~36~

7.2K 683 439
                                    

                    The Rose ~ RED

  "Jungkook özür dilerim..."

     Kapıyı açtığım anda gördüğüm bedenden çıkan sesle gözlerimi kırpıştırdım.

     Jimin evime gelmiş üstelik direk benden özür dilemişti.

     Jimin yine titreyen omuzlarıyla kapıda bana mahçup bakışlarıyla bakarken bedeninde gözlerimi gezdirdim.

     Açık renkli bir pantolon ve sarı renkte bir tişört giyiyordu sadece. Dışarısı bir tişört giyen birine göre oldukça soğuktu.

     Ancak Jimin'in bedeninden yayılan şampuan kokusuyla saçlarının ıslak olduğunu anlamıştım.

     Ona kırgındım...

     Ancak daha fazla dışarıda durursa hasta olacaktı.

     Kolundan nazik olmaya çalışarak tuttum ve evin içine çektim. Ardından kapıyı geri kapattım.

     Birden kollarını belime sardığında karşılık vermemek için direndim. Amacım onu süründürmek değildi, sadece kırılmıştım işte... Bana inanmamıştı...

  "Gücümün yanıldığını söylemek için mi geldin?"

     Başını hayır anlamında salladı ve kollarını belime biraz daha sıkı doladı.

  "Yoksa onun çıkma teklifini kabul ettiğini ve bunun bir veda olduğunu söylemek için?"

     Aslında böyle olmadığını biliyordum.

     Sadece kırıldığımı anlamasını istiyordum. Ben dar düşünceli ve olağanüstü kıskanç biri değildim. Onunda arkadaşları vardı ve ben hiç bir zaman onu kısıtlamadım...

     Ancak Mingi arkadaş olabilecek nitelikte biri değildi Jimin'e karşı.

     Ona karşı sevgi besliyordu, Mingi Jimin'e arkadaş gözüyle bakamazdı...

     Hızla başını geri çekti ve dolu gözleriyle bana baktı.

  "J-Jungkook, böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun."

     Gözlerimi kaçırdım ondan.

     Dolu gözlerine daha fazla bakarsam yumuşardım çünkü.

  "Bana i-inanmıyor musun?"

     Çatılı kaşlarımı bozmadan ona baktım.

  "Bilmem, sen bana inanıyor musun ki?"

     Dudağını ısırdı ve gözlerini sıkıca kapattı.

     Gözlerini kapatmasıyla gözyaşlarının yanaklarından süzülmesi bir olmuştu.

  "S-Sana inanıyorum. Jungkook, sana inanıyorum."

     Kaşlarımı kaldırdım ve alayla güldüm.

  "Öyle mi?"

     Başını sallayarak onayladı.

     Tanrım...

     Kendimi çok zor tutuyordum.

  "Özür dilerim Kook. Sen haklıydın, aptallık ettim."

     Kolundan tuttum ve merdivenlerden onunla birlikte çıkıp odama girdim.

     Onu yatağa oturtup banyodan saç kurutma makinesi alıp geri yanına döndüm.

  "Islak saçla dışarı çıkma."

𝘋𝘌𝘈𝘙 𝘝𝘈𝘔𝘗İ𝘙𝘌🍷    |Jikook   <tamamlandı>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin