- o elbise benim olmalıydı aww,.
Kahvemizi içtikten sonra masadan kalktık. Minaya sarılıp tam ayrılacağım sırada " Ha Bade. Sana söylemeyi unuttum. Hani benim savcı olan bir kuzenim vardı ya o seninle tanışmak istiyormuş." dedi.
" Sana şu sıralar kimseyle vakit geçirmek istemediğimi söylemiştim." dedim. Sakin bir tonda.
" E ama napim çocuk ısrar etti. Hem kabul etmek zorunda değilsin arada teyzemgil var diye kırmadım. Sadece bir şeyler yiyip içeceksiniz. Benim hatrım için yapsan nolur?" dedi yalvarır bir şekilde.
"Üf iyi tamam, şöyle bakma bana." diyip güldüm. "Kimin aşkı bee!" diyip boynuma atladı.
Şirkete yakın olduğum için yol boyunca yürümeyi tercih ettim. Belki yürürken hayatımı gözden geçirirdim. Aslında Mina bir yandan da haklı gibiydi. Ömrümün sonuna kadar ilişki yapmayacak da değildim. Ama diğer yanım hep galip geliyordu. O'nu nasıl unuturdum bilmiyordum.
Yolda yürürkenkarşılaştığım küçük kız aklıma geldi. Bana geçmişimi hatırlatıyordu.
Şimdi onlar hayatta olsaydı belkide bunlar hiç yaşanmayacaktı kimbilir.
Babam annemi kaybettiğimiz zaman yurtdışındaydı ve haberi alır almaz dönerken uçağı düşmüştü. Ben o zaman hayatımdan iki değerli şeyi kaybetmiştim. Küçük bir kız çocuğu olarak ortada kalmıştım.
Onlar gittikten sonra çok dua ettim arkalarından, sırf yeniden gelebilmeleri için her gece her gün. Küçücük bir çocuktum, nerden bilebilirdim ki. Geceleri karanlıktan korkan bir kız çocuğuna dönüştüm, oysaki tek dostu olan Karanlık'ken.
Şirkete yaklaştığımda bir yandanda kalbim hızlanmıştı. Onu göremeyecek olsamda bu beni heyecanlandırmıştı. Girişteki otomatik kapıdan geçip asansörlerin olduğu yere doğru yürüdüm.
Asansörü beklerken bir yandan da ayağımla ritim tutmaya başladım.
Asansör geldiğinde içine binip tam çıkacağım kata bastığımda kapı kapanırken bir el araya girdi.O anda bakışlarım o eli takip etti.
Üzerinde krem rengi palto ve beyaz gömlek vardı. Başını siyah deri kol saatinden kaldırdı ve göz göze geldik. Ağzım kuruduğu için yutkunmak zorunda kalmıştım.
Geriye giderek onun önde olmasını sağladım. Yüzümün her bir karesini ezberliyormuşcasına baktı. Ama bu bakış birkaç saniye sürdü, ben bile zor farketmiştim. Önüne dönerek hiç bir şey olmamış gibi ellerini paltosuna kattı. Kalp atışlarımı şuan duyduğuna emindim. Heyecandan ellerim terlemişti ve kıyafetimin etek kısmının ucunu sıkı bir şekilde tuttum.
Bu saniyeler neden geçmek bilmiyordu acaba. Bir de asansör dursun tam olsun yani dedim içimden. Benim ineceğim kata geldiğimizde asansör durdu vekapısı açıldı. Çıkmak için acele ederken dikkatli bir şekilde yanından geçmrye çalıştım.
"Arka eteğinin ucu kıvrılmış. Dikkat et." dedi. Arkamdaki o ses.
Gözlerimi büyülterek elimle düzeltmeye çalıştım o sırada asansör kapısı kapandı. Yanaklarım şuan alev alevdi ve ben az önce fena bir şekilde rezil olmuştum!
Soğuk ellerimle yanaklarımı dindirmeye çalıştım. Topuklularla yere vura vura lavaboya doğru yürüdüm. Duyu açıp aynanın karşısına geçtim. Yanaklarım gerçekten renkten renge girmişti. Çantamdan çıkardığım pudra ve lipbalmdan biraz sürdüm. İçeri gelen iki kız kendi aralarında bir şeyler konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZ ÇOCUĞU.
Teen Fiction"Sırf O' bir gece daha yanımda kalabilsin diye ay kendini güneşin önüne attı. Mitolojiye göre güneş tutulması böyle gerçekleşti. " Senden sonra hayatıma devam edip başka birini sevebilirim dedim de , galiba yalan söyledim. -iyi okumalar dilerim ,