.

     Ardından belimdeki elini kalçama doğru indirmeye başladı.

     Gözlerim otomatik olarak kapanmıştı.

     Kalçamın altına geçmiş olan siyah tişörtü yavaş hareketlerle sıyırıp elini kalçamın üzerinde gezdirdi.

     İşaret parmağı deliğime baskı uyguladığında telaşla Jungkook'un elini tuttum.

  "Elin ayağın düzgün dursun artık..."

     Sahte bir kızgınlıkla söylediğimde sırıtarak elini kalçamdan geri çekti.

     Beni yatağa yatırdı ve üzerime eğilip dudağıma nazik bir öpücük bıraktı ve geri çekildi.

  "Bekle burada. Krem getireceğim."

     Başımı sallayarak onu onayladım.

     Normalde gerek yok tarzından bir şeyler söyler onu engellerdim ancak günün geri kalan kısmını sakat gibi geçirmek istemiyordum.

     Jungkook yataktan kalktı ve odadan çıktı.

     Sırtındaki kırmızı çizgiler soluk teninde çok net belli oluyordu. Üstelik boynu ve göğsünde kırmızılık ve morluklar vardı.

     Mutlulukla gülümsedim.

     Benimdi...

  "Neye gülüyorsun?"

     Odaya geldiğini ancak farkettiğimde gülümsememi daha da büyüttüm.

  "Sırtın, boynun, her yerin izlerimle kaplı."